Zihnin Arka Sokakları

"Ve en sonunda göreceğin aşk, verdiğin aşka eşit olacaktır." - The Beatles (The End) 🎵🐝💕🌻🌍🐾

25 Mart 2021 Perşembe

Yeni Bir Grup ve Büyük Bir Veda


Hocaların hocası Slowdive'ın üyelerinden ikisi Christian Savill ve Rachel Goswell, bu yazı bize dar etmek adına The Flaming Lips'ten Matt Duckworth'u yanlarına alarak, kadroya ekledikleri The Soft Cavalry'den Steve Clarke ve The Casket Girls'ten Ryan Graveface ile bir süpergrup kurmuşlar. Beachy Head adını verdikleri grup, adını İngiltere'nin ünlü bir doğal güzellik noktasından almakta. Fakat aynı mekan ne yazık ki ülkenin en popüler intihar noktalarındanmış. Ters mantık yürüterek dinleyenlerini kederden tasadan arındırma amacı güdeceklerine dair inancımı taşıyorum. Umarım bizleri fazla üzmezler. Ekip fena. Yayınladıkları ilk tekli fena (ben en iyisi albüm çıkmadan bir tur Teletubbies izleyeyim de kafam dağılsın).

Gelecekte (yaklaşık 15-20 yıl içinde) stadyum konserlerini biteceğini düşünüyorum. Pandeminin etkisi oldu. Yarın on binlerce insanı biraraya getirmek güç olacak. Dahası son yıllarda düzenlenen festivaller ve turnelere bakınca seksenler ve doksanlardaki "epik" stadyum konserlerinin esamesi okunmuyor. Yani zaten miadını doldurmak üzere idi. Ne popçular ne metalciler eski toprak yıldızlar gibi sahne tasarımlarına emek vermiyor. Para dökmüyor. Eski yıldızların şovlarına bakıyorsunuz hep daha "büyük", daha "komplike". İki bin onlu yıllara kadar bu trend sürdü. Ama bugün bunu göremiyorum. Farklı sebepleri olduğunu düşünsem de temelinde çeşitliliğin artması yatmakta. Galiba eski bir yazımda bahsetmiştim. Bundan on sene öncesine kadar bir grup çıktığında herkes az çok tanıyordu. Dinlemese bile ismini biliyordu. Bugün o kadar çok butik grup, sanatçı var ki.. Takip etmek imkansız. Yetmişlerde bir konsere gidecek olsanız gidilebilecek gruplar kısıtlıydı. Elbette o yıllarda da sürüsüne bereket alternatif isimler vardı fakat bir şehirde Led Zeppelin çıkıyorsa kimse aynı gece başka bir grubu izlemezdi. Bugün bu etkiyi yaratacak kimse yok. "Şehre falanca" gelmiş dendiğinde kulaktan kulağa yayılıp infial yaratacak güçte bir yıldız yetişmedi. Bugünün oyununda en güçlü kimler var? Beyoncé, Ed Sheeran, Rihanna, Taylor Swift, Eminem aklıma ilk gelenler. Bu isimler gerçekten de kaydadeğer konserler verebiliyorlar. Ama günün sonunda stadyum doldurmak başka şey. Iron Maiden değilseniz, Madonna değilseniz, bir stadı kolay kolay dolduramazsınız ki bugün onlar bile dolduramaz durumdalar. Ki hala sahne gösterisi yapıyorlar. Ona rağmen!

Sahnede olup bitene önem verenlerdenim. Elbette her konser, stadyum ölçeğinde, devasa ışıklar ve dekorlarla kurgulanamaz. Mesela Lorde'u küçük bir arenada seyretmek daha makul