Zihnin Arka Sokakları

"Ve en sonunda göreceğin aşk, verdiğin aşka eşit olacaktır." - The Beatles (The End) 🎵🐝💕🌻🌍🐾

18 Eylül 2021 Cumartesi

Placebo'ya Ne Oldu


Yeni şarkıyı dinlediniz mi? Dinlemeyen varsa şarkıyı buraya ekleyeyim, dinledikten sonra yazımı okumaya devam ederiz, olur mu?

Oh be dedim. Sonunda bu yıla bir Placebo şarkısı da sığdırabildik. Şakayla karışık ikide bir arkadaşlara "ister misin şimdi Placebo da albümünü çıkarsın" diyip duruyordum. Malum son bir ayda önüne gelen bir şeyler çıkardı (ABBA bile mezarından hortladı). Yetişmekte zorlanıyoruz. Albüm -henüz- gelmese de şarkısı geldi. grubun dinlediğimiz en son "orijinal" şarkısı 2016'da çıkardıkları EP'de yer alan Jesus' Son'dı. Nereden baksanız beş senedir Placebo'dan yeni bir şarkı dinlemedik. Albüm olarak durum daha vahim. Ta 2013'teki Loud Like Love'a talim. Sekiz yıldır albüm yok. Kuruduk bittik.

Beautiful James aslında tamamen sürpriz olarak geldi. Bir hafta önce aniden atılan bir tweetle "vaziyet alın cuma geliyoruz" dediler. Kalplerimiz birer ikişer durdu. 2019 yılında gruptan yeni albüm sinyalleri geliyordu. Hatta 2020 olması lazım, menajerleri konuya dair "haberler iyi, albüm yolda" minvalinde bir şeyler yazmıştı. Ama koca bir yıl bitti. Albüm gelmedi. "Yok bu defa 2021'in başında kesin geliyor" dendi. Yaz bitti, Summer's Gone oldu, gelmedi. Sonra bir anda patlattılar (hem de Brian'ın yeni ve korkunç bıyıkları eşliğinde).

Şarkının çıkmasından birkaç saat önce Molko, BBC6'e konuştu, albümü nasıl "tersten" kaydettiklerini biraz anlattı. Normalde şarkılar yazılır, sonra başlıklar ve albüm kapağı seçilir, bu defa Molko albüm kapağını ve şarkı isimlerini seçerek işe başlamış. Ayrıca o dönem yaşadığı insomnia'nın etkisi de bu şarkıya yansımış (sözlerinden belli).

Birkaç yıl önce sıradaki albümün "kariyer öldürücü" tarzda olacağından bahsetmişti. Bunu garipseyenler oldu. Ama ben ne demek istediklerini anladım (muhtemelen). Placebo, piyasaya doksanlı yıllarda düştü ve o yıllar cayır cayır gitarları ve punk'tan aldıkları vahşilikle müzikte yer edindi. Özellikle ilk üç albüm bu bakımdan "çiğ"dir. "Genç" albümlerdir.

Sonra Sleeping with Ghosts çıktı (ben de bu albümle Placebo trenine atladım). Hayranlar ikiye bölündü. Bazıları grubun "yumuşadığını" ve duygusal işlere yönelerek daha pop ve elektronik sularda "boğulduğunu" iddia etti. Bu kitle Meds'le birlikte bir nebze olsun susturulsa da o günlerden bugüne her çıkan albümle birlikte bu homduranmalar işitilir oldu: "Placebo bitmiş". Battle for the Sun gibi efsane bir albüm için bile bunu dediler! (Meds'ten kat be kat daha iyidir)

Oysa biten bir şey yok. Olay basit, insanlar (ve müzik grupları) gelişir, olgunlaşır. Placebo da çocukluğu ve ilk gençliği atlattı. Sleeping with Ghosts'tan sonra çok daha farklı bir kafa yakaladılar. Bu demek değil ki köklerinden uzaklaştılar. Birazcık dikkat ederseniz Beautiful James'te 36 Degrees ruhunu hissedebilirsiniz. Placebo aynı Placebo anlayacağınız. Sadece "gelişiyor". Hem sürekli aynı şarkıyı dinlemek istiyorsanız pekala AC/DC dinleyebilirsiniz; zira adamlar kırk senedir aynı şarkıyı evire çevire kaydediyor.

