Zihnin Arka Sokakları

"Ve en sonunda göreceğin aşk, verdiğin aşka eşit olacaktır." - The Beatles (The End) 🎵🐝💕🌻🌍🐾

18 Mayıs 2016 Çarşamba

Bu Pembe Başka Pembe

Uzun zamandır hazırladığım 20 şarkılık listeler ne kadar dinleniyor bilmiyorum. Olumlu ya da olumsuz fazla geri dönüş alamıyorum. Yine de yıllar sonra dönüp baktığımda, kendimin kenara köşeye ne gibi hazineler sakladığımı görmem için serisiye hız kesmeden devam etmek istiyorum.

Pink Floyd şarkılarından 20 şarkılık bir liste hazırlama fikri bu aralar düştü aklıma. Bir süredir evden çıkmıyorum. İş aramalarım sürüyor. Görüşmeler harici çıkmıyorum. Sabah erkenden kalkıp kahvaltı ediyorum ve tüm gün korku hikayeleri okuyup, Pink Floyd dinliyorum. Evet, günlerim böyle geçiyor uzun bir süredir. Oldum olası Floyd'un progressive albümlerini, ya da şöyle diyelim -benim için efsane olan- Meddle ile başlayan albümlerini daha çok sevmiş ve dinlemişimdir. İlk dönem psychedelic albümlerine -More hariç- nedense ısınamıyorum. Elbette bu demek değildir ki onları hiç dinlemiyorum. Seve seve. Kafayı sıyırmış Ummagumma'yı da, birinci yüzü tartışmasız müthiş olan A Saucerful of Secrets plağını da dinlerim. Eleştirmenlerin ve hatta Floyd elemanlarının bile lanetlendiği Atom Heart Mother'ı da If, Summer '68 ve Fat Old Sun'ın hatrına sıklıkla dinlerim.

Fakat kişisel Pink Floyd tarihim Meddle ile başlar. Hatta şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki, kendime en yakın hissettiğim Floyd albümü Meddle olabilir. Grubun en sevdiğim şarkılarından bazıları o albümde. One Of These Days, A Pillow Of Winds ve tabii grubun -bence- en iyi şarkısı Echoes. Bana fazlasıyla samimi gelen bir albüm. Ne o zamanlar grup içi ego savaşları vardı, ne de devasa prodüksiyonlar uğruna heba edilen şarkılar. Tamamen saf bir psychedelic/progressive albüm.

İnzivaya çekildiğim bu dönemde grubun psychedelic albümlerine ağırlık verdim. Özellikle More ile Ummagumma'ya fazlaca zaman ayırdım ve kafayı yeme noktasına ulaştım. Pink Floyd gerçekten bambaşka bir evren ve ne kadar sevmediğiniz dönemleri veya albümleri olsa da onlar bile bir yerde ne büyük gizemler taşımakta. Mesela Ummagumma'yı (ikinci yüzünden bahsediyorum, ilk yüzü başyapıttır) hiç sevmezdim, hatta psychedelic dönemin en zayıf albümü olarak görürdüm. Aslında fikrim çok radikal şekilde değişmedi ama bence The Piper at the Gates of Dawn'un sıkıcı şarkılarındansa Ummagumma'nın ikinci ve deneysel yarısı daha ilgi çekici geldi bana. Floydsever dostlar kızacaklar bana biliyorum ama Syd'in gruptan gitmesi çok yerindeydi. Eğer onunla devam edilseydi grup 60 ve 70'lerin sıradan bir psychedelic grubu olarak kalacaktı. Ummagumma'nın ikinci yüzündeki "doğum sancıları" bunun işaretiydi. Floyd'un kendi sınırlarını zorlayarak küllerinden doğacağını haykırıyordu bizlere. Ummagımma'da eskiden Grantchester Meadows'u severek dinlerdim fakat dikkatli biçimde defalarca dinledikten sonra Sysyphus ve Narrow Way bölümlerinin de güzelliğine vardım. Zor ve uzun bir süreç oldu ama yıllar sonra Ummagumma'yla barıştım.

Listeye geçmeden More için de bir parantez açmak isterim. Bana göre Floyd'un en hakkı yenen albümü More'dur; çünkü bir film müziği olduğu için her zaman anlamsız şekilde üvey evlat muamelesi görmüştür. Oysa yazımın başında da belirttim, More albümü, Meddle'a kadar olan Floyd döneminin bence en parlak albümüdür. Müthiş bir psychedelic çalışma. İçinde dönemin hippi ruhunu yakalayabilirsiniz. Dahası grubun o dönem için en sert parçaları da yine o albümde çalınmıştır; The Nile Song katıksız bir ilk dönem heavy metal denemesidir. Psychedelic Floyd döneminin en iyi iki işinden biridir (öteki ise diller destan Pompeii konseridir elbette).

Böylesi görkemli ve sevdiğim bir grubun "en iyi 20 şarkısını" rahatlıkla seçebilmem söz konusu bile olamazdı. Zaten gereği de yok. Herkes, iyi kötü, Floyd'un popüler şarkılarını tanır. Rock müzik dinleyen birinin The Wall, Animals, Wish You Were Here ve Dark Side of the Moon gibi efsane kayıtlardan bihaber olması beklenemez. O nedenle listemi grubun pek bilinmeyen, ya da gün yüzü görmemiş ilk dönem şarkılarına ağırlık vererek hazırladım. Elbette içinde -her şeye rağmen sevdiğim- The Division Bell ve A Momentary Lapse Of Reason gibi son dönem albümlerinden parçalar da var. The Wall ve Dark Side of the Moon'dan da "best of"larda kendilerine yer bulamayan; ama bana göre harika olan üç şarkıyı listeme ekledim. Gerisi ver elini psychedelic rock suları. Dünyanın en büyük rock gruplarından birine karınca kararınca selam durmak istedim. Ne mutlu ki grubun en sevdiğim elemanı, Floyd'un beyni, rock şairi, sağlam duruşlu aktivist Roger Waters'ı da dünya gözüyle sahnede seyredebildim. Darısı Gilmour'a.

Her yerde çiçekler açtı. Siz de yeni haftaya çiçek açın. En Pembesinden. En Floyd'undan.

4 yorum:

  1. Beklenen liste geldi dağılın paşalar 0_o

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben dünyanın en büyük orkidesi olabiliriiim dfadsfdsfdfs

      Sil
  2. Komşum ne iyi ettin Spotify'a gelmekle :)
    Şu an Pink Floyd listen eşliğinde final makalemi yazıyorum <3
    Emeğine, kulağına sağlık...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Senin sayende Afede :) Yeni çıkan albümleri Spotify vesilesiyle daha sık takip edebiliyorum. Teşekkür ederim :)

      Beğendiğine sevindim. Allah zihin açıklığı versin :)

      Sil