Müjde. Hoparlörüm patladı. Manowar'a faturayı göndersem mi ki? Cidden yazın ortasında güdük kaldık valla. Belli bir ses düzeyini aşamıyorum ve basları duymak imkansız. Tamire götüreceğim ama şu sıralar param yok. Ciddi bir para akışı oldu (çıkış tabii ki). Ay sonunu zor getiriyorum resmen iki aydır. Çok israf yaptım. Normalde almayacağım ıvır kıvır şeylere para bayıldım. Neyse ki dizginledim. Ekim'e kadar oturacağım. Mutfak harici bir şeyler almak yok.
Kitaplar için de bir yol buldum. Hala yeni kitap almama sözüm baki (haha) ama arada kaçamaklar yapıyorum. Fakat hemen bir arkadaşa paketliyorum. Onunla ortak zevkimiz diye nitelendireceğim cinsten kitaplar alıyorum. Okuyup veriyorum. Hem kendisi de faydalanıyor hem de "akut kütüphane yokluğu"ndan muzdarip olan bana iyi geliyor. Bakın daha kütüphane almalıyım. Gene masraf.
Paradan yakınıyorum ama üç dört gündür Almanya'dan plak getirtme planlarındayım. Neyime ise! Kurlar biraz düştü ya, küçük bey heyecan yaptı, sahalara döndü. İki plak altmış euro. Çok dramatik değil. Fakat en berbat tarafı kargo. On beş euro. Yazık. Yurtiçindeki gibi belli bir meblaadan sonra kargo beleş olsa hiç durmaz alırdım. Zor bulunan plaklar.
Ülke masalları serisi var. Biliyorsunuzdur mutlaka. Kara Karga basmış. İbrani Masalları'yla başladım geçen. Keyifli başladı ama bir süre sonra ritmi düştü. Orta şekerli tamamlandı. Umarım bir gazla aldığım İran Masalları daha güzeldir. Mahir Ünsal Eriş'in yeni kitaplarını merak ediyorum ama henüz gidip almadım. Sarıyaz nasıl? Öbürküler'i çok gömmüşlerdi vaktiyle ama ben sevmiştim yani. Hem güldürülü hem gerilimli kitaptı (tarzını yansıtmasa da). Clive Barker'ın Hellraiser'ını yayınlıyorlarmış. İthaki'ye hala kızgın olsam da (Woolf meselesinden) Karanlık Kitaplar serisini seviyorum. Korku edebiyatıyla uğraşılmıyor genelde. Oysa ne klasikler bekliyor. Polisiye, gerilim, aşk, siyaset, tarih, felsefe hepsi çevriliyor ülkemizde. Öyle veya böyle. Ama korku edebiyatı Stephen King'den ibaret. Ben çok seviyorum. Hele ki gotik korku romanlarını. Arthur Machen ve H.P.Lovecraft gibi sayko üstadları da unutmamalı. Machen'ın bütün öyküleri çevrilmeli bence. Çünkü Machen bir çok korku yazarının da temelidir. Golem'i çevirmişler yalnız, aman dikkat.
Lana Del Rey'in dediği "yaz hüznü"nü yaşıyorum. Uzun ve açıkçası konuşma taraftarı olmadığım bir ilişki durumu. Verilen onca emeğin boşa gitmesi. Falan filan. Ayn Rand gibi hislerinden feragat etmeyi ne zaman öğrenebileceğiz? Yoksa bunlar sadece kitaplar da mı olur? Ve filmlerde? Sonunda yine herkes kırılır. Zorlamayın. İşin garip yanı, üzgün hissetmiyorum. Rahat da hissetmiyorum. Ne hissediyorum onu da bilmiyorum. Garip bir şeyler hissediyorum. İnsan bir üzülür, ne bileyim söver sayar (sövdüm de saydım da gerçi). Biriyle tartışmak aslında güzel bir şey. Çünkü en azından o kötü enerjiyi atıyorsunuz. Burada öyle bir şey olmadı. İçine kaçtı tüm sözler. Diğer cephe ne düşünüyor, bilmiyorum. Fakat bir tartışsaydık (kırıcı sözler söylenseydi bile) iyi olurdu. Böyle çok şekerli marmelat gibi olduk.
