Anne Sexton çok büyük bir şairdi. Virgina Woolf gibi, Sylvia Plath gibi, Richard Brautigan gibi o da ölümü seçti en sonunda. Bence insanlık adına büyük kayıplar hepsi de. Ama yaşama olan inancını kaybetmek kadar büyük bir şey olamaz herhalde. Rahat uyusun, şiir emaneti bizde. Onun hayaleti tepemizde gezinedursun, kendi hayaletlerimizle ne yapacağız onu bilemiyorum. Filmdeki gibi bir hayalet avcısı olsa da çağırsak. Hapsedilseler. Sustursalar hayaletleri. Sürekli bizimleler. Şehirde, sokakta, arabada, evde. Çoğu zaman suskunlar. Sadece seyrediyorlar bıraktıklarını. Ama öyle zamanlar geliyor ki fısıldıyorlar. Ellerimle havayı karıştırıyorum, odaya bir duman dolmuş gibi. Susup oturuyorlar yine. İşte bir tanesi. Orada. Canımı sıkıyorlar. Anılarıyla beraber yerin altına dönseler keşke. Oysa ki anılar olmadan geriye ne kalıyor bizden, onlardan? İyisi mi gitmesinler. Ama bir köşede sessizce otursunlar. Ne kışkırtsınlar, ne de tavsiye versinler.
Sessizlik diyince Sigur Rós geliyor aklıma. Ölüm sessizliği gibi. Valtari, ( ), Takk... gibi albümler yeryüzüne çok nadir geliyor. Geldi mi de delip geçiyor yürekleri. Kırmadık kalp bırakmıyor. Hoş, zaten bizim kalplerimiz kırılmak için yaratılmamış mı? Camdan hepsi de. İlk darbede tuzla buz oluveriyor. Bir harf hatası ile can kırıklarını temizlemek düşüyor bize. Bir elimizde faraş, sabah akşam süpürüyoruz. Kuvvetli kuvvetli süpürüyoruz yere düşenleri. Her neyse, sizi fazla üzmek istemem; fakat bu şarkılar fena. Herkes duygusal önlemini alsın. Küçük İskender'in de dediği gibi, "bu defa çok fena". Sonra ben ağladım, helak oldum gibi şeyler kabul etmiyorum. Hadi bakalım.
Sessizlik diyince Sigur Rós geliyor aklıma. Ölüm sessizliği gibi. Valtari, ( ), Takk... gibi albümler yeryüzüne çok nadir geliyor. Geldi mi de delip geçiyor yürekleri. Kırmadık kalp bırakmıyor. Hoş, zaten bizim kalplerimiz kırılmak için yaratılmamış mı? Camdan hepsi de. İlk darbede tuzla buz oluveriyor. Bir harf hatası ile can kırıklarını temizlemek düşüyor bize. Bir elimizde faraş, sabah akşam süpürüyoruz. Kuvvetli kuvvetli süpürüyoruz yere düşenleri. Her neyse, sizi fazla üzmek istemem; fakat bu şarkılar fena. Herkes duygusal önlemini alsın. Küçük İskender'in de dediği gibi, "bu defa çok fena". Sonra ben ağladım, helak oldum gibi şeyler kabul etmiyorum. Hadi bakalım.
Yahu n’aptınız böyle? Son dört dakikanın içerisindeyken yazıyorum. :)
YanıtlaSilBu soruyu grup elemanlarına sormak isterdim ^.^ Çok acayip!
SilKainatin sesini dinlemek gibi bir şey... Muazzam!
YanıtlaSilMüthiş bir tanımlama olmuş! Keşke bu kısa albümleri de ötekiler kadar değer görseydi.
SilLütfen müzik koymaya devam et, kendi kendime arayıp bulmaz oldum ben. Ama sen bahsedince dinliyorum, çok da seviniyorum.
YanıtlaSilBen hayaletlerle yaşamaya alıştım sanırım, the more the merrier.
Bende de var aynı durum. Arkadaşlara takılıyorum yeni şeyler keşfetmek için, yoksa bıraksanız yüz sene aynı şeyleri dinlerim :D
SilWho you gonna call du du du duuu.
Ben daha sonra dinleyeyim o zaman:) Açmadım şimdilik. Zira bugün kendimi iyi hissetmiyorum.
YanıtlaSilİyi fikir. Umarım ciddi bir durum yoktur?
Sil