Zihnin Arka Sokakları

"Ve en sonunda göreceğin aşk, verdiğin aşka eşit olacaktır." - The Beatles (The End) 🎵🐝💕🌻🌍🐾

19 Nisan 2021 Pazartesi

Morrissey'in Simpsons'la İmtihanı

 
Bir şekilde yeni haliyle Morrissey'in ya South Park'a ya da The Simpsons'a konuk olacağını düşünüyordum. Seksenlerin ve doksanların "utangaç" ikonunun bugün evrildiği ırkçı ve çekilmez tiplemesini tiye almalarını bekliyordum. Ama bu South Park'tan gelir diye bekliyordum. Zira o bu konularda daha çok ses yükselten bir seri. Gol sesi Simpsons stüdyosundan geldi. Geç olsa da böyle bir şey izlemek iyi oldu. Bir yandan da üzüldüm. Açalım..

Daha önce Morrissey'e dair epey uzun ve kapsamlı bir yazı yazmıştım (tık). Tekrar etmeyeceğim. Kendisi beni ve daha yüz binlerce insanı hayalkırıklığına uğratmış birisi. Zamanında hepimiz için halde anlayan, şiir seven, içine kapanık ve hisli bir müzikal kahraman figürüydü. Sonra onu dedi, bunu dedi, şunu yaptı ve kendisinde adeta nefret ettik. Oysa hala blogumun tozlu sayfalarında kendisine dair birçok yazım bulunuyor. Hiçbirini silmedim. Konser incelemesini bile.. Bir yanım hala ona kıyamıyor mu acaba diye kendi kendimi sorguluyorum. Bilmiyorum. Ama artık dinlemediğim kesin. En son yeni albümünün incelemesini yapmak için eni konu dinlemiştim. İsmini görmek midemi ve yüzümü ekşitiyor. Kokmuş ama bir dönem leziz bir yemekmiş gibi.

Simpsons'ı yazan ekibe bir kez daha şapka çıkartıyorum zira bölüm öyle güzel detaylarla bezenmiş ki, adeta Nemesis'imiz olan adamın şarkılarını son ses açıp dinlemek geliyor içimizden. Meat is Murder'a yaptığı atıf olsun, Lisa'nın astığı poster detayları olsun, Lisa'nın her haliyle çakma Spotify uygulamasında bütün şarkıcıları "dislike"layarak Morrissey ve grubuna ulaşması detayı gerçekten çok zekiceydi. Ama bence bölümün en parıltılı yeri Lisa'ya görünen "genç" Morrissey ile bugünün Morrissey'nin karşılaştığı festival sahnesiydi. Dün seveni için "hayali bir arkadaş" olan Morrissey'in, bugün, seyircisini azarlayan ve yeni albümüne "Mülteciler? Yine?" ismini koyan birine dönüşmesi gerçekten trajikomik olmuş. Çünkü onu gerçekten bir dönem seven bizler de tam olarak böyle hissediyoruz. Aldatıldık.

Morrissey cephesi zaman kaybetmeden diziyi topa tutmuş. Bölüm tanıtımlarında Morrissey'in hep genç ve olumlu halini gördüğümüz için herhalde kendisi epey büyük beklenti ile ekran başına geçmiştir. Bölüm sonunda neler hissetmiştir merak ediyorum. Muhtemelen yine drama furyası başlatıp birkaç ay dizinin yapımcılarıyla atışır. Hazır kendisi yeni albüm de çıkaracakmış. O da nasıl olacaksa (kayıtlar bitmiş ama şuan kendisi herhangi bir kayıt şirketine bağlı değil - hepsinden atıldı!)...

Kill Uncle, bu sene yirminci yılını kutluyor. Kendisinin değeri bilinmeyen albümlerinde başı çeker. O albüm hakkında bir yazı yazmayı tasarlamıştım. Fakat sonra vazgeçtim. Bir gün kendisi aklını başına alırsa, yazarız. O güne kadar susacağız. Herkes hak ettiğini alır. Keşke böyle olmasaydı. Ben Morrissey'li günleri özlüyorum.

Kendisine tek diyeceğim, şarkısında belirttiği gibi: you're gonna need someone on your side.

4 yorum: