Zihnin Arka Sokakları

"Ve en sonunda göreceğin aşk, verdiğin aşka eşit olacaktır." - The Beatles (The End) 🎵🐝💕🌻🌍🐾

13 Ocak 2021 Çarşamba

Zeki Müren Mevzusu

Gündemde olan şeyleri fazla yazmıyorum; ama bu kısmen bir müzik haberi olduğu için incelemeye değer buluyorum. Özdemir Erdoğan, hepimizin tanıdığı bir sanatçı. Yılların sanatçısı ve sanatçı yönüne dair herhangi bir olumlu olumsuz eleştirim olmayacak. Fakat kendisinin şu son tartışmalı röportajında (tık) söyledikleri beni rahatsız etti. Ölmüş birinin arkasından konuşmak gibi yanlış bir eylemde bulunması bir yana, meslektaşını eleştirirken o insanın doğrudan cinsel yönelimini hedef alması beni dehşete düşürdü. Zeki Müren'in müzisyenliğini eleştir, sahnesini eleştir; ama özel yaşamına dair eleştiri getirmek de neymiş?

2021 yılındayız. Ama hala insanların cinsiyetleri, cinsel yönelimleri üzerinden tartışmalar içindeyiz. Aklım almıyor. Bize ne, size ne? Herkes kendi yaşamından sorumludur. Benim bedenimden sadece ben sorumluyum. Bir diğer kişi de sadece kendisininkinden. Yani şunları söylemek bile utandırıyor beni. Tespitler felaket: "Bakın mesela Bülent Ersoy, çok daha namuslu, çünkü o kadın oldu. Yani erkek çocuklara kötü örnek olmadı....ama Zeki Müren kötü bir rol modeldi. Aklı başında olan herkes böyle düşünür."

İnanılır gibi değil. Kötü rol model ne demek? Yediden yetmişe herkesin sevgisini kazanmış, bugün dahi kendisi için sergiler düzenlenen, kitaplar yazılan, belgeseller çekilen birinden bahsediyoruz. Evi müzeye çevrildi, hepimiz gittik ziyaret ettik. Hüzünlendik. Olacak şey değil yahu. Hem bu "model" lafına da ifrit oluyorum. Türlü türlü sanatçıyı, yapıtlarından ötürü seviyoruz. Ama her birinin yaşam tarzını, giyimini, görüşlerini hayatımızda uyguladığımız anlamına mı geliyor? Knut Hamsun okumak bizi faşist mi yapar? Kaldı ki burada mevzu cinsel yönelim. Üçüncü bir kişiye bakıp "özenilecek" bir hadise değil. Siz hiç birine özenerek düzcinsel olan duydunuz mu peki?

Hem o kadar eminim ki, yarın bir gün, gecinden versin ama Bülent Hanım ölse, kesin onun da arkadasından böyle kötü sözler edecekler. Bugün kendisi hayatta ve sapasağlam güçlü duruşu sebebiyle seslerini çıkaramıyorlar (Zeki Bey de yaşarken gıkını çıkaramazlardı). Ama o gün gelirse yine ben kendisini savunurum; çünkü Özdemir Bey'in dahi hak verdiği gibi, Bülent Hanım öylesi bir dönemde aslanlar gibi değişim geçirdi. Korkunç manasız yasaklamalara maruz kaldı. Ama pes etmedi. Bugün kendisiyle hayvan hakları üstünden ayrı düşsek de, günümüz LGBT meselelerinde güçlü bir ses çıkarmasa da, o günlerde gösterdiği direnç ve daha önemlisi büyük sanatçılığından dolayı her zaman saygımız sonsuz. Geceleri en çok dinlediğim sanatçıların başında gelir. Çünkü bu ülkeden sadece bir tane Bülent Ersoy geçti. Bir tane Zeki Müren geçti. Bu insanlar şarkılarıyla milyonlarca insanın kalplerine girdiler ve yer edindiler. Ölümsüzdürler. Eleştirecekseniz, müzik üstünden eleştirin ki böylesi devasa isimleri eleştirmeden de biraz oturup düşünmesi lazım insanın, ben ne yaptım onların yapamadığı diye.

