Zihnin Arka Sokakları

"Ve en sonunda göreceğin aşk, verdiğin aşka eşit olacaktır." - The Beatles (The End) 🎵🐝💕🌻🌍🐾

5 Mart 2020 Perşembe

Spotify'ın Karşısında

Yalan yok. Liste hazırlamayı seven birisi olarak Spotify'ın bu özelliğini çok seviyorum. Ancak artık sabrımı taşıran şeyler yaşıyorum. İlk yıllarda aradığım şarkıcıların büyük bir kısmını bulamıyordum. Zamanla oturur diye sesimi çıkarmadım. O günden bugüne de liste yapmak haricinde o platformda pek zaman geçirmedim. Yine eski usül albümler alarak veya yasal indirmelerle müzik zevkime devam ettim. Fakat zaman ilerledikçe hala eksik şarkıcıların olması canımı sıkıyor ve dahi en fenası, bazı şarkıcılar olmasına rağmen albümleri eksik. On şarkı olması gerekirken sekizi var, ikisi yok.

Mesela bu pazar günü için Dalida'nın sevdiğim şarkılarından bir liste paylaşacaktım. Ama o da ne! Les clefs de l'amour yok. Sonra dönüp bakıyorum ki Ne Lui Dis Pas'ya ulaşılamıyor. Şaka mı bu şimdi? Daha böyle iki üç şarkısını daha açamadım. Albümlerde görünüyor fakat kapalı durumda. Bir diğer örnek, The Cure'un son görkemli albümü Bloodflowers. Bloodflowers'ın en iyi şarkılarından olan Watching Me Fall yok. Var, ama çalınmıyor.


Açık konuşayım, bu düpedüz kullanıcıları Süngerbob Karepantolon yerine koymak. Sonuçta bu hizmeti çoğunlukla gençler alıyor ve müzik platformunun bu tavrı, gençlerin o albümleri eksik tanımalarına neden oluyor. Çok mu önemli, evet önemli. Çünkü her albüm bir bütündür. Belki iki bin onlardan sonra albüm bütünlüğü denen şey zarar görmüş olsa bile eski albümler baştan sona dinlenmeyi hak ederdi. İster pop albümü olsun ister rock. Şimdiki gibi "aman tekli yerine yanına birkaç tane şarkı kaydedip uzun çalar yapalım bari" denmiyordu. Gerçi o bile değişti; direk tekli yayınlanır oldu. Başka bir mevzu.

Ben kendi adıma üzülmüyorum. Sonuçta iyi kötü bir müzik hevesim var. Araştırmayı seviyorum. Bu uğurda para harcamayı, zaman ayırmayı. Fakat günümüzde gençler için bu platformlar kutsal kitap kanunu olmuş durumda. Orada olmayan bir şarkıyı veya albümü hiç yokmuş gibi kabul ediyorlar. Ve peşine düşmüyorlar. Çevremde de görüyorum. "Şu şarkıcıyı biliyor musun?" "Hayır, kim o?" "Blabla" "Hmmm, Spotify'da yok ama" "!?!"

Müziğin dijital devrimi beraberinde güzel şeyleri getirse de ben hala daha çok olumsuz yanlarını görenlerdenim. Eski usül cddir plaktır alıp dinleme taraftarıyım. Elbette dijital müziğin avantajlarını yok saymıyorum. Ben de istifade ediyorum yeri geldikçe. Ama bu "armut piş ağzıma düş"çülük bizleri nereye götürecek inanın bilmiyorum. Bir dönem mp3 denen iğrenç ötesi formatla gençlerin müzik zevki zehirlendi. Şimdi de bu problemler çıktı.

Bu durum sadece Spotify'a has bir mesele de değil. Öbür sağlayıcıların bazılarından albüm aldığınızda, eğer fiziksel kopya (cd veya plak) değilse aldığınız, size yine eksik albüm temin ediyorlar. Mesela atıyorum albümün ilk şarkısını indiremiyorsunuz. "Album only" diyor. Kardeşim ben bu platformlara neden para veriyorum? Tastamam bir albüm, sanatçı dinlemek için. E sen bunu kesip biçiyorsun. Ne anladım o zaman bu işten?

Allah'ı var, Apple Music ve son yıllarda gözdem Bandcamp yine içlerinden en iyileri. Fakat ben yine de eski usüle devam ediyorum. Çünkü müzik, kaliteli müzik hayatımın önemli bir parçası. Bu şarkıyı dinleyemedikten sonra ne zevk alacağım bu hayattan?


Bu muazzam şarkı da yok! Gerçekten bundan sonra liste yapmak bile istemiyorum Spotify'da.

4 yorum:

  1. Valla beni tembel etti Spotify. Eskiden müzik blogları okurdum, dergi takip ederdim, müziğe ulaşmak için emek harcamak gerekiyordu. Şimdi playlist bulup dinlemeye başlıyorum, sonsuz müzik çalıyor Spotify'da ama ne dinlediğimin farkında değilim. Ne bir grup keşfetmişliğim var, ne bir şey. Ha bire çalıyor müzik, hiçbiri aklımda kalmıyor.

    Bir albümü oturup ciddiyetle baştan sona dinlemeden o albümü anlamanın mümkün olduğunu düşünmüyorum. Zaten hala en sevdiğim müzisyenler, gözlüklerimi filan takıp döndüre döndüre albümlerini dinlediğim müzisyenler, evde plakları olanlar, walkmande discmande dinlediklerim. (Walkman yazacağım gün de gelecekmiş ahhahhha, aman yarabbi 0.o)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eskiden ne güzel müzik dergileri vardı. Hepsi kapandı gitti. Şunu hala üzüntüyle hatırlıyorum, bir editör şöyle bir şey söyleymişti: "eskiden insanlar posterler için bile alırdı, şimdi müziğe dair hiçbir şeye ilgi gösterilmiyor." Hala Rolling Stone Türkiye'nin verdiği Madonna posteri duruyor yatak odamda. Kocaman. Diğer Blue Jean'ler, Dream'ler de hep çekmecede. Hala saklıyorum. Olur a "ergen revival" dönemine girersem ellimde :D Acil durumda çekmeyi açar asarım ahahaha. Benim hala takip ettiğim bloglar var. Yerlilerden ne yazık ki tek tük kaldı. Yabancılar bu konuda daha dirayetli. Şu siteye (http://critiqueselonmoi.canalblog.com/) bayılıyorum mesela. Blog dünyasında kıskandığım tek müzik blogu olabilir :/

      Artık eskisi gibi bütüncül albümler yapılmadığı için aslında gençleri de anlıyorum. Ya tekli çıkarıyorlar ya da sırf daha çok para kazandırsın diye uydur kaydır şarkıları kaydedip bir hitin arkasına yaslanıyorlar. Ama altmışlara dönüp bakıyorum, Allah'ım ! Türkiye'de olsun diğer ülkelerde olsun muhakkak şarkıların birçoğu kaydadeğer oluyor. Elbette o çağda da sırf albümü doldurmak için kaydedilen şeyler oluyordu ama bugünkü kadar yalap şap, ciddiyetten yoksun şeyler değillerdi. Şimdi yazarken düşündüm, Spotify eğer bu şarkı kesme işini "konsept albümler"de de yapıyorsa vay halimize. Bu kabul edilemez işte. Walkmanim de duruyor pikabım da duruyor gramofonum da duruyor. Nuh nebi Zihin :D

      Sil
  2. spofity ne ya, hiç tarzım değil :D Dalida evet, hüzün prensesi, güzel parçaları seçmişsiniz, ben bu aralar feci takıldım tamamen şans eseri denk geldiğim şu albüme:
    https://music.apple.com/tr/album/koalas-lament-instrumental/435820292?i=435820318&l=tr

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ya bu albümü bir dönem dinlerdim sık sık. O günlere gittim :)

      Sil