Sarıyaz'ı çok sevdim ben, öykü gibi öyküler. Aynı zamanda, aynı mekanda farklı insanların yaşadıklarını anlatan öyküler. Okuduktan sonra bir arkadaşa devretmiştim yoksa yollardım sana Zihin Kardeş. Yine de destek atabilirim okuduklarım arasından istediklerin varsa, bugün ya da yarın Temmuz kitaplarını yazacağım. Halen elimde olanlar ve bana ait olanlardan istediğini yollayabilirim (kızkardeşten alıp okuyorum bazılarını). Keyifli günler ve yenilenen bir hoparlör diliyorum :)))
YanıtlaSilBayram dönüşü alıp okuyayım :) Çok teşekkürler. Ben de artık çevreme dağıtıyorum. Daha iyiymiş. Evde boş boş durmasınlar. Hoparlör duama çıkayım :))
SilParanın en güzel tarafı gönlünce, istediğin şeylere harcayabilmek!
YanıtlaSilHele kitaba, albümlere harcanan para her kuruşuna değer.
Çok şekerli marmelat konusunda ise henüz bitmemiş bir şeyler var diye tahmin ediyorum. Belki tekrar konuşup halletme imkanınız olur. Belli mi olur? :D
Ver gazı ver gazı :D Sonra "Zihin mutfak masasını kemirdi" ahahaha. Şaka bir yana çok haklısın. Kendimce yararlı bulduğum şeylere para harcamaktan çekinmiyorum ama olmadık şeylere gelince iş pintileşiyorum.
SilMüthiş dengesiz bir cevap vereceğim, tekrardan konuşmak hem isterim hem istemem. Saçma sapan bir şeyler hissediyorum. Düzelmesini gönlümün bir tarafı istiyor ama bir taraftan da pek uğraşmak istemiyorum. Zor meseleler o_o
Hangi iki plak 60 euro? Sıfır mı ikinci el mi?
YanıtlaSilSıfır. Alman bir şarkıcının plakları. Plak başına 30 euro normal de kargonun 15 euro olması saçma. 50% oranında resmen -_-
Silikinci el olsaydı buradan bakayım diyecektim. Kargo Pahalı sayılmaz aslında 15 euroysa, plak ağır çünkü ben geçenlerde küçücük bir kutu gönderdim ağırlığı 200 gr. geçmez ; 10 eur istedi postnl. Plaklar pahalıymış yalnız gönderimi bedava olsaymış hakkaten.
SilYolum Avrupa'ya düşse zaten her zaman olduğu gibi bavula yükleyeceğim :D Benim rekorum Belgrad'ta ama. Resmen şehri taşıdım. Belgrad'ın kendisini de keşke taşıyabilseydim. Çok seviyorum. Bir yaz gecesi özledim.
SilBu hoparlör patlağı filan hep Merkür retrogreydiymiş Zihnibeyciğim, bugün nihayete eriyormuş Merkür şeysi. Ben de klavye kırdıktan sonra farkettim :D
YanıtlaSilYıllarca bekleyip pikap aldıktan sonra şimdi plak alırken düşünüyorum, bayağıdır da yeni plak almadım. Ya Koko küçükken, taaa Kaliforniya'dan bir yerden tasmaya asılan madalyon gibi şeylerden sipariş etmiştim, custom made :D Bir dolar 1,5 lira filanmış o ara. Şimdi oturup buna dertleneceğim biraz :/
Valla sonunda Adanalılar gibi çekip Merkür'ü vuracağım ahaha. Onun olumsuz ruh hali habire bizleri vuruyor yıllardır. Var git yoluna ey Merkür. Gezegenlikten ihraç edilesice -_-
SilVıyh. Şuram sıkıştı 1.5'u görünce. Türkiye'de plaklar zaten pahalı. Aslında kargosu olmasa internet üstünden getirtilebilir bence hala. Özellikle Almanya ve Fransa'dan. Fakat Türkiye'ye ya göndermiyorlar ya da kol gibi fatura ekleyip gönderiyorlar. Kendime artık ucuz zevkler bulma çabasındayım. Soda kapağı biriktirmek olabilir mesela. Veya kitap ayracı toplamak. Musiki bile parayla :/