Zihnin Arka Sokakları

"Ve en sonunda göreceğin aşk, verdiğin aşka eşit olacaktır." - The Beatles (The End) 🎵🐝💕🌻🌍🐾

29 Haziran 2021 Salı

Bazen Sadece Dans Etmek İstersin


Sylvester
, çok genç yaşta aramızdan ayrılan sanatçılardan sadece bir tanesi. Ama özel bir tanesi. Kendisi hakkında eni konu bir belgesel yapıldı mı bilmiyorum. Yapılması gerekiyor. Kendisini en son geçenlerde izlediğim The Cockettes belgeselinde gördüm ve anılar canlandı. Dans etmek diyince aklıma gelen ilk isimlerden biri. Doğaüstü bir ses. Doğaüstü bir yetenek. HIV/AIDS'e kurban verdiğimizde kendisi henüz 41 yaşındaydı. Bence doksanları görseydi, birbirinden olay albümler yapacaktı. Bundan şüphem yok.

"Disko Kraliçesi" ünvanı birçok şarkıcıya veriliyor ama bunu hak eden bence iki isim var. İlki Donna Summer (hak ettiği değeri gördüğünü sanmıyorum buna rağmen). Diğeri Sylvester. Amerika'nın Batı yakasından çıkma bir yetenek. Ama ne yetenek. Dönemin San Francisco hippi kültürünün en cafcaflı örneklerinden olan gösteri grubu The Cockettes'teki performansıyla tanındı ve haliyle birkaç hafta (evet yıl bile değil) içinde herkes o egzantrik grup yerine onu konuşur oldu. Çünkü Sylvester herkesten farklıydı. Düşünün, The Cockettes gibi müthiş avangard ve sıradışı bir sahne grubu için bile "farklıydı" (bir ara grup hakkında da yazayım, unutup duruyorum - bir grup düşünün ki kadrosundan hem Divine, hem Sylvester, hem Hibiscus, hem Fayette Hauser, hem de Goldie Glitters geçsin).

Tıpkı Elvis gibi onun da kökenleri gospel geleneğine dayanıyor. Fakat Elvis'ten farklı olarak o funk ve r&b türlerinden de oldukça etkilenmiş. Solo döneminden önce çıkardığı öncü albüm olan Sylvester and the Hot Band'i bir dinleyin. Orada Neil Young'ın Southern Man'ine öyle acayip ve heyecan verici bir yorum katmış ki.. İlk dinlediğimde aklım gitmişti. Gerçek bir usta.

Ama elbette onu meşhur eden disko ve Hi-NRG türünde okuduğu şarkılar oldu ki gerçekten birçoğu bence gizli birer hazinedir hala. You Make Me Feel (Mighty Real) şarkısı birçok toplama albümde ve filmde boy gösterdi. Muhtemelen bilmeyeniniz yoktur. Çok iyi şarkıdır ama benim için Sylvester demek Take Me to Heaven'dır. İlk başlarda "bu ne sıradan seksenler şarkısı" diyebilirsiniz. Yerinize tutunun. Çünkü biraz sonra Sylvester vokalini konuşturacak. Bu şarkıyı herhalde başka hiçkimse okuyamaz. Okusa da bir halta benzemez.

Bu hayattan fazla bir beklentim kalmadı. Tek dileğim şöyle bir şey, dünyanın büyük meydanlarında dans pistleri kurulsa.. Günler geceler boyu dans etsek. Müzik hiç susmasa. HİÇ. Ve ben yemeden içmeden dans etsem. Sonunda da bir kenara bitkin vaziyette yığılıp kalsam.

"Neden beni cennete götürmüyorsun?"



Siz yine insana rağmen, insandan yana, insan için yaşamaya bakın. Gerisi boş.

4 yorum:

  1. Sylvester'ı tanımıyordum. Dağarcığıma katkı olan bir yazı bu. Teşekkürler Zihin...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Nedense çok çabuk unutuldu. Bazı çevreler hariç bugün herhalde kendisini dinleyen kalmamıştır. Amerika'da yoldan birkaç genç çevirip tanıyor musunuz desek "Sylvester Stallone mu" derler :D Haberi olup da böylesi şarkıcıları seven dinleyen herkesin iyi kötü onlarını adını geleceğe taşıması gerek diye düşünüyorum. Biz zaten eğlendiğimiz kadar eğlendik kendisiyle. Sıra gençlerde :))

      Sil