Şimdi dönelim şu "kariyer bitirici albüm" meselesine. Loud Like Love, grubun tarihinde en ciddi kırılmaydı. O albümde elektronik ögeler alabildiğine ön plandaydı ve albüme bir dinginlik hakimdi. O eski gençlik delifişekliğinden eser yoktu. Oysa ben bu halini çok daha fazla sevdim. İlk dönem şarkılarını seven dostlar kızacaktır ama bence Loud Like Love grubun en iyi albümlerinden biridir. Bir şarkı hariç (Scene of the Crime) hepsi benim için çok özeldir. Duygu yoğunluğu açısından en ağır Placebo albümüdür diyebilirim. Exit Wounds, Too Many Friends, Hold On to Me, Pity Party, Begin the End... Çok yalnız hissetiren bir albüm. Loud Like Love ile grubun "bittiğini" söyleyenlere bir naziredir aslında o açıklama. "Evet biz bu duygusal ve daha sakin sularda yolumuza devam edeceğiz, varsın öldü desinler" restidir. Muhtemelen yeni albüm bol synthesizerlı klavyeli ve yine melankolik olacak.

Bilinçaltlarının bir yerinde "grubu en iyi ben biliyorum, ilk dönemlerinden tanırım"cı olup her yeni albümü kötüleyenler, son dönemde çıkan şu şarkılara nasıl kötü diyebilir, aklım almıyor. Kusursuz şarkılar ya (gitar yokmuş da bilmemneymiş, olmasın, ne farkeder?).



İkinci videonun yorumlarında birisi şunu demiş: "3.dakika 6.saniye İŞTE bu Placebo'dur. Harika, teşekkürler Brian & Stefan". Olay budur. Placebo bu eski kafa "mutlaka gitar olmalı, gürültü olmalı"cıları da bir yandan hoş ediyor. Ama öte yandan daha synthesizerlı daha melankolik şeylerden de geri durmuyor. Bu şarkı için diyebilirim ki Placebo'nun yaptığı en iyi 10 şarkıdan biridir (cover olmasına rağmen)! Song#6, benim için çok önemli bir şarkı.

Zaman geçer. İnsanlar değişir. Müzik değişir. Kimse kimseyi tanıyamaz. Değişime ayak uyduran ilişkisini devam ettirir. Bu insan ilişkilerinde de böyle müzik ilişkilerinde de böyle. Bugün ben Placebo'yu ilk gördüğüm günden daha çok seviyorum. Aramızdaki ilişki bozulmak bir yana dursun durmadan perçinlendi. Beraber değiştik. Beraber olgunlaştık. Ne mutlu ki hayat bizleri aynı tarafa götürdü. Anlayışlarımız kesişti. Hoş, Placebo bir saat zurna çaldığı bir albüm kaydetse bile severek dinlerdim. Ama son yıllarda yaptıkları işleri de yabana atmamalı. Battle for the Sun ile birlikte çok daha zifiri bir karanlığa gömüldüler. İşitsel olarak daha "yumuşak" olsa da bu "yeni" Placebo çok daha karanlık ve depresif. Julien, Breathe Underwater, Come Undone...

Kendi adıma bu ilişkinin hiç bitmemesini istiyorum. Hayat ne getirir bilinmez ama ben neredeyse yirmi yıldır büyük bir aşkla bu grubu dinliyorum. Her grubun hayatımda dalgalandığı dönemsel olarak unutulduğu zamanlar oluyor. Ama Placebo her zaman bir köşede duruyor. Mutluyken ilk dönemlerine mutsuzken son dönemlerine sığınıyorum. Geçinip gidiyoruz. Sekiz koca yıl bekledik. Nihayet "güzel James"le geri döndüler. Çok mutluyum.

Dün gece rüyamda Beautiful James çalıyordu :)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder