Moby, beraber yol yürüdüğüm şarkıcılardan biri.
Kariyerinin neredeyse ilk gününden beri takibindeyim.
Beraber yaşadık o günleri.
Play, 18, Hotel, vs.
Bazı şarkıcılar/gruplar bende sınırsız krediye sahiptir.
Moby de onlardan.
Beni çıldırtacak birçok şey yaptı veya söyledi; ama günün sonunda sarıldık öpüştük, kopamadık.
Neden sevdiğimi de bilmiyorum.
Fakat şunu farkettim ki kendisini pek tanımıyormuşum.
Son zamanlarda yeni otobiyografisi (2019) Then It Fell Apart'ı okuyorum.
(Çıktığı zaman Natalie Portman'ı epey sinirlendirmişti)
Kitap adeta bağımlılık yarattı, elimden düşmüyor.
Onunla mutfağa gidiyorum, tuvalete uğruyorum, yetmiyor onunla yatağa giriyorum.
En büyük isteği "ünlü olmak" ve bir yandan da içinde yatan punk-rocker'ı yaşatmak.
Kendisi ayrıca sevgi arsızı (Proust'tan beri böylesi gelmemiştir).
Sevmek ve sevilmek (takıntıya dönüşmüş durumda).
Ciddi bir alkol ve madde sorunu var.
Bu boyutta olduğunu bilmiyordum; korkunç.
Kadınlarla bir türlü düzgün ilişki kuramıyor.
Yaşamı tek gecelik ilişkilerden öteye gitmiyor.
Hatta bir yerde "Moby, kadınlar tuvaletindeki oturaktan daha fazla popoya sahip olmuştur" deniyor.
Kitap boyunca sık sık "kiss and tell" hödüklüğüne düşüyor.
Depresyon ile savaşıyor.
Kitap, 2008 senesindeki intihar girişimi sekansıyla açılıyor.
Bu birçok şeyi açıklıyor; çünkü 2009'da çıkardığı ve benim favori albümüm olan Wait For Me'nin
Melankoli düzeyindeki aşırılık böylece anlamlanıyor.
Kendisinin yaşadığı (düzensiz) ilişkiler, ünün getirdikleri ve götürdükleri... her şey kitapta.
Yer yer içim burkuluyor ve Moby'e sarılmak istiyorum.
Kimi yerde de (özellikle kadınlarla ilişkilerinde) "kızılcık sopasını hak ettin " dedirtiyor.
Küçüklüğünde hippi annesi ve motorcu/bağımlı sevgilileriyle yaşadıkları hüzünlendiriyor.
Bırakıldığı yuvada bir adam tarafından tacize uğruyor.
Mahallenin tek yoksulu olduğu için dikkat çekmemeye çalışırken,
Komşu çocuğuna yatıya gittiğinde mutfakta kola görünce heyecanlanıveriyor
Ve içerken burnuna değen gaz taneciklerine seviniyor
(Evinde yalnızca süt ve portakal suyu olan, bitmesin diye her şeyi sulandırarak içen Moby).
Dışarıdan "ruhani ve sessiz" biri gibi durmasına rağmen,
Aslında içinde dinginlenemez bir parti/seks canavarı var.
Doyumsuz.
Kitapta bir yerde bu durumla yüzleşiyor.
"Biliyorum, sürtük hareketlerim için utanç veya vicdan azabı duymam lazım, ama duymuyorum.
.. İlişki kurmaktan kaçındım çünkü bana panik atak yaşatıyorlardı,
Fakat ayrıca farkettim ki kendime yalan söylüyordum:
Ben esas olarak ün ve sefahar peşindeydim; ev huzurunun peşinde değildim.
Kendi turne otobüsüm vardı içinde kendime ait yatakodamla
Ve bir asistan ayarlamıştım, Fabienne,
Ki onun ilk görevi bana konser-ertesi partiler ayarlamaktı.
Fabienne'le bir barda tanışmış ve onu bir taksinin arkasında sevişirken işe almıştım.
Her bir anı en dejenere şekilde sonuna kadar yaşamaya zorunlu hissediyordum."
Çok farklı bir portre, değil mi?
"Techno'nun prensi"nden nasıl bir "kaybeden"e,
O adamdan nasıl tekrar "kazanan"a
Dönüştüğünü anlatıyor anektodlar halinde.
Her gerçek yaşam gibi onunki de inişli çıkışlı.
Babasının initharı, annesinin ölümü,
David Bowie'yle komşuluğu, hepsi de hayatının önemli birer parçası.
Kafamki Moby imajı ciddi bir hasar görse de bu kitabın bence okunması gerekiyor.
Umarım bir gün dilimize kazandırılır ve müzikseverler istifade eder.
Öyleyse kendisinin en sevdiğim 20 şarkısını dinleyelim bugün hep beraber.
