Zihnin Arka Sokakları

"Ve en sonunda göreceğin aşk, verdiğin aşka eşit olacaktır." - The Beatles (The End) 🎵🐝💕🌻🌍🐾

22 Temmuz 2019 Pazartesi

Bir Manowar Konseri



Gürültülü seviyoruz dedik de en gürültülü müzik grubu rekorunu elinde bulunduran Manowar'u izleyecek kadar gözüm kararmamıştı. Onu da yaptık çok şükür. 20 Temmuz gecesi Küçükçiftlik Park'taydık. Biz, Joey, Eric ve güzel bir metal akşamı başbaşayız. Kimisine göre dandik bir müzik grubu, kimisine göre namı artık seksenlerde kalmış dinozor bir müzik grubu. O gece seyrettiğim kadarıyla adamlar hala seksenler ruhunu bünyelerinde taşıyor ve yetenekleri de sönmemiş. Ses ise ses, sahne şovuysa sahne şovu. Daha ne beklersin ki zaten? Canavar gibiler.

Açıkçası fahiş bilet fiyatlarını görünce tadım kaçtı ama Final Battle Tour ismini görünce "aman şimdi bir daha gelirler gelmezler" deyip paraları bayıldım. Bir çok yerde bu turnenin Manowar'un veda turnesi olacağını yazsa da Manowar üyeleri bunu reddetti. Zaten şu performansı çıkaran birkaç sene daha falsosuz götürür işi. Gerek yok pijamaları geçirmeye. Kendilerinin yeri metal sahnesi. Eric hala deli gibi çığlık atıyor mu, atıyor. Zıplıyor mu, zıplıyor (evet biraz kostümler için tontiş dedelere benzemiş ama olsun, bir makas al geç). Joey? Joey hala karizma. Hala öfkeli. Hala komik.

Manowar'un önceki üç Türkiye maceralarını bilmiyorum. Konserlerine gitmedim. Fakat şarkı seçimi ve sahne tasarımı konusunda -bence- en iyisiydi. Cidden prodüksiyona emek verilmiş. Kocaman bir ekran. Devasa bir İskandinavya temalı dekor. Kılıçlı, kalkanlı askerler. Meşaleler. Alev efektleri. Ses hele! İlk defa bu kadar kaliteli bir ses düzeninde metal konseri izledim. Her alet net duyuldu. Onca gürültüye rağmen (evet adamlar cidden gürültülü).

Peki "son savaş" nasıldı?






Yeni şarkılarından biri olan sözsüz March Of The Heroes Into Valhalla başladığında yanardağların üstünde ellerinde mızrak ve kalkanlarla Viking savaşçıları belirdi. Sonra klasik bir başlangıç yaparak Manowar şarkısını okudular. Daha ilk şarkıda yüzler gülüyordu. Gerçekten karşılıklı bir zevk alışverişi olduğunu farkettim. Alandan tatmin olmadan çıkan yoktu herhalde. Eric'in otuziki dişi birden görünüyordu. Sonra hemen metal kardeşliği yemini edildi Brothers of Metal ile. Blood Of My Enemies okunurken arkadaki büyük ekranda sağa sola saçılmış kemik parçaları ve kılıçlar gösterildi. Müthiş çaldılar. Savaş temasının hakkını veriyorlar. Call to Arms dediler zaten sonra. Ekranda askerler yürüyüşe kalktı. Seyirci keyfe geldi.

Fazla uzatmadan en sevdiğim Manowar şarkısı Hand of Doom çalındı. Ben halayla karışık dansa durdum. Seri şekilde yanıp sönen ışıklar eşliğinde gerçek bir mücadele şarkısıydı. Davullar kafamızda patladı. Göğüs kafesimize kadar sallandık.

"Bu gece hücuma kalkıyoruz, gökte yıldırım var
Beraber dövüşüyoruz ve bazılarımız ölecek..."

 -Kıyametin Eli-

Sons of Odin çaldılar sonra. Ve turnenin en büyük itici gücü, çalarlar mı çalmazlar mı diye meraktan kudurduğum Swords In The Wind'in notaları işitildi. Yanardağ dekorlarında ellerinde meşaleleri ile dolaşan askerlerle. Bu şarkının yıllar geçmesine rağmen gerektiği ilgiyi görmemesi beni üzüyor çünkü şahane bir beste. Ballad gibi ballad. Valhalla'ya giderken (öldüğünüzde) dinlenecek şarkılardan.

"Bir işaret gönder, denize açılayım, son vedamı edeyim
Kader çağırıyor, ölümsüzlük benim ol...
Bedenimi gemiye yerleştirin ve denizde yakın
Ruhumun yükselmesine izin verin, Valkyrie'ler taşısınlar, beni Valhalla'ya götürün
Kardeşlerimin beni beklediği o yere
Gökte alevler tutuşmakta. Ruhum hiçbir zaman ölmeyecek" 


Benim gibi Nordik mitoloji ve kültüre tutkun, dahası yakından ilgilenen biri bu konserde zevkten değil dört köşe, sekiz köşe olurdu. Oldum da. Asgard'a taşındım.

