Zihnin Arka Sokakları

"Ve en sonunda göreceğin aşk, verdiğin aşka eşit olacaktır." - The Beatles (The End) 🎵🐝💕🌻🌍🐾

2 Haziran 2021 Çarşamba

İnekli Bir Mim


En sonik komşumuz bize el emeği göz nuru iki mim hazırlamış. Bir tanesini seçip cevapladım. Hadi bakalım. Alnımın akıyla çıkmayı umuduğum bir mim. Dileyen katılabilir.

1) Çocukluğumda en sevdiğim oyuncak.

Hiç düşünmeden cevap verebiliyorum bu soruya çünkü bir ineğim vardı ve çok severdim kendisini. Beraber uyurduk. Bir insan oyuncak ayıyla oynar, oyuncak köpekle oynar, ama inek? İşte ben de öyle bir insan evladıyım. İnekleri çocukluğumdan beri çok severim. Mö ise mö'dür arkadaşlar. İtiraz edemem. Çocukken pikniğe gittiğimizde yemek yemez, top oynamaz, gider otlayan inekleri ve buzağılarını seyrederdim ağzımda emzik. Kocaman olmalarından ve yavaş hareket etmelerinden etkileniyordum herhalde, ne dersiniz.

2) Çocukluğumda en sevdiğim oyun.
Saklambaç! Bir defasında arkadaşlarla oynarken yağmur bastırmıştı. Nasıl ama.. Şakır şakır. Ne yapacağımızı şaşırdık. Hayatımda o kadar ıslandığımı bilmem. Sonra bir şekilde buluşup kocaman bir çalının altına sığışmıştık. Islanıyorduk ama görece daha az. Annelerimiz aramaya çıkıp bizi orada bulmuşlardı. Dertop olmuş vaziyette. Kazık kadar oldum, oynayalım deseniz valla üşenmem saklanacak yer aramaya başlarım, oynar mıyız?

3) Pek yapmıyorum ama şunu yapmaktan hoşlanıyorum...
Temelde hayatı seviyorum; ama eylemi pek gerçekleştiremiyor gibiyim.

4) Çok geç olmasa idi şunu yapardım...
Arkeoloji yüksek lisansına niyetlenirdim. Alırlar mıydı bilmiyorum ama tut ki aldılar, uslu bir çocuk olurdum. Fakat bu yaştan sonra kimse beni kazıya götürmez. Mazallah gık gık. Mondo Trasho filmini hatırlar mısınız? Divine bıçaklanmıştır. Domuzlarla beraber çamurlara gömülür. O sırada bangır bangır Wagner'den Ride of the Valkyries çalar ama Divine bir türlü doğrulamaz ve ölür.

5) En sevdiğim müzik aleti.
Synthesizer. Yüz yılın icadı bence. En tutucu rockçı bile olsanız onun cazibesine yenilirsiniz. Allah razı olsun Van Halen rock müzikle synth'i kaynaştırdı da keyiflendik.


6) Bu kadar cimri olmasaydım sanatçım için şunu alırdım...

Bende var böyle bir saflık. Sanki üç kuruş parama ihtiyacı varmış gibi en baba şarkıcıların grupların olmadık merchandise'larına para bayılmayı seviyorum. Ama tabii çoğu zaman yetmiyor. Hala cd'dir dvd'dir alan bir fosil bireyim. Hangi müze kabul eder beni? Cinecitta?

