Bir önceki hafta için tık.
3) Yaparken size zaman kavramını unutturan şey?
Doğru
kitabı okumak. Her kitap için aynısını söyleyemem ama bazıları var ki
okurken alıp götürüyor ve bazen günlerce etkisinde kalıyorum. Örnek
verelim. Thomas Mann'ın Büyülü Dağ romanını yılbaşına
yakın bir zamanda okumuştum. Soğuk bir kıştı ve roman da dağdaki bir
sanatoryumda geçtiği için o soğuğu hissetmiştim. Ve o karakterlerin her
birinde kendimden bir parça bulmuştum. O bin sayfalık eser "hiç
bitmesin" istemiştim arsızca. O "büyülenme" hadisesi nadir yaşanır ama
insanı yakaladı mı da bırakmaz. Genelde Mann kitaplarında böyle oluyor
zaten. Hastasıyız. Proust, Joyce, Woolf, Brautigan, Kerouac, Burroughs, Duras, Lovecraft, Vian, Edgü (ay
ay ay).. bu insanlarda zamanı durdurma yetisi var. Kitaplarında yok
oluyorsunuz. Zaman ilerliyor. Siz öylece duraklıyorsunuz. İyi bir kitap okumak
gibisi yok. Uzun zamandır iyisine denk gelemiyorum. Üstüne pandemi
gelince ciddi bir odaklanma sorunuyla da boğuşur oldum son yıllarda
(yalnız değilmişim). Ama her şeye rağmen yine de aralarda güzel kitaplar
çıkıyor ve okuma aşkım alevleniveriyor! Bazen diyorum kapağı açtığımda
içinde yitip gitsem sessizce. "Ne oldu" desinler ama bulamasınlar. Düz
adamlığımı seviyorum. Beni mutlu etmek çok kolay. 20.yüzyıl modern
romanlarını veya Amerikan yeraltı edebiyatını koyun önüme. Gıkım bile
çıkmaz. Uslu uslu okurum bir köşede.
zamanımızda herhalde telefon:( elimize aldığımızda bırakamıyoruz.
YanıtlaSilHiç şüphesiz çağımızın bağımlılığı :(
SilDaha korkuncunu geçenlerde bir Youtube kanalında duydum. FluTv'ye katılan bir uzman, gelecekte bu Metaverse tarzı sanal evrenlerin daha yaygınlaşacağını, dahası bu alemlerin "gerçekliğini" arttırmak için bazı uyuşturucuların firmalar baskısıyla takviye amaçlı bazı ülkelerce yasallaşabileceğine dair bir öngörüde bulundu. Yani telefon bağımlığının ötesinde daha somut ve belki geri dönülemeyecek bir çağa geçiyor olabiliriz. Dilerim olmaz.
Radiohead de iyi geldi.. Uzun ve geçmek bilmez bazı yollar / zamanlar vardır ya, işte onları hızla geçiren tek şey müzik benim için. Ama bu soruyu farklı cevaplayacağım.
YanıtlaSilBen bir hafta geriden geliyorum, kimler yapıyor bu şalanjı? Leylak Dalı'nı biliyorum, başka yapanları da okumak isterdim aslında..
Ha bir de, yakalamışken sonu gelmeyen sorular :))) Dün bir çiçek hakkında yazarken ilk başta adının yanlışlıkla Bittersweet olduğunu sanmış ve tabii Bttersweet Symphony'yi de eklediğim bir yazı yazmıştım. Yazıyı yazarken de The Verve'in bu melodiyi Rolling Stones'tan arakladığı, onların da aslen siyahî bir gospel grubu olan The staple singers'tan arakladığını falan okuyup büyük şoklar geçirdim. Sevilmeyecek bir melodi değildir fakat üstü gölgelendi.. Bu konuda sen ne düşünüyorsun? Ya da böyle bir bilgi edinip bununla ne yapacağını bilemediğin ve keşke hiç duymasaydım dediğin oluyor mu senin de?
İyi haftalar! :)
Açıkçası ben de bilmiyorum. Sadece sizlerde gördüm :) Yapan varsa ses etsin. Hep beraber çikolatalarımızla ziyarete gidelim.
SilYa şöyle ki, o dönemler (50-60) telif işleri pek yoktu. Hani dünya çapında baktığımda birçok ünlü şarkıcı-grup birilerinden bir şeyler kullanma trendindeydi. Özellikle Batı şarkıcıları Doğu ezgilerinden fazlaca etkilenmişti (hippiler saolsun). Yılar yıllar sonra ortaya çıkıyor izinsiz kullanımlar. Sample'ın tabii bir eşiği var. Bir yere kadar kullanabilirsiniz. Ama bunu aşan veya sanatçının izni dışında kullanılan ve artık alenen "araklama"ya girenler var (şimdi burada açıktan saymaya kalksam yer yerinden oynar :D). Benim kıstasım bu eşiğe riayet edilmesi ve en önemlisi albümde belirtilmesi. Madonna'nın en ünlü teklilerinden Ray of Light'a bakalım. Curtiss Maldoon'un Sepheryn şarkısının sözlerini alenen kullanmıştır. Sadece nakaratta ayrışırlar. Bu bir cover mıdır, sample mıdır, yoksa hırsızlık mıdır? Burada işte benim antika koleksiyonerliğim devreye giriyor :) Fiziksel albüm kopyasını almanın yararı burada yatıyor. Cd'nin kartonetinde Maldoon'u şarkısözü yazarı olarak belirtmişler. Dolayısıyla sorun yok diyebiliriz :) Hiç şüphesiz sıfırdan yaratılmış bir şarkı her zaman daha heyecan vericidir. Ben de sample kullanımına mesafeliyim ama bunu çok iyi yapanlar da var. DJ Shadow gibi. O yüzden çok ciddi bir "esinlenme" olmadığı müddetçe katlanıyorum. Hem şunu da belirtmem lazım muhtemelen bütün sanat eserleri bir şekilde bir diğerinden etkilenmiştir. Önemli olan bunu kendine nasıl yerleştirdiği ve sunduğudur.
Güzel haftalar :))
Yaş aldıkça zamanım daha kıymetli oldu gözümde. Kitap iyi değilse bırakıyorum okumayı. Kalan kısmına ben bir şeyler uydurup rahatladığım da olmuyor değil.
YanıtlaSilKesinlikle. Ben de son yıllarda değiştim. Eskiden şans tanırdım. Şimdi iyi kötü nasıl gideceğini hissedebiliyorum ve bırakıyorum. Arada şaşırtanlar oluyor. Fakat ömür geçiyor :)
SilSelam, çok hoş bir blogunuz var takipteyim :). Rica etsem sizde bloguma bi göz atıp en altta bulunan 'Okuma Listene Ekle' kısmından blogumu takip eder misiniz ?
YanıtlaSilTeşekkürler :) En kısa sürede ziyaret edeceğim.
Silvenedik’te olum ve doktor faustus’u epeyce severek okumustum, simdi buddenbrooklar ile bakisiyoruz kitapliktan...🖤 dogru kitabi okumak deyince sen aklima takilanlar; kundera, auster, murakami, poe, bulgakov, pamuk... (neyse, susayim, benim liste bayagi kalabalik.)
YanıtlaSilha bu arada, basliktaki soruya cevabim ise gayet net:dans etmek 🖤🖤
Nedense Thomas Mann ülkemizde pek bilinmiyor. İsmi biliniyor fakat nedense bir türlü ufak çevrelerin dışında taşamadı (mesela Dostoyevski'ye nazaran). Belki de böylesi iyidir :)
Sil