Joey tek başına sahnede bass gitar solosunu atıp alandaki seyirciye takıldıktan sonra turnenin son günlerinde hortlayan, hayranların en sevdiği şarkılardan biri olan Battle Hymn çalındı. Herkes çıldırdı diyebilirim. Battle Hymn arkadaşlar. Şaka değil. Çaldılar. Bir farkla. Giriş kısmını fazla uzatmadan daldılar şarkıya. "Zafer zafer" diye inlettiler alanı.



Yine yüzlerce senedir çalmadıkları Thor (The Powerhead) çalındı. Fonda Thor yıldırımlarını savururken. Thor Bey pek gençmiş. Sign of the Hammer'dan böylece bir şarkıcık da olsa bir şey çalındı. Eski hayranları mutlu (kalp). Bu arada Manowar kitlesi epey yaşlanmış. Konsere çocuklarını getirenler vardı. Babadan kıza herkes Manowar aşkıyla oradaydı.




Sonra seyircinin belki de en fazla tepki verdiği şarkı Kings Of Metal dedik. Baya baya insanlar hoplayıp zıplayarak eşlik ettiler. Eric de baya sevindi. Sonra onunla paslaşarak Fighting The World söyledik. Kurtları attık derler ya, kurt murt bırakmadılar. Zirveye tam ulaştık derken Hail and Kill başlayınca "daha yeni başlamışlar yahu" dedirttiler herkese. Soluk bile almadan şu şarkıları peş peşe getirmeleri inanılmaz. Konsere dair tek olumsuz şey belki de şarkı aralarında es verilmemesi. Potpori gibi oldu. Bir girdi babalar bam bam ilerlediler. Kılıçlar çekildi, The Power Of Thy Sword yaptık. Buldukları yeni gitarist çok sağlam. Umarız önceki emektar ama sapık gitaristleri gibi çıkmaz. Grubun adını lekeledi resmen. Neyse ki tutuklandı da kurtuldular. Mevcut genç arkadaşta ışık var, sağlam gitar çalıyor.


Cehennemin merdivenlerinde dolaşan ekran görüntüleriyle King of Kings çalındı ve yavaş yavaş kapanışa doğru yaklaştık. Benim geceden çok beklediğim ikinci şarkı olan House of Death kapanışı yaptı. Tam yanımdaki hayran grubu da konser öncesi House of Death söyleye söyleye bana gazı vermişti zaten. Şarkı başladı, film koptu.

Ekranda beliren kocaman Şeytan figürü ürkütücüydü ama konsepte yakıştı. Eric'in sesine de zaten efekt verdiler. Cin filmlerindeki cinler gibi konuşmaya başladı sesi çatallaşarak. Tam korku filmi. Eric her "öl" deyişinde öldürdü bizleri. Yaş altmış yedi ama iş bitmemiş. Dizel motor gibi çalışıyor mübareğin sesi. Çığlıkları hala etkileyici. O feryadı bastıkça, alev makineleri çalıştı. Birisi o anları yakalayıp yüklemiş. Buyrun efendim.



"Geri dönüş yolu yok, dönmeyeceğim
Cehennem ateşinde, yanacağım ve öleceğim
Öl, öl, ölüm evinde 
Öl, öl, cehennem ateşinde."



Sonra malum, Joey meşhur sahne konuşması için sahneye döndü. Hellfest meselesine açıklık getirdi. Geçenlerde Fransa'da düzenlenen Hellfest festivalinde son anda Manowar performansı iptal olmuştu. Bir çok olumsuz yorumlar yazıldı. Anlaşılan üyeleri bu durum karşısında bir hayli sinirlenmiş. Joey'nin kendini zor tuttuğu çok barizdi. Bıraksak ilgili kişilere sinkaflı laflar edebilirdi. Onun yerine grup olarak aldıkları kararla bazı rakamları paylaştı. Otuz ülke gezdiklerini ve bu turnede tek bir gecenin iptal olduğunu, onda da kendilerinin suçu olmadığını belirtti. Organizatörleri suçladı. Manowar, hayranlarına en iyisini sunar. Boktan bir ses ve sahne ile sevenlerinin karşısına çıkmaz dedi. Ayrıca biz ilk zamanlar sekiz kişiye konser verdiğimizi biliriz diyerek imzaladıkları metal müzik kontratının altına kanlarıyla canlarıyla imza attıklarını söyledi. Muhtemelen bu mesele uzayacak çünkü dava süreci başlamış. Ve kendisi dedi ki, dava sonuçlandığında, -kazanırlarsa- o parayla beleş bir konser vereceklermiş dünyanın bir yerinde. Ülkemizin zor zamanlardan geçtiğini ve grubu yıllarca beklediğini, ama iyi günde kötü günde metal kardeşlerinin birbirini ölümüne kolladığından bahsetti ve Türk hayranlarına duyduğu sevgiyi belirtti. "Dünyayı siktir et, yaşasın Türkiye" diyerek içtiği birayı havaya püskürterek konuşmasını bitirdi. Şansımıza bu konser turnenin şimdilik son gecesiydi. Kaç haftadır da sesleri dinleniyordu konser vermediklerinden. Bu mevzu da alevlenince adamlar haliyle İstanbul'da elinden gelenin en iyisini insanlara vermeye çalıştılar. Dünyaya ve medyaya meydan okurcasına.



