Bugün güzel bir albüm keşfettim. Tamamen kapağın çekiciliğine yenilerek dinledim. İşte bunu seviyorum. Ben hala albüm kapaklarına değer veren, dükkanda tasarımlarına bakarak zaman öldüren o son romantiklerden (enayi mi demeliydik?) biriyim. Biliyorum ki "stream dünyası"nda artık kapak tasarımları da kartonetler de esprisini yitirdi. Bugün birçok kapak patates reklamından hallice. Hani olur ya billboardlara asarlar, fonda tek renk, önde ürün durur. Oysa kapak sunumda önemlidir. Ben ne gruplar şarkıcılar tanıdım o vesileyle. "Aaa neymiş bu" dediğim. Şimdi herkes ekranında ufacık kapaklara dikkat ediyor mudur hiç bilmiyorum. Hala gidip albüm satın alan dinozorlardan biriyim (o yüzden bir gözüm kur seviyelerindedir). Ne yapalım yani. Beni böyle de sevin. Ben tek tıkla albüm açmayı sevmiyorum. O şekilde dinlemiyorum diyemem ama tercihim o değil. Mümkünse oturup bir albümü baştan sona dinlemeyi, kapağına bakmayı, kartonetteki şarkı sözlerini incelemeyi seviyorum. Her şeye rağmen hikaye yazan, "albüm" kaydeden, o güzel sanatçılara selam edelim. Evet çünkü her albüm normalde bir hikayedir.
Geveze herif grubu unuttun... siz de haklısınız. Grubun adı La Oreja De Van Gogh. İspanyol. Eski bir grup denebilir. 2020'de çıkardıkları Un susurro en la tormenta albümünde uçurumun kenarında bir adam, yağmuru seyrediyor, Citroen'in üzerine oturmuş. Çok hoş değil mi (tık)? Tasarım harikası değil. Ama vurucu denebilir. Maksat ürünü satmak değil mi zaten? Bana sattılar.
Mick Rock ölmüş. Bir süredir rahatsız olduğuna dair bazı şeyler okumuştum. Pek şaşırmadım ama üzüldüm. Çünkü rock dünyası kendisine birçok ikonik an borçludur. Gazetelerde "ünlü fotoğrafçı hayatını kaybetti" denilerek iki satırla geçiştirilse de işin aslı başka. Mick en az bir rock vokalisti kadar bu türe hizmet etmiştir. İsterseniz dünyanın en kaliteli albümünü kaydedin, berbat bir kapakla hiçbir dinleyici dönüp de yüzüne bakmaz, unutulur gider. Bahsettim yukarıda. Mick'in en büyük işleri -bence- Lou Reed'le birlikte yaptıklarıdır. Şimdi ne o var ne Lou Reed. Valla bir nesil göçüyor. Yavaştan bizler de doğa tarihi müzelerindeki yerlerimizi alacağız.
Uzun zamandan sonra tekrardan iyi pazarlar dileyelim. Belki yağmur yağar.
Albüm kapakları önemli olmaz olur mu hiç? Eskiden ressamların tasarladığı örnekler bile vardı. Şimdi durumu bilmiyorum. Fakat senin yazına bakılırsa eski özen yok. Ve anladım ki ben de ne zamandır elime bir albüm alıp imcelememişim. Üzücü. İlk gördüğüm yerde uzun uzun inceleyeceğim, aklıma sen geleceksin:)
YanıtlaSilPink Floyd'un kapakları özellikle :) Şimdi korku filmi gibi tasarımlar. Gördükçe tepem atıveriyor.
SilGeçen bir zincir mağazaya girdim. Normalde 5 seneyi aşkın bir süredir çeşitli sebeplerden ötürü boykot ediyordum. Neyse bir toplantı önce zaman geçirmek için girdim (hava da soğuktu - ben zibidi gibi giyinmiştim). Albümlere bakayım dedim. Sordum, albüm satmıyoruz dediler, ben de "nabzıma bakar mısınız acaba" deyiverdim (içimden) :D Bayılasım geldi. Artık satmıyorlarmış.
tam da şakır şakır yağmur yağıyorken bu yazıyı okumam :)
YanıtlaSilalbümü de açtım şimdi
Bir de instagrama stori atmalıyım bu müzikte
Süper! Böyle tesadüfleri seviyorum :))
Silarkadaşın albümü için kapak tasarlıyorum hatta şimdi birazdan çizimime devam edeceğim ama bu yazını gördükten sonra biraz baskı hissettim dediğin gibi artık kimse dikkat etmiyor ama senin gibi dikkat edenler var ve benim çizimimi beğenmezse kendimi kötü hissederim :)
YanıtlaSiltasarım güzelmiş bu arada sade ama hisli :)
Vaaay :) Tasarım işleri. Kolay gelsin. Benim gibi fosillerin nesli giderek tükeniyor. Zaten çoğunluk fiziksel kopya satın almadığından fazla yaratıcı kapak fikirleri üstüne düşünmüyorlar. Oysa ben önem veriyorum hala :))
Sil