Zihnin Arka Sokakları

"Ve en sonunda göreceğin aşk, verdiğin aşka eşit olacaktır." - The Beatles (The End) 🎵🐝💕🌻🌍🐾

1 Ekim 2021 Cuma

Dünyadan Kadın Sesleri ve Renkleri


Bugün güzel kadınlardan bahsedelim. Eski takipçilerim beni az çok tanıyordur ve kimi dinlerim kime hayranımdır bilirler; ama son zamanlarda yeni katılımcılar oldu. Anladığım kadarıyla bir kısmı da genç arkadaşlar. Haliyle "eskilerden" güzel kadınları onlarla tanıştırmak istiyorum naçizane. Bu isimlerin büyük kısmı artık ana akım medyada yer bulmuyor. Eskiden yine iyi kötü radyolar yer verirdi. Ama bana kalırsa bu kadınlar Olimpos sakinlerinden farksızlar. Katiyen eskimeyecekler. Nitekim zevk sahibi sanatçılar bu isimlere eserlerinde bazen yer veriyor. Ortak özellikleri duygu yükleri. Belki en sevdiğim şarkıcılardan bazılarını burada bulamayacaksınız; ama bulduklarınızın hepsi de benim direkt yüreğime hitap edenler. Madonna ile eğleniriz, Tina Turner ile dans edebiliriz, Stevie Nicks ile aşık olabiliriz fakat gece efkarı bastı mı kaçacak delik ararız. İşte benim limanlarım da bu isimler. Bir şarkıları yeter dünyamı durdurmaya. Kimilerinin sözlerini anlarım, kimilerinin lisanı uzaktır, ama hissetirir. Dünyanın dört bir yanından sesler. Seslerini dinlerken beynimde tezahür eden renkleri de paylaşıyorum. Hiçbir teknik açıklaması yok. Ama bu sesleri o renklerle özdeşleştiriyorum istemsizce.

Mina (1940)
Her daim bir Mina şarkısı kendisini beş yüz metre öteden hissetirir. O bangır bangır sesi gelişini belli eder ve dinleyicisinden adeta saygı duruşuna geçmesini ister. Geçenlerde seyrettiğim bir filmde iki defa çaldı ve her seferinde sahneyi unutup şarkıda kayboldum. Mina dinlerken şöyle hissediyorum, yaz gecesi, sıcak, ama esinti hissediliyor. Güzel bir dost yemeği yenmiş ve bahçede dağınık bir sofrada oturuyorum. İtalyan sıcaklığı ve Akdeniz tutkusu onun sesinde vücut bulmuş.

Altmışlar ve özellikle yetmişlerde Avrupa ile Türkiye pop müziklerine dolaylı yoldan büyük katkıları vardır ayrıca. Bizde Ajda Pekkan'nın söylediği, Avrupa'da Dalida ile parlayan "Palavra Palavra", aslında onun şarkısıdır. İmajıyla ve şarkılarıyla o dönem birçok sanatçıyı etkisi altına almıştır.

Ses rengi kırmızı ve sarıdır. Bir feryat eder ki aklınız durur.

Fairuz (1934)
Herhalde blog dünyasında hiç bu kadar Fairuz'dan bahseden biri daha yok. Varsa da kendisiyle tanışmak isterim; zira kendisini seven herkesle müzik kardeşiyimdir. Sabaha kadar dinleyebiliriz. Lübnan'ın ve dahası Arap Dünyası'nın en büyük seslerinden biri. Benim için ise şuan "yaşayan" en büyük kadın vokali. Sesini "vakur" olarak tanımlayabilirim. Derin, hisli, güçlü ve bir o kadar hafif. Sıcak bir çöl rüzgarı gibi. Şarkıları bu kadar yürekten gelerek söyleyen kaç kişi vardır?

Fairuz'un eşi öldüğü zaman ülkede iç savaş sürmekteydi. Değerli besteci eşine ve kendisine duyulan derin saygının gereği olarak o kanlı savaşta silahlar susmuş ve taraflar cenaze işlemleri için beklemiştir. İşte böyle bir saygı. Fairuz konserlerinin kayıtlarını izleyin, göreceğiniz şudur, bir sürü insan perişan vaziyette sahneye çiçekler fırlatmakta, kimisi ağlamakta, kimisi sahneye sıkıca tutunmuş hipnotize olmuş vaziyettedir. Çiçekler dağ oluşturur sahne üstünde. O ise seyircisine arkasını dönmeden, Arap kadınları dünyanın dört bir yanında acı çekerken seyircisine ve dünyaya gülümsemeyi reddederek sahneden ayrılır. Politik ve siyaset üstüdür. Bugün bile aldığı pozisyonlar Araplar arasında önem teşkil eder.