İnsanları rahat bırakın artık, lütfen. Herkesin bir hayat şansı var bu dünyada. Bu rengarenk dünyada herkese yer var. Nefret ve kötü duygulara yer yok. Herkes herkesi sevmek zorunda değil. Ama incitmenin de anlamı yok. Zeki Bey gibi ince ruhlu, dinleyicisini önemseyen, kelimelerini seçen birinin ardından böyle eleştiriler yapılması bir müziksever ve sıradan bir insan olarak beni üzüyor.

Dinlersiniz, dinlemezsiniz. Beğenirsiniz, beğenmezsiniz. Zeki Müren, Cumhuriyet döneminin en geniş kitlelerce sevilen sahne insanıydı. Hala da öyledir. Bu gerçeği ne ben değiştirebilirim, ne de bir meslektaşı. Elvis Presley'i de zamanında çok eleştirdiler. Ama kendisi hala Amerika'nın en çok sevilen sahne insanıdır. Johnny Hallyday öldü, bütün Paris sokaklara döküldü. Çünkü böylesi isimler sadece birer "yıldız" değiller, aynı zamanda "galaksi"dir.

Kalp kırmak istemem ama o eleştiren beyefendinin bütün külliyatını dinlemişimdir, Zeki Bey'in şu yorumundaki tutkuyu ve gücü bulamamışımdır. Tek bir şarkısı bile kafi.

11 yorum:

  1. Çok haklı sözler. Her birine katılıyorum.
    Özdemir Erdoğan'ın durduk yere böyle bir saygısızlık ve düşüncesizlik yapması da akıl alır gibi değil. Okuyunca onun adına ben utandım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yaşının verdiği olgunluk çerçevesinde makul eleştiriler yapmasını beklerdim. Gerçekten yakışmıyor. Kimsenin haddi değil bir diğerinin özelini deşmek, kurcalamak.

      Sil
  2. Çok şaşırdım ve üzüldüm. Böyle bir açıklamayı sanattan anlayan birinin hele hiç yapmaması gerekir, sanat insanı kavramlara da yaratıcı ve eleştirel bakamayacaksa....
    Bu arada, yazınızda şu dikkatimi çekti hanım ve bey demişsiniz, bu acaba toplumdaki geleneksel rolleri daha da pekiştiren bir ifade değil mi? Yani Bülent Hanım yerine Bülent Ersoy denmesi daha uygun geliyor bana, Mr. Presley, Herr Beethoven denmemesi gibi :) Ne bileyim..
    LGBT konusunda çok hassasım, bazen korumaya savunmaya çalışırken farkında olmadan zarar verebiliyoruz. En yakın akadaşlarımdan biri gay hatta evli ve çocukları var ve benden çok daha “örnek” denebilecek bir ebeveyn :) artık insanları kimi sevecekleri kiminle sevişecekleri konusunda rahat bıraksak ne iyi olacak...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Zeki Müren'deki "bey" genelde kendisinden öyle bahsedildiği için kullanıldı (Sanat Güneşi gibi). Bülent Ersoy'daki "hanım" da onu kadın olarak görmeyenler için kullanıldı (hala bu konu üstünden espri yapanlar veya küçümsemeye kalkanlar var maalesef). Eleştiriyi getiren için kullandığım "beyefendi" ise tamamen aramızdaki soğukluğu belirtmek içindi :)) Yani hepsinin bir sebebi var, özellikle kullandım :) Yoksa yazılarımın çoğunda bu hitaplara rastlanmaz. Kendi hayatımda da eğer monsieur hitabını kullanıyorsam yine orada gizli bir sürtüşme var demektir :D Non-binary bir dünyaya doğru gidiliyor ve ileride bu hitapların sosyal hayatlarımızdan giderek çıkacağını düşünüyorum. Tabii zaman alacaktır. Daha kadını tanımayan diller var, onlar güncelleniyor. Kelimelerin feminen karşılıkları üretiliyor. Bunun bir sonraki adımı belki tamamen bu ikiliği kaldırmak. Türkçe bu konuda daha adil. "O" dediğinizde kişinin cinsiyeti belirsiz. Nesneler cinsiyetsiz. Ama Fransızca gibi müthiş eril bir dilde, bir oda dolusu kadının arasına el kadar erkek bebeği sokarsanız hepsinden erkek olarak bahsediyorsunuz. Zaman alacaktır bunlar. Yine de benim önceliğim sosyal adalet konusu. Sosyal konularda kurulacak adalet, böyle ufak tefek konuların önünde geliyor. Sokakta sırf eşcinsel diye bir insanın şiddet görmesi, bey-hanım ifadesinin tartışılmasından daha hayati bir hadise :/