Askerler son kez sahnede yerlerini aldı ve çeşitli ülke bayraklarıyla ay yıldızlı bayrak dalgalandı. Çünkü zaman Warriors Of The World United'ı gösteriyordu. Herkes kollarını birleştirdi. Sonra da malum Black Wind, Fire And Steel kapanışını yaptık patlayan efektlerle. Koparılan bass telleri de seyircilerden bazılarına verildi. Velhasıl Manowar ölmemiş arkadaşlar. Gazeteler ne yazarsa yazsın.


10 yorum:

  1. Şimdi barbar kocama yollayacağım yazını, dizlerini dövsün diye. "Aaaooo sen niye gitmiyorsun konsere?!" diye uyandım geçen hafta, unutmuşum resmen. Mıyır mıyır yaşlandığından, üşendiğinden filan bahsetti. Okuyup üzülsün, bütün bu anlattıkların olurken evde patlamış mısır yiyip dizi seyrediyordu:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kitle çok yaşlıydı ama ya. Hepimiz büyümüşüz :D Birbiriyle yarışan insanlar vardı. Yok ben ilk 1980lerde dinledim yok ben şu sene izledim. 10 yaşında kız çocuğuyla gelen baba mı ararsın, şu kadarcık çocuğunu sırtına çıkaran baba mı ararsın, anaokulu gibiydi ahaha. Hoş bir görüntü ama bence. İran ve Gürcistan'dan gelenler vardı. İsveç'ten de. Çevremdeki herkes ben dahil beli kolu tutuldu. Ah uh diye diye eşlik ettik konsere :D Azimli kitleymiş valla. Kiss'ten sonra bu da gördüğüm en yorucu konser anım oldu sanırım. Bizden geçiyor yavaş yavaş :/ 10 sene sonra emekli albay moduna girerim ama muhtemelen de o senelerde zaten bu gruplardan hiçbiri kalmayacak. Bacaklar taşıdığı yere kadar konserlere devam.

      Not: Ankara'ya hem Anathema hem Overkill geliyor.

      Sil
  2. Vayyyy supermis. Ekside ses efekti kullanip kullanmadiklarini tartisiyorlardi bir ara

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bazı şarkılarda bariz kullanıldı. Ama eko yaptırmak veya vokali desteklemek içindi. Playback yoktu. Hoş, olsaydı da eleştirmezdim çünkü 70 yaşında metal söylemek çok ender bir meziyet :) Paul Stanley'i de boşu boşuna eleştiriyor yabancı basın. Tamam, o grup playbackin kralını kullanıyor ama gene de yaşlarına hürmeten ses çıkarmamalı :D

      Sil
  3. Süper gözlemlemişsin Üstad.. Eline sağlık.. Aynı duyguları paylaşmışız demek ki!!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ekşi Sözlük'te konseri kötüleyen şeyler okudukça şaşırıyorum. Yok setlist kötüydü yok şuydu buydu. 2019 senesinde Manowar'dan bunu bulduklarına şükretmeleri lazım :) Ki ülkemizde bu ölçekte konserler artık çok sık olmuyor. Bunlara burun kıvıracaksak yandık. Eyvallah.

      Sil
  4. Hey gidi bir zamanlar barlarda çalar bizde az mı itişirdik sahne de ama artık inan dönüşüm yaşadım galiba fazla volüm yükselince aman aman kapatın şunu diyoru ve artık hiç kaldıramyorum. manover içi son turne diyorlardı.eski gelişlrinde para yoktu gidemedik şimdi para var ama enerji yok

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O enerji düşüşü bende de var aslında. Kuyruklarda beklemek ve ayakta on saat dikilmek yoruyor. Yine de bedenim taşıyana dek direniyorum. Zaten sevdiğimiz isimlerin bir çoğu on sene sonra emekli olacak ya da ölüp gidecek. Yıldızlar kaymadan son bir gayret :D Sonra köşeme çekilirim plaklarla.

      Sil
  5. Epey zamandır dinlemediğimi farkettim yazıyı okuyunca. Geçmişe götürdü beni yazdıklarınız. :)

    YanıtlaSil