Zihnin Arka Sokakları

"Ve en sonunda göreceğin aşk, verdiğin aşka eşit olacaktır." - The Beatles (The End) 🎵🐝💕🌻🌍🐾

23 Ağustos 2019 Cuma

Düğün, Orhan Duru, Lana ve Günlük Şeyler

Heyecanlanmayın, evlenmedim. Arkadaşımın bir arkadaşı düğün yapmış. 100 bin liraya malolmuş. Acaba sıfırları doğru mu işittim, emin olamadım, telefonda bir durakladım; evet 100 bin imiş. Şöyle bir düşünmeden edemedim, o paraya nelere yapılmaz ki. Zaten bence düğün yapmak lüks halini aldı. O paraya dünyada istediğiniz yere balayına gidebilirsiniz ve kalanla da yatırım yapılabilir (muhtemelen hanımefendi saçımdan tutar o düğün dansına sürükler beni, o durumda lütfen damadı savunun ve hayallerimi destekleyin- o Bali'de balayı yapılacak).

Aşk meşk ne alemde diye soranlara... Tam bir aşk-ı memnu üçgenine döndü. Sevdiğim kişiyle aramızda soğukluk var nedense, ama bir yandan da başka bir hanımefendi benden hoşlanıyor, fakat löp diye söyleyemedi henüz (hareket ve imalarından o kadar belli olmasına rağmen). Kim kimden hoşlanıyor, kim kime burun kıvırıyor vallahi bilen yok. Allah sonumuz hayretsin. Hoşnut da değilim bu karmaşadan. Herkes açık olmalı. İkili oynayanları sevmem. Kimseyi kırmadan dökmeden bu hengameden çıkmak gerek.

Lana Del Rey albüm çıkarıyormuş. Yeri gelmişken de bari itiraf edeyim. Kendisini ilk zamanlar hiç sevmemiştim. Bol estetik takviyeli, gündelik bir pop figürü olacağını düşünmüştüm. Born to Die da fazla iddialı sayılmazdı. Lakin o Ride teklisi çıkmadı mı! Film orada koptu. Amerikan Rüyası imgeleri ve rock tınısıyla bambaşka bir yola kırdı dümeni. Çok da iyi etti. Ultraviolence mesela efsane albümlerdendir. 2010'ların en iyi indie/pop-pop albümlerinden diyebilirim rahatlıkla. Honeymoon ve Paradise da beni tatmin etti. Venice Bitch teklisinden anladığım kadarıyla yine Ultraviolence tadında rocka yakın bir iş bekliyor dinleyicisini. Lust For Life'da kan kaybetse de yoluna devam edeceğe benziyor.

Orhan Duru kitaplarına tutundum. Cessie'nin sayesinde. Kendisini hala tanımayan varsa -benim gibi- hemen bir kitabını edinsin. Yusuf Atılgan ve Tezer Özlü'nün kitapları yok satarken Duru'nun kitaplarının bir kenarda durması beni üzüyor. Tezer Özlü'ye ısınamadığımı biliyorsunuz. Zor bir hayat geçirmiş bunu anlıyorum; ama iyi bir yazar olduğunu düşünmüyorum, sevenleri kırılmasın. Demir Özlü'yü tercih ederim. Bir ufak serzeniş daha. Adalet Ağaoğlu bu sene 90.cı yaşını kutlayacak ve ne yazık ki kitaplarını gençlerin ellerinde göremiyorum. Kendi kemik kitlesi harici onun yazdıklarını önraflara taşıyacak büyük bir kitlesi de artık yok gibi. Biliyorum, politik tercihleri, açıklamaları ya da suskunlukları ile birçoklarını şaşırttı hatta öfkelendirdi son yirmi yılda. Hiçbirini unutmasak da bunları bir kenara koyalım çünkü bir Ağaoğlu daha yok. "Yazar kimliğini" sonuna kadar savunurum. Kendi yaşantısı ve fikir dünyası beni ilgilendirmiyor. Zaten sanatı sanatçının hataları ve sevaplarıyla değerlendirmeye kalkarsak dünyada tutunabileceğimiz sanat eseri kalmaz herhalde. Ağaoğlu kimdir diyenlere, Yazsonu romanını okuyun derim. Virginia Woolf okusa orta yerinden çatlardı herhalde. En sevdiğim kitabıdır. Müthiş bir teknik. Fikrimin İnce Gülü, Ölmeye Yatmak, Ruh Üşümesi, hangi birini sayayım? Oğuz Atay ile birlikte kendisi en sevdiğim Türk edebiyat insanıdır. Ne mutlu bizlere ki, Türk edebiyatında kadının yeri, her şeye rağmen çok geniş.