      Ben her zaman işin kişilerde bittiğini düşünüyorum. Pekala çok sağlıklı işleyen eşcinsel aileler kurulabilir. Pekala çok sağlıklı işleyen hetero aileler olabilir. Kilit nokta ailenin içindekiler. Taraflar birbirini zehirliyorsa, birbirine hasar veriyorsa, çocuklarına güzel bir gelecek kuramıyorsa, cinsel organ olarak ne taşıyıp taşımadıklarının önemi kalmıyor. Her gün şiddet haberlerini okuyoruz ve bunların tamamı kağıt üstünde "örnek ve normal" kabul edilen hetero çiftlerden çıkıyor. O yüzden iş insanlarda bitiyor. Gay olmuş olmamış bunun bir önemi yok. İnsan olamadıktan sonra gerisi boş :)

      Sil
    2. Bu arada kusura bakmayın yorumumubyrnifen okuyunca gizli özne nedeniylr anlam karışıklığı olmuş işk paragrafta demeçlerine üzüldüğüm kişi olarak Özdemir Erdoğan’dan bahsediyorum.
      Anlafım şimdi bey hanım beyefendi monsieur kavramlarını :) hak verdim.

      Sil
  3. O insanlar cinselliklerini kimseyi takmadan kafalarına göre yaşadılar, seversin ya da sevmezsin herkesin kendi bileceği iş ama karışamazsın. Ölmüş, ona cevap veremeyecek insanın arkasından böyle konuşma hakkını nereden alıyor? Kendisi çıplak pozlu plak kapağıyla (Sanırsın Adonis) çok güzel örnek olduğu için sanırım, yazık ya. Bazıları yaşlandığında köşesine çekilse daha iyi olacak galiba...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bazen ben de benzer şekilde düşünüyorum. Bir yaştan sonra köşesine çekilmek daha iyi olabilir. Yurtdışındaki sanatçılarda da böyle hadiseler yaşanıyor, tadımız kaçıyor.

      Sil
  4. çok güzel anlatmışsınız tamamen katılıyorum Zeki Müren gayet rol model olur saygısı üslubu naif hitaplarıyla bir divadır divalar kötü örnek olmaz böyle bir örnek yoktur sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. "Canım Egeme Saygımla Geldim" diyen biri sonuçta :) Sevgiler.

      Sil
  5. Nereden de bulmussunuz bu guzel yorumu.Sabah sarkinin sahibinden gece Zeki Muren den dinlemek guzel bir tesaduf oldu.Bunca hircinlik saygi duydugumuz yetenekli insanlara yakismiyor.Belki gizlice bir sanatci kiskancliginin tezahurudur.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de o açıdan çok şaşırdım. Saygı duyduğumuz ve sevdiğimiz bir figürün konuşurken biraz daha temkinli olmasını beklerdik. Kendisine yakışmadı. Başkası söylese muhtemelen şaşırmaz ve "tam ondan beklenecek hareket" der geçerdik. Üstünde bile durmazdık. Ama naif görünen ve yaşını almış birinden bunları duymak üzücü. Belki ilerleyen günlerde açıklama yapar.

      Sil