Zihnin Arka Sokakları

"Ve en sonunda göreceğin aşk, verdiğin aşka eşit olacaktır." - The Beatles (The End) 🎵🐝💕🌻🌍🐾

3 Şubat 2021 Çarşamba

Gretel Ve Hansel Ya Da Korkunç Bir Hikaye

Korku filmlerinin temeli sestir. Ses ile korkutur, ses ile seyirciyle oynar. Bir korku filmi bunun yerine sadece "kan banyosu" veya şiddet sahnelerine bel dayıyorsa o filmin bir eksiği vardır ve o eksiğini bu şekilde gizlemeye çalışmaktadır. Yani, bana göre şiddet odaklı korku filmleri (torture porn türü gibi) kötü filmlerdir. Tercih etmem. Atmosfere dayanan korku filmleri korkutur. Slasher gibi sulu türler de eğlendirir. Bu nedenle bu tarz filmleri daha çok severim.

2020 yılının en iyi korku filmlerinden biri de Gretel & Hansel'di (diğerini de yazarım). Nakış gibi işlenmiş bir korku filmi. Ağır ilerleyen, yabancıların deyimiyle "slow burn" bir film olsa da, bir dakikasına bile sıkmıyor. Aksine merak uyandırıyor. Bildiğimiz halk öyküsü Hansel ve Gretel'in serbest bir uyarlaması olan film, son yıllarda tekrarda tırmanışa geçen "folk korku" türünün önemli örneklerinden biri.

Midsommar, The Vvitcher, The Hallow, A Field in England gibi filmlerle yetmişlerdeki popüleritesini günümüzde tekrardan kazanan bu türün en iyi örneklerinden biri diyorum; çünkü bu saydığım iyi örneklerinden bile bir konuda ileride: atmosfer. Gretel & Hansel, öyle başarılı bir atmosfer yaratımına sahip ki, film bir yerden sonra "masal"a dönüşüyor ve sizin için gerçek ve düş birbirine karışıyor. Ormanda yürüdükleri sekansla birlikte sizi içine alıyor ve finale kadar da bırakmıyor.

Bir filmin (türünden bağımsız) en büyük gayesi bu olmalı. Size yalan satabilmesi. Film izlediğinizi hissettirmeden gerçeklik duygunuzla oynayabilmesi. Gretel & Hansel, bunu çok iyi başarıyor. Doksan dakika boyunca kendinizi ıssız bir ormanda, nalet bir cadının evinde yaşıyormuş gibi hissediyorsunuz.

Yazımın en başına dönersem, filmin ses kullanımı ve müzikleri de çok başarılı. Flu görsellere en az onlar kadar flu ve tekinsiz bir soundtrack eklenince seyirci şizofrenik sancıların ortasında buluveriyor kendini. Siz de bir yerden sonra Gretel gibi hayaller görmeye başlıyorsunuz. Uzun zamandır bu kadar esaslı ve huzursuz edici, tekinsiz bir soundtrack dinlememiştim (şu şarkının kalitesine bakın - görece zayıf finalini bir üst çıtaya çıkarıyor).

Konusundan da bahsedeyim. Her ne kadar hikayeye hepimiz az çok aşina olsak da.. Gretel ve Hansel adında iki kardeş, babalarının ölümüyle birlikte akıl hastası anneleriyle aynı evde kalamayacaklarını farkederler ve evlerinden adeta kovularak ormanın ortasında tek başlarına bırakılırlar. Ormanda tanıştıkları bir avcı onlara ormancılara katılmalarını öğütlerler. Onlar da yola koyulur. Fakat bir gün ormanın ücra bir köşesinde, pasta kokulu bir eve rastlarlar. Uğursuzlar uğursuzu olan bu kara boyalı evde, her gün lezzetli sofralar kurulur. Pastadan, ete, çöreğinden bilmemnesine. Aç bilaç dolaşan Hansel, karnının sesine yenilir ve pencereden girerek yiyecek bir şeyler çalmaya girişir. Oysa evin sahibi yörelerinde dillerden dile aktarılan ürkütücü bir hikayenin başkahramanı olan cadıdan başkası değildir.

Gretel & Hansel, ismindeki kelime oyunuyla da alt metninde sakladığı şeyi bir yerde açık ediyor. O da feminizm vurgusu. Kardeşlerden kız kardeşin ismini öne alarak, filmin feminist bir duruşu olacağını belli etse de, film boyunca getirdiği toplumsal eleştiriler biraz kör göze parmaktan ileri gidemiyor. Ama yine de çabası takdir edilesi.

Temposu yavaş olsa da, gerek oyunculukları, gerek halisünatif evreniyle izlemeye değer bir yapım. Hele benim gibi bir "korku kaşarı" iseniz, bu taze soluk size iyi gelecektir. Siz siz olun, tanımadığınız birinden ne pasta alın ne de şeker :)

Asabımı bozdu film.

6 yorum:

  1. Bahsettiğiniz şeye katarsis diyoruz hocam, kendini kahramanın yerine koyma ve sonunda da ödüle (katarsise) ulaşma. Bunun tam tersi durumlar ise yabancılaşmadır.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Korku sineması katarsis üstüne kurulu ve ne yazık ki modern korku sineması bundan giderek uzaklaşıyor. Seyrettiğiniz şeyin başınıza gelmemesi, ekranda olup bitenden uzak kalabilmeniz ama finale kalan kişinin (final girl genelde) verdiği tüm mücadeleler seyirciye kendisini dışarıdan gösterdiği için o arınmayı sağlıyor :)

      Sil
  2. Korku filmi izlemiyorum ama okudum :) emeğine sağlık

    YanıtlaSil
  3. Çok merak ettim. Korku filmi izlemem pek. Bu konuda en son seksenlerin sonu, doksanların ilk yarısındaki video kasetlerin olduğu zamanda kaldım:))) Ama uygun zamanda izleyeyim ben Gretel ve Hansel'i. Teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İlginç bir deneme olmuş. Bazı sahneler arkaplan yapılası, estetik :) Korku sinemasının en güzel yıllarıydı bahsettiğiniz dönem. Keşke sektör de orada kalabilseydi :D

      Sil