Yemek programlarında neden herkes önden birbirini yiyor? Hep bir kavga hali. Televizyonu hala camdan atmıyorsam bir sebebi olmalı diyorum ama bulamıyorum.

Tiyatro sezonu açılıyor. Şimdiden birkaç bilet aldım bile. Fiyatlar yine el yakıyor ama bazı şeylerden kısabilirim. Konserler de geliyor. Sonbahar tüm sarı yapraklarıyla gelsin, "kim korkar han kurttan?"

Galiba kayıp çocuğumu buldum. Şaka bir yana şöyle bir çocuğum olsa bütün gün şarkı söylerdik. Belki biraz eski kafalılık olacak ama ben çocuğumun videosunu internete koymazdım. Ne bileyim, nazar, kötü enerji her ne haltsa onun varlığına inanıyorum (şarkıyı benden iyi söylüyor ayrıca).


12 yorum:

  1. Woody Allen filmlerinden halliceyim diyorsun yani :)
    Sen merak etme biz blogger tayfası damadın yanındayız. Yeter ki bulutlara yansıt yardım çağrını ;)

    Açıkçası Ağaoğlu ile ilgili ben de biraz cahilim. Telafi ederim umarım.

    Minnoş kız çok başarılı. İleride indie-girl'lerden biri olabilir belki

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ahahahaha çok güzel film referanslarıyla yorumladın :D Bayıldım. Valla çatıya çıkarsam hanımefendi kafamda kırar o spotu.

      Kitaplarını beğeneceğine inanıyorum :)

      Sil
  2. Ağaoğlu'nun hastası idim, son kitabına kadar. Büyük bir hevesle aldığım kitapta 10 sayfadan öteye geçemedim. Malum yaş, normal karşılamalı. "Dar Zamanlar Üçlemesi"ne, bilhassa "Bir Düğün Gecesi"ne bayılırım. en az 3 kez geçmiştir elimden ama "Üç Beş Kişi"yi de hiç yabana atamam. Ya "Fikrimin ince Gülü", hangi birini söylesem. Ne diyeyim sağlıkla yaşasın ve bence artık yazmasın. Yazdıkları yazacaklarından çok daha güzel zira...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Düşme Korkusu için çok güzel yorumlarda bulunmuştu kendisi. Merak ediyordum aslında. Fakat okuyucuların (dünden bugüne kalan sadık ama nadir okurların) neredeyse tamamı sizinle hemfikir. Elimde okunmayı bekleyen kitapları halen var. O yüzden hiç girmeyeyim buna :) Yıllar sonra belki uğrarım.

      (Üç Beş Kişi!)

      Sil
  3. Ha bu arada Tezer Özlü'yü ben de sevmem, ruhumu daraltır yazdıkları :(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu konuda yalnız olmadığımı bilmek sevindirici. Zira vaktiyle bu görüşümü paylaştığımda ciddi bir tepki almıştım. Elbette sevenlerine saygım var. Neticede her yazarın bir okuyucusu vardır, eleştirmek bana düşmez. Fakat bana hitap etmiyor maalesef :(

      Sil
  4. 100 bine düğün inanırım. Geçen Amerika'ya uçak bileti baktım merakımdan, kişi başı 42 bin tl idi. Business tabii ama 13 saat de ekonomi de nasıl gidilir bilemedim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. E tabii sizi businessta ağırlamaları lazım :p Ekonomi bize düşüyor.

      Sil
    2. İnsan gibi fiyat çekseler de ekonomi kimseye düşmese keşke. En uzun uçuşum 8 saatti, indigimde ben aynı ben degildim :P Ama 42 bin liram olsa uçak biletine valla vermezdim. Ama verebilecek kadar durumum olacagına da inanıyorum bir gun. Kendimizi kapatmayalım Zihin Dedecim. Hayallerimizi gerçekleştirecegiz.

      Sil
    3. Dünyanın en zengini de olsam o parayı vermezdim. Akrep Zihin. Yakında sinemalarda ahahahaha.

      Sil
  5. Maalesef günümüzde düğün yapmak resmen para tuzağı. Eskişehir'De en uyduruk salon 3000 TL.den başlıyor. Kuru salon sadece. Yazık ki ne yazık. Bizim zamanımızda kapı önü düğünleri vardı. Hoş halen var ama kızlar istemiyor. Havaları bozulacak. Valla ben öyle evlendim. İncilerim de dökülmedi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Maksat elaleme caka satmak olduğu için modern dünyada düğünler de gösterişten ibaret artık. Dediğinize harfiyen katılıyorum. Eskiden düğünlerin amacı ailelerin bir araya gelmesi eş dostun birlikte eğlenip güzel bir gün paylaşmsıydı.

      Sil