Biliyorum bu yazı şuan için kimseye bir şey ifade etmeyecek. Gündem tatsız, pandemi sürüyor, keyifler kaçık. Ama benim için önemi var. Yazmak istiyorum. İstiyorum çünkü böylesi zamanlarda benim tek sığınağım müzik oldu. Çok fazla grup dinliyorum. Çok fazla isim tanıyorum. Fakat bazıları ile çok özel bağlarım var. Bazılarına çok güzel anılar borçluyum. Bazılarına bir anıdan fazlasını.
Chromatics'le ne zaman tanıştım, tam hatırlamıyorum. Biraz hafızamı zorluyorum... Muhtemelen 2010'ların başı. Emin değilim. Fakat bir on senedir hayatımda olduğu kesin. İlk dinlediğim an vurulmuştum. Onu hiç unutmuyorum. Çok farklı gelmişti. Elektronik ve melankolik. Chromatics'i ne zaman dinlesem hüzünlü bir indie filmde gibi hissederim. Gece, neon ışıklar, yaz serinliği, güzel elbiseler. Chromatics benim için gecelerin grubuydu. Placebo, M83 ve Chromatics. Bu gruplara yüzlerce gecemi borçluyum. Yolda, yatakta, otururken, dans ederken. Bilmiyorum sevgimi nasıl ifade edebilirim ama bu grubu gerçekten gönülden seviyordum. İnternet sitelerinden kendilerine destek olmaya çalışıyordum karınca kararınca. Geçen sene bütün albümlerini dijital olarak satın almıştım. Bende zaten olmasına rağmen. Amerika'da olsam tshirtlerini ve diğer ürünlerini de alırdım. Sırf destek olabilmek adına.
2020 yazında İstanbul'da olacaklardı. Bilet almıştım. Shadow dinleyecektim. Dans edecektik (içten içe ağlarken). Sonrası malum. İptal edildi. Turne yeniden ayarlanmaya çalışıldı. Fakat yanlış hatırlamıyorsam 2021 için sadece İspanya'daki bir festival gecesi ayarlanabildi. Sonra o da iptal edildi tabii. 2022'ye kaldı umutlar derken... grup bugün dağıldığını açıkladı. Ne hissediyorum? Sevgilimden ayrılmış gibi. Gerçekten öyle. Haberi okuduğum an taş oturdu mideme. Daha yeni albüm Dear Tommy gelecekti. Daha biz dans edecektik. Öyle kalakaldık işte. Bir şeyler parçalandı.
2019 sonunda bir yazımda grubun çıkan son albümü çerçevesinde onlar hakkında şöyle demişim:
"...fakat gerçekten de The Chromatics çok sevdiğim bir grup. M83 ile
birlikte ülkemize uğrasalar fiyatına bakmadan sahne önünden yerlerimi
ayırtırdım. Gece yolculuklarında ve tabii araba sürerken dinlemesi en
keyifli müzik gruplarından... hep bir sis perdesinin gerisinde, saat gece yarısı iken çalan hüzün ve neşenin bir arada olduğu şarkılar Chromatics şarkıları... Geceye en çok yakışan müzik grubu Chromatics olmalı. Neon ışıklar altında ağlar mısır dans mı edersin, o sana kalmış."
Ne güzel.
Bir yarım saattir sevdiğim şarkılarını döndürüyorum. Her biri bana başka bir geceyi hatırlatıyor. Dünyanın en iyi grubu olduğunu iddia etmeyeceğim ama benim için en çok şey ifade eden beş on gruptan biriydi diyebilirim. Bundan sonra bir diğer Chromatics albümünü dinleyemeyecek olmak kötü hissettiriyor. Elbette bugüne kadar yaptıkları her şarkı için kendilerine minnettarım ama bir şeyler yarım kaldı gibi. Koca bir boşluk oluştu. Kollarım havada kaldı gibi hissediyorum.
İyi hissettiriyordu bana. O uçucu hüznünü seviyordum. Yaşadığımı hissettiriyordu. Bir yaz gecesi ayrılmış olmaları ne ironi ama! O indie filmlerinde gibi hissettirdiler yıllar boyunca. Vedaları da öyle oldu. Chromatics dünyanın en iyi müziğini yapmıyordu ama benim için dünyanın en iyi müziğiydi.
İyi geceler Ruth.
Bloglar da!
YanıtlaSil:)
Pek yazasım gelmiyor ne yalan söyleyeyim :/ Keşke deniz kenarındayım ondan yazamıyorum diyebilseydim :D Chromatics rahmetli olmasa herhalde bir süre daha bir şeyler yazmayacaktım. Ama okuyorum komşuları. Buralardayım.
SilYazmalısın. Ben de en son resimden bahsetmek istemedim ama yazıda da belirttiğim gibi "rutininden vazgeçme" dedim kendi kendime. Benim hayatın güzel yanlarından bahsetme isteğimin körelmesi birilerinin işine gelsin istemem, kötüler kazansın istemem, güzellikler unutulsun istemem. Zaten zorlanıyoruz, üzülüyoruz, zor durumdakilere elimizden geldiğince yardım etmeye çalışıyoruz. Şu dönem akıl sağlığımızı korumaya çalışmaktan başka bir şey yapamıyoruz gibi hissediyorum. Korumak için müzik hakkında da yazacağız, resim hakkında da. Ve bence sen -bir önceki yorumda deniz kenarında olmaktan bahsetmişsin ya hani- deniz kenarına gitmelisin:) İki doz aşın var, sakin bir yerde, dikkatlice, ne tehlikeye uğrarsın ne de uğratırsın. Gitmelisin. Aşılanma oranının en yüksek olduğu bir şehir seç:)
YanıtlaSilWriter's block denen şey kapıma uğradı sanırım. Yazacak fikrim çok ama elim gitmiyor. Sebebini ben de bilmiyorum. Taslaklarla oynuyorum arada. Bazen yanlışlıkla yayınlanıyor ve kaldırıyorum :D Bryan yazım mesela aradan kaçtı :)) İlk defa böyle oldu anlamadım. Gündemin tatsızlığı bir yana.. Denize o kadar ihtiyacım var ki. Hiç sormayın. Ayağımı bir sokup çıkarsam ona fitim :) Zaten eskisi gibi kaptırıp açılabileceğimi sanmıyorum. O şevk yok :D Kıyıya vurmuş denizyıldızı gibi öylece durmak yeter.
SilDeniz görmeden olmaz. Sana acil deniz istirahati yazıyorum:)
Sil