7) Gizlice okumayı sevdiğim...
Erotik edebiyat desem? Gizliden kasıt dışarıda okuyamıyor olmaktan. Metroda lap diye çantandan çıkaramıyorsun çünkü millet kapağa veya isme takılıp kavun gibi bakıyor. Şu sıralar Anais Nin'in Venüs Üçgeni'ni okuyorum mesela. Tam bir terapi çünkü erotik kitaplar beyin kullanımını arttırmıyor. Ne zaman kafam yoğun olsa ya Stephen King tarzı şeyler ya da bu tarz kitaplar seçiyorum. Sürekli Thomas Mann okunur mu arkadaşlar, acıyın. Kitaba dönecek olursam. Nin, çok sevgili Henry Miller'cığımın yakın çevresinden ve haliyle birbirlerinden az çok etkilenmişler. Genelde bu edebi türe ait eserler ucuzun ucuzu çıktığı için fazla bir beklentiyle okumuyorum ama Nin, bir kadın gözünden erotizme yaklaştığı için (bunu amaçladığını kendi söylüyor) ilginç bir okuma deneyimi oluyor. Maalesef kadın yazarlar da bu tarzda bir şeyler kaleme aldıklarında eril dili ve erkek hayal dünyasını referans noktası alıyor. Oysa erkek erotizmine aşinayız. Farklı bir bakış peşindeyiz. Bu kitaptaki öykülerin bazıları tür içinde kaydadeğer denebilecek örnekler.

8) Çok saçma olduğunu düşünmeseydim şunu yazar veya yapardım...
Saçma olduğunu zannetmemekle birlikte kimseye bir faydası olacağını, daha basacak birilerinin çıkacağını düşünmediğimden dolayı yıllardır kenarlara yazdığım şiirlerimi kendime saklıyorum. Hoş, son iki yıldır tek şiir yazmadım. Yazamadım. Çünkü yaşamakla meşguldüm. Kimbilir belki bir gün bir yerde.. Onun dışında bir de senaryo taslağım var; korku filmi. Düşük bütçeli bir korku filmi çekecek özgüvene (ve sermayaye) sahip olmadığım için henüz bir kenarda duruyor.

9) Beni en çok neşelendiren müzik.
Her daim seksenlerden şarkılar dinlemek beni mutlu ediyor. Pop rock farketmez. O seksenler ucuzluğu, pespayeliği, ama sevimliliğini hiçbir şeye değişmem. Ki bu filmler için de aynı. Seksenlerin korku filmleri veya romantik filmleri pek hoş. Giyim kuşam anlamında "mazallah" yıllar olsa da seviyoruz.

10) En sevdiğim giyinme tarzı.
Ektedir.

Acımayın, vurun ses yükselt tuşuna.

6 yorum:

  1. burada sana ilişip yapayım mı ben de o zaman? mâlum kısa kesemiyorum belki yorumdur diye utanır fışt fışt hallederim. hemen başlıyorum:

    1. oyuncak: pembe renkli bir ayı. adını yumoş koymuştum. her şeylerden vazgeçtim ama o hâlâ annemin evinde bir yerde. bi' ara gidip alayım bak aklıma gelmişken.

    2. en sevdiğim oyun: ajancılık. bak şimdi bu da ikinci en sevdğim oyuncağımı getirdi aklıma. fotoğraflı falan uzun yazayım bunu ben bloga.

    3. denizli tatil yapmak. bak şimdi hesapladım, altı senedir mayomu görmemişim ya yuh! evet evet tatil yapmayı özledim.

    4. iyi bir buz patencisi olmayı çok isterdim.

    5. tek başına dinlemek için piyano, çalmaya niyetlenmek içinse bateri.

    6. bu soruyu ben nedense içimdeki sanatçı gibi anladım, içimde bir sanatçı varsa o biraz çocuk kitapları yazarıdır. ona "aaa bu neymiş" dediğim tüm çocuk kitaplarını alırdım. he yok bu sevdiğimiz bir sanatçıysa o zaman o kişiye telif götürecek ne varsa alırdım. maddi kaygısı olmadan yazmaya, çizmeye, çalmaya gönül rahatlığıyla devam edebilsin diye.

    7. ay ben de seviyorum erotik edebiyat. bir de yolculuklarda falan pucca okumayı seviyorum. blogunu takip ederdim, kitapları da zaten blog yazısı gibi yazıyor hala.