1) Like a Motherless Child
Bu şarkıyı ilk dinlediğimde kalakalmıştım (muhtemelen size de öyle olacak). Yabancıların "badass" dedikleri cinsten. Şarkı boyunca mırıltısıyla rap'e yakınsayan Moby adeta kendini özetliyor; karanlık, punk, elektronik ve özlem dolu. Trip-hop'a en yakın durduğu şarkısıdır.
"Bazı zamanlar öksüz bir çocuk gibi hissediyorum
Evden çok uzakta
Tüm olanlar garipti ve her zaman yabancıydı."
2) All the Hurts We Made
Daha ilk girişteki yaylıları duyunca bir şeylerin olacağını anlıyorsunuz (elektro-punk olarak tanımlamak sanırım en iyisi).
Kitabı okurken bu şarkı daha da anlam kazandı.
Ah bebeğim, sadece hoşçakal de
Ah bebeğim, en azından denedik
En azından denedik fakat kaybettik
Daima hatırlayacağım
Orada dikilmeni ve gülümsemeni"
4) Extreme Ways
Mükemmel bir şarkı daha iyi nasıl olabilir? Reprise'daki bu hali beni benden alıyor (..then it fell apart deyişi). Bazı geceler sessiz sessiz bu düzenlemesini akustik minimal şekilde çalıyorum evimde. İyi geliyor.
Birçok kalpkırıklığı, birçok yüzler;
Birçok kirli şeyler
Asla inanamayacağın."
5) Mistake
Klip..
6) In This World
Bu şarkı iPod'umda yok; çünkü dinlediğim her zaman ağlıyorum (abartmıyorum). Neden bilmiyorum yirmi yıldır bu şarkıdan çıkamadım - klibi anneciğimin en sevdiği müzik videosudur.
7) Everloving
Eski bir tanıdığı hatırlatır her dinleme (kendisi ise bugün bana hiçbir şey ifade etmez - buraları hala okuduğunu sanmıyorum). Six Feet Under seyrettiğimiz üniversite yıllarını. Uzaklara dalıp gidersiniz.
İki insanın ölümünün ardından beraber bir zamanlar yaşadıkları yerleri tekrardan görmeleri hakkında bir şarkı (bir film şeridi gibi!).
Kusursuz aşk sakince gelir şafak vakti ile.
Bir zamanlar tıka basa insan dolu olan şehir
Terk edilmiş.
Vaktiyle oynadığımız harabelere dönüp bakıyoruz.
Hiç olmazsa biz beraberdik,
El ele tutuşmuş
Gökyüzünü arşınlıyorduk."
Moby'den modern dünya halleri eleştirisi. Sosyal medya yalnızlıkları, yalanlar, botokslar ve nicesi.
Yaşandı ama bitti mi?
Sanki zaman hiç tükenmeyecekmiş gibi."
11) Be the One
Aynı sözleri defalarca tekrarlamasına rağmen bu şarkı insanda bir şeyleri hareketlendiriyor. Belki hipnotize ediyordur. Ve kendimize dönüyoruzdur. Destoryed, kesinlikle underrated!
Kendisinin melankolik enstrumental şarkılarını daha çok seviyorum.
13) Almost Home
Siz millete aldırış etmeyin; Innocents albümü muhteşemdi bence. Bir ateş başında toplanıp, bu şarkıları her bir ağızdan söylemek isterdim. Gücü öyle daha iyi hissedilirdi.
"Aniden karar vereceğim, sırtımı dönüp
Her şeyi geride bırakacağım."
14) Love Should
Moby'nin en iyi aşk şarkısı (akustik gitarla çalmayı deneyin..)
15) Why Does My Heart Feel So Bad?
Çünkü kalp acır.
16) The Last Day
Gene benim canıma kasteden bir şarkı. Hele bu versiyonu.. Listeyi hazırlarken bile bulaşmadım. Açarız maçarız şimdi tadımız kaçar. İlk defa dinleyecek olanlar sandalyesine sıkı tutunsun. Skylar Grey enfes bir iş çıkarmış vokalde. Bu şarkıda benden bir şeyler var.
Körü körüne, gece gündüz
Bu hayat, daha fazlası olmalıydı
..Kalbi taş gibiydi
Ve son günde
Güneş varken dışarı çıktı
Daha henüz güneşi farketmişti"
17) Shot In the Back of the Head
David Lynch dokunuşuyla izliyoruz.
Fani dünya.
Çok uzakta değil
Beni arıyor olacaksın
Ve ben gitmiş olacağım."
Eski şarkılar unutulmaz.
Hayata rağmen hayata tutunabilmek; zor ama başka çare yok.
Sana yoldaşlık ettiğini söylediğin bir sanatçının otobiyografisini okumak ne güzel değil mi? Bence anlamlı. Otobiyografileri çok seviyorum. Yakın hissetmediğim birinin yazdıklarını bile okuyorum ki yetişme şartlarını öğreneyim, hislerine tanık olayım vs. Yazında bahsettiğin gibi, sevdiğin ve enteresan hayat hikâyesi olan birini okumak ise apayrı bir olay:)
YanıtlaSilGerçekten her biyografi başlı başına yolculuk :)
Sil