Zihnin Arka Sokakları

"Ve en sonunda göreceğin aşk, verdiğin aşka eşit olacaktır." - The Beatles (The End) 🎵🐝💕🌻🌍🐾

8 Ekim 2021 Cuma

Pinhead Kadın Olursa

 
Dün haberi okuduğumda başımda aşağı kaynar sular döküldü, efsane korku filmi Hellraiser serisinin karakteri Pinhead, yeniden başlatılacak filmde (reboot) kadın bir oyuncu tarafından canlandırılacakmış. Role de kendisini Sense8'ten tanıdığımız ve sevdiğimiz Jamie Clayton ismindeki trans oyuncu seçilmiş.

Daha yeni Candyman faciasını konuştuk (yazım). Bu kaçıncı artık? Bir şekilde vaktiyle çizilmiş yaratılmış bir karakteri gündemin sosyo-politik akışına uygun bir şekilde revize etmek kadar samimiyetsiz ve dahası zarar verici bir şey göremiyorum. O yazımda da söyledim. Tekrar edeyim. Hollywood bizleri enayi zannediyor! Mevcut elinde tuttuğu kült seyirci kitlesi ile Hellraiser başlı başına bir "altın yumurtlayan tavuk" iken buna günümüz duyarlılıklarını eklemleyerek "iki katı kazançlı" bir tavuk yaratma peşindeler sadece. Zaten korkuseverler her şekilde bu filmi izleyecek (ah biz naif korkuseverler ne kötü filmlere tahammül ediyoruz..), bir de şimdi LGBTQ+ camiasından da önemli bir kitle çekmenin peşindeler. Bunların derdi kadınlar, translar, siyahiler olsaydı başlı başına bir karakter yaratır onu pazarlarlardı.

Bu açıdan Marvel'ı takdir ediyorum. Sinemaya verdikleri genel zarar bir yana, en azından, kendi kataloglarında bulunan "öteki" kahramanlarına son yıllarda yer veriyorlar. Black Panther, Shang-Chi, Captain Marvel hepsi de "düzgün" işlerdi. Çünkü bu karakterler zaten o şekilde çizilmişlerdi. Bugünün pazarlama kaygıları ışığında revize edilmediler. Black Panther siyahiydi. Shang-Chi asya kökenliydi. Captain Marvel da kadındı! Ha, katalogunda olmayan karakterleri de sıfırdan yeni bir imajla ortaya çıkarıyorlar. Gidip de vaktiyle en eril beyaz haliyle resmedilmiş Captain America'yı siyahi yapmıyorlar. Onu ayrı bir filmde olduğu gibi veriyorlar. Ama diğer bir filmde siyahi kahramanlarını olabilecek en iyi şekilde yansıtıyorlar. Budur.

Kurnazlık yapıp herkesten bal toplama derdindeki bu yapımcılara en güzel cevabı yine bizler verebiliriz. Bu saatten sonra böylesi "uyanık" filmleri boykot edeceğim (herkesi de davet ediyorum). Candyman'i paspasa çevirdiniz. Hellraiser'a ne yapacaksınız? Çok mu zor yeni bir kadın korku filmi karakteri yaratmak?

Evet zor. Çünkü sektör artık tıkandı. Son on beş senedir korku sineması çırpınıyor. 2000'lerin başında patlayan yeniden çekim (remake) furyası ciddi paralar kazandırdı. Haliyle de bu yoldan ilerlemekte kararlılar. 70'lerde 80'lerde zevkle izlenen filmler birer birer "kopyalanıyor". Başrol veya içerik tahrif edilsin edilmesin ben zaten bu remake reboot işlerine karşıyım. Hellraiser "erkek" de olsa çekilmemeliydi. Bir film iyiyse iyidir, değilse de, kötüdür. Bunu eğip büküp suyunu çıkartmak gereksiz. Tarihin çöplüğünde bırakın hepsini.

Neden 40 senedir hiçbir köpekbalığı filmi Jaws'un üstüne çıkamadı? Tek bir tuğla ekleyemedi? Oturun biraz bunu düşünün. Her sene onlarcası çıkıyor. Hepsi birbirinden kötü işler. Joe Dante'nin pek de sevmediğim Piranha'sı bile bugünün "sulu" korku filmlerinin çoğundan kaliteli duruyor. Aradan geçmiş kırk sene.

Hem bu seçimi törenle kutlayan "woke" (Türkçesini bilmiyorum) tayfa sanıyor mu ki Jamie Clayton ilk trans korku filmi karakteri olacak? Siz daha ortada yokken biz Sleepaway Camp franchaise'ını izliyorduk (özellikle ikinci filmi tavsiye ederim). Herhalde Angela, korku sinemasının, en bilinen trans karakteridir. İlk filmin son sahnesinde hepimizi dehşete düşürmüştür.

Sen kim oluyorsun da ikide bir korku sinemasındaki bu yeni dalgaya sallıyorsun diyen olabilir. Valla ben bu hayatta ne mesleğim ne müzik sevgim için bunu söyleyemem; ama korku filmleri benim en iyi bildiğim şeydir. Okurum, araştırırım, seyrederim; hatta müzeleri bile gezerim. Yüz tane popüler film seyredip korku sineması hakkında Youtube kanalı açan biri değilim. Bir korku emektarıyım. Kendimi bildim bileli seyrederim. Temizinden otuz senedir. Klasikleri de bilirim kenarda köşede duran b-movie'leri de.

Haliyle bu kadar sevdiğim, gönülden bağlandığım, yaşamımın bir parçası olan alanda yapılan böylesi sevimsiz hamlelere karşı tepki göstermem doğaldır. Ben hep dürüstlükten yanayım. Yarın biricik bir trans korku karakteri yazın, hepimiz alkışlarız, kadın karakterleri önplana çıkarın, alkışlarız (işte size bir örnek, Lucky, son yılların en düzgün feminist altmetinli filmidir, samimidir, dobradır). Yeter ki bizi enayi yerine koymayın. Mesele haklar değil, sömürülmek, alenen ve en pembiş pakete sarılarak.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder