Zihnin Arka Sokakları

"Ve en sonunda göreceğin aşk, verdiğin aşka eşit olacaktır." - The Beatles (The End) 🎵🐝💕🌻🌍🐾

24 Şubat 2021 Çarşamba

Müzik ve Edebiyat Sohbetleri

Gülşah Turgut ve Güven Yıldız'ın malum platform üstünden yayınladıkları podcastleri dinliyor musunuz? 100% Müzik ile Rock Tarihinden Hikayeler ismini verdikleri bu seride rock tarihinin köşetaşları denebilecek isimler üstüne birtakım bilgiler paylaşılıyor. Açıkçası bu isimlere aşina olanlar için öyle sıradışı anekdotlar bulunmuyor. En azından beni henüz şaşırtamadılar. Ama grupları tanımayanlar için ufuk açıcı paylaşımlar olabilir. Tadımlık müzik hikayeleri için buraya.

Daft Punk dağıldıklarını açıkladı. Sürpriz olmadı diyebilirim. Müzik camiasında kredileri bu denli yüksek kaç grup daha sayabiliriz hiç bilemiyorum. Herkes onları sever durumu vardı biraz. Ben de kimi şarkılarını dinlerdim ama hiçbir zaman da hayranları olamadım. Yalan yok. Dolayısıyla da birkaç gündür yas tutan dostlara eşlik edemedim. Fakat yine de grubun kıymetli olduğunun ve son yirmi yılda müziğe katkılarının farkındayım. Haliyle ayaküstü de olsa vedalaşalım.

Grand Corps Malade'ı sevenler? Son birkaç aydır en sık dinlediğim frankofon şarkıcı kendisi olabilir. Mesdames albümü ile 2020'ye damga vurmuştu. Özellikle Camille Lellouche'la yaptıkları düeti bir milyon kez dinlemişimdir. Mümkündür. Şimdi ise yeni bir şarkı ile beni meşgul etmeye gelmiş. Louane'la birlikte seslendirdikleri Derrière le brouillard'ı şimdiden yılın en iyi şarkılarından biri olarak sayabilirim. Bay Malade'ın slam türünde ciddi bir yeri var. Ve genelde şarkı sözleri hedefini on ikiden vuruyor. Onun şarkılarını ne zaman dinlemeye başlasam bir döngüye giriyorum ve tekrar tekrar dinliyorum. Büyülü bir ses. Sıradışı en ufak bir numarası olmasa da.. Bu yeni şarkısını ilk dinlediğimde hissettiğim şeyin bir benzerini yorumculardan biri paylaşmış: "vücutta bir ürperme, kalpte bir takdir ve gözlerde yıldızlar, teşekkürler!" (Arthur H.'ım neredesin, senden de albüm bekliyorum...)

Sözleri bize biraz olsun güç veriyor.

"Ve karanlığın içinde, sisin gerisinde, o piyanonun çalmasını dinliyorum.
Umudu çalıyor, inanma arzusunu, o ki bizleri yeniden keşfetme gücüne inandırıyor.
Böylece sesime katılıyorum; bir kez daha, fırtınanın ortasında direnebilmek için.
Böylece sesime katılıyorum; bir kez daha, cesareti bulabilmek için."


Hep diyorum bunu. Fransızlara elektronik müziği, İngilizlere metal müziği, İskandinavlara deneysel müziği, Amerikalılara pop müziği emanet edeceksiniz. Emin ellerde olacaklar, inanın.

Tina Turner'ın HBO'da yeni bir belgeseli yayınlanacak. Fragmanı şimdiden heyecanlandırdı.


Lawrence Ferlinghetti, 101 yaşında hayata veda etti. Beat Kuşağı'nın en meşhur şairlerinden biriydi. Hatta bence -son kale- Gary Snyder'la başı çeker. O nesilden neredeyse hiç kimse kalmadı. Kendisini dizeleri ile uğurlayalım öyleyse, A Coney Island of the Mind kitabından seçtim.

"Ve sonra (adam), gömleğini ve atletini çıkarıverdi.
Fakat şapkasına dokunmadı ve hiçbir şey söylemeden uyuyakaldı.
Ve karısı orada oturarak, sadece bakıyordu
Sakin bir havada, birbirlerini çağıran, uçmak üzere olan kuşlara
Sanki varoluşlarını sorguluyorlardı
Veya hatırlamaya çabalıyorlardı unuttukları bir şeyi."


Adalet Ağaoğlu'nun uzun yıllardır elimde sırasını bekleyen kitaplarından biriydi Üç Beş Kişi. Çok sevdiğim yazarların kitaplarını iştahla tüketmekten mümkün olduğunca imtina ediyorum, aksi halde geriye okuyacak bir şey kalmayabiliyor. Temkinli tüketiyorum. Fakat anlaşılan o ki sanırım Ağaoğlu'nun sonuna geldim. En azından okuyacağım sadece iki romanı kaldı. Üç Beş Kişi? Birçokları okuması güç bir kitap olarak nitelendiriyor ama bilinçakışına aşina olanların zorlanacağını sanmam. Kitap aslında birkaç saatlik bir dilimi, paralel hikayelerle anlatıyor. Teknik bakımından Yazsonu romanı ile birlikte okuduğum en usta Ağaoğlu romanıydı diyebilirim; lakin konu ve işleniş açılarından romanın ikinci yarısı biraz aksıyor gibi. En azından başlarda aldığım hazzın devamını bulamadım. Yine de okunması gereken kitaplardan. Hem teknik açıdan hem de barındırdığı sosyal ve insani tespitler açısından. Feminist altmetni, seksen öncesi siyasi iklim gibi şeylerle ilgi çekmeyi başarıyor. Pavyon şarkıcısı Selmin'e vurgun "hayalci" Murat, feleğin çarkına çomak sokmaya çabalayan Kardelen, "aynalarda suretini kaybetmiş" Kısmet ve pisliğin önde gideni Ferit.

Cuma günü kapsamlı bir müzik dosyası ve bir film incelemesiyle karşınızdayım. Sevgiler.

2 yorum:

  1. ne güzel bir yazı olmuş yine. Tina Turner belgeselini merakla bekliyorum bakalım. Lawrence ile bir devir kapandı ne yazık ki. Adalet Ağaoğlu'nun okumadığım kitabı yok sanırım. keşke tekrar dönebilsem okuduklarıma, ne leziz
    tatlar bıraktılar zihnimde çünkü..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle. Bazı yazarların eserlerini unutmak mümkün değil :)

      Sil