Şey

Son bir yıldır tiyatrolara geri döndüm. Çok da iyi oldu bu. Yıllardır hem devlet tiyatrolarında bilet bulamamaktan ötürü hem de özel tiyatroların bize pek yüz vermemesinden ötürü tiyatrosuzluktan yıkılıyordum. Meb Şura Salonu, son iki yıldır şehrin ana tiyatrosu haline geldi. Her akşam olmasa bile ayda üç dört kere gitmeye çalışıyorum. Bütçeme ve programa bağlı. Kimi oyunlar var, bıkmadan dönüp duruyor. Kimi oyun da bir defa oynayıp yok oluyor. Şunu fark ettim, evet her akşam bir oyun var neredeyse fakat bir kısmı da çok zorlama. Yıldız isimlerden oluşan kadroya güvenip yola çıkan ama bir lezzet sunmayan oyunlar izledim son günlerde. Bazı oyunlar da var, insan iyi ki gelmişim diyor. Gülmek önemli bir şey. Gülmeye hasret olduğumdan dolayı mümkünse komedi unsuru olan oyunları seçiyorum ama onların da bir kısmı "osuruk esprisi" üstüne kurulu olunca canım sıkılıyor. Arada çok zekice yazılmış esprilerle bezeli oyunlar çıkınca ellerimi göğe açıyorum mutlulukla. Ankara Sanat'ın yeni sezon oyunu Bir Anarşistin Kaza Sonucu Ölümü'nü öneririm Ankaralı dostlara. Uzun zamandır gülmediğim kadar güldüm. Bülent Yıldıran yine müthiş bir performans çıkarmış. Özellikle ikinci yarıda epey eğlendim. Herkesin önerdiği Bir Valize Ne Sığar Ki? oyununu da izlemek istiyorum ama şu sıralar dram seyredecek bir bünyem yok. Yıkılır giderim. Ağlamak istemiyorum tiyatroda. Haldun Dormen ve Göksel Kortay'lı Kibarlık Budalası da bence eğlenceli bir güldürüydü. Dormen'i tekrardan sahnede izlemek iyi geldi bana. Her seferinde güçlendiriyor. Klasik ama eskimeyen bir oyun. Sineklerin Tanrısı nasıl uyarlandı acaba? Seyreden varsa fikrini alırım. Tek endişem haliyle büyük insanlar oynayacağı için o kitaptaki dehşet nasıl yansıtılacak, emin olamıyorum. Tanrı demişken... Vahşet Tanrısı geliyormuş. Biletimi aldım.

Bu şarkıyı yapanların da Allah belasını versin.

(Birkaç ay önce tilt oynarken makine paramı yutmuştu. Hem de iki kere üst üste. Aklıma geldi ve canım sıkıldı şimdi. Olmadık şeylere canımı sıkıyorum. 2020'den beklentilerim artık Hande Yener'in eski günleri andıran taş gibi bir albüm çıkarması, daha çok kar yağması, kitapların ucuzlaması ve dilediğim "bir şey".)