Ses rengi kahverengi ve bordodur. O anınıza denk gelirse perişan eder.

Dalida (1933-1987)
Güneş kadın. Ne zaman videolarını izlesem o kocaman sarı saçlarından gözlerimi ayıramıyorum. Her bir notada sanki büyüyorlar. Hele bir de Je suis malade söylüyorsa... Dalida hep dramatikti. Hayatı dramdı. Sevgilileri dramdı. Sonu dramdı. Hayatı boyunca kaydettiği şarkılar da haliyle hep dramatiktir. Bir bedende tüm Akdeniz'in renklerini taşır. Mısır'ı, İtalya'yı, Fransa'yı bulursunuz onun şarkılarında. İspanya'ya uzanır. O Akdeniz'dir. Hayatının bir kısmında "Miss Mısır" da olmuştur, Paris'te kapalı gişe sahne almışlığı da vardır. Bu coğrafyanın her bir adımında iz bırakmıştır. İntiharından önceki son konserini de Türkiye'de vermiştir. Dalida'dan daha sık dinlediğim Fransız kadın şarkıcılar vardır illa ki, ama hiçbiri onun tadını vermiyor, yine ben ona sığınıyorum. Montmarte'ın olgun ve rafine sesine.

Ses rengi sarıdır, kumsalın rengidir.

Cher (1946)
Pop müziğini sevdiren ilk isimlerden. Daha şu kadarcık iken onun 60'larda kaydettiği albümleri bile zevkle dinlerdim. O müthiş ağdalı kontralto sesi bana her zaman farklı gelmiştir. Bugün bile her dinleyişimde şaşırıyorum. Ses derinliği dipsiz bir mağara gibi. Ne kadar pes söyleyebilir bence bilimin bunu araştırması gerek. Evet çok büyük şarkılar yaptı. Doksanlarda pop müziği kökünden değiştirdi. Fakat onun en önemli tarafı ballad'lardaki başarısıydı. Hareketli şarkıların altından kalkabilen birçok pop yıldızı ballad'larda tökezlerken o bu işi en iyi şekilde başarıyordu.

Sesi mordur.

Nina Simone (1933-2003)
Hocaların hocası. Afro-Amerikan müzisyenler arasında en politiği ve eyvallahı olmayanı. Gece kulüplerinde çalmaya başlayan ve hayatının son dönemlerine kadar caz festivallerinin onur konuğu olmayı başaran büyük bir diva. Sesi çileyle özdeşleşmiştir adeta. Siyahi ve kadın olmanın altmışlarda getirdiği devasa dezavantajlara karşı sesini yükseltmeyi bilmiştir. Kendine has yorumu ile caz müziğe farklı bir soluk getiren Nina Simone, her zaman aykırıdır, her zaman savaşçıdır. Teknik olarak ondan üstün birçok şarkıcı olsa da benim kalbim onun yorumlarında bir başka çarpar. Hissettiğimi hissederim.

Sesi simsiyahtır.

8 yorum:

  1. Ne iyi geldi bu yazı. Ancora, Ancora, Ancora eşiliğinde okudum.
    Bir de Mina'yı anlatırken bahsettiğin filmi merak ettim:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mina'nın en sevdiğim şarkısı olabilir.

      Un divan à Tunis (Arab Blues) diye bir filmdi. Mubi'de hala gösterimde olmalı :) Ortalama bir film ama müzikleri ve bazı esprileri hoştu. Citta vuota'yı duyar duymaz "aman yarabbi" oldum :))

      Sil
  2. Şahanesin, genç olmayan arkadaşlar da tazeleniyor sayende, ses renklerine vurgunun altını da ayrıca çizmek isterim, genç arkadaşlar için tabii ki. Çok hoş.:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim ^_^ Son zamanlarda çok nostaljik şeyler dinliyorum. Neden bilmiyorum. Sonbaharın gelişi?

      Sil
  3. Fairuz'dan bahseden yok ama dinleyen olarak da azınlıktayız öyleki. Öyle güzel ki sesi.. Arap dünyasının Sezen Aksu'su dedikleri kadar var.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne yazık ki. Ama bir şekilde su akıyor yolunu buluyor ve kendisinin az da olsa sadık bir kitlesi oluşuyor :)

      Sil
  4. Birde Buika ve Azam Ali vardır benim en sevdiğim..

    YanıtlaSil