    8. bazen diyorum ki acaba bir tivıtır hesabı açıp trollük mü yapsam ama şöyle: malum partiliymiş gibi açayım hesabı, nerede bunlardan var sinsi adımlarla beni takip etmelerini sağlayayım. sonra daha da sinsice bir şekilde taymlaynlarına o asla bakmadıkları muhalif -ama boş muhalif değil, çok iyi yazılmış- yazıları falan düşüreyim. görmezden geliyor bakmıyorlar ya yandaş basından başka yere, böyle minik minik maruz bırakayım onları. ama ne zamanım ne de enerjim var, vazgeçiyorum hemen.

    9. beni en çok neşelendiren müzik: hararetli ve hareketli türküler, oyun havaları. :) yaylanın çimenine guzzzu yayılır guzzuuuu gibi. düğün sahibi çok yakınımsa beni kimseler tutamaz, oynarım.

    10. en sevdiğim giyinme tarzının adını yıllarca bilmiyordum daha yeni pinterestten öğrendim, rock chick deniyormuş. aslında seninkinin kadın versiyonu gibi. couple olup bir davete icabet etsek çok uyumlu olurmuşuz komşucuğum, vallahi yakıştık. :))

    öptüm.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Deniz demeyin.. Yüz yıl olmuştur ben deniz yüzü görmeyeli. Acaba yüzmeyi unutmuş olabilir miyim ahahaha :D Mayom nerede en ufak bir fikrim yok.

      Son zamanlarda ben de çok fazla hareketli şeyler dinler oldum. Hiç ağlak zırtlak şeylere gelemiyorum.

      Sil
  2. Ay ben de yapayım, maksat yazacak bir şeyler bulmak şu kısır, evlere kapandığımız eylemsiz günlerde. Ama yarın, bugün Mayıs ayının kitaplarını bekleyenler var.
    İnek deyince, çocukluğumda Niğde'ye, büyük teyzemin bahçesine giderdik yazları 10-15 gün. İnekleri vardı, adı Kurtuluş'tu. Neden mi? Öğretmen olan ve Menderes'ten hazzetmeyen babaları 27 Mayıs 1960'da doğduğu için ineğin adını Kurtuluş koymuştu :))) Annesinin adı da Naciye idi, biz orada iken ölmüş ve hepimizin katıldığı bir törenle bahçenin iç kısımlarındaki ağaçlardan birinin altına gömülmüştü. Kuzenim Kurtuluş'u sağarken izlemeyi pek severdim, lakin ottan çöpten hazırlayıp mutfağım olarak kabul ettiğim mermer taşın üzerine bir anlığına bıraktığım yemekleri (!) Kurtuluş'un afiyetle yediğini gördüğüm anda aramız bozulmuştu :)) Eminim görsen sen de severdin Kurtuluş'u Zihin Kardeş :) Aradan yıllar yıllar geçti, hala kuzenlerle bir araya gelince yad ederiz arkadaşı :)))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yurdumun inekleri bile politik :D Çocukluk anılarımız da olmasa ne yapacağız :)

      Sil
  3. Ben bir inek tanıdım hayatımda, o da politik bir inekti. İnek dediğimiz hayvan devasa bir köpek zaten. Giyim tarzını da düşündüm, rock chick ile 75+ rock star arası bir şey. Bir davete icabet edilecekse ben de geleyim, underground synth pop opera/heavy glam metal grubu taklidi yaparız. Bizim evde bas gitar var, onu da getiririm.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Acaba benim gördüğüm ineklerin dünya görüşü neydi merak ettim :D Gerçekten de öyle. Biz ehlileştirmesek ne bugünkü köpek ne de inek olacaktı. İyi mi ettik kötü mü bilmiyorum. Bize bağlı yaşamaları fikri hoşuma gitmiyor. İnsana güvenilmez :/

      Grubun genreı süper oldu ya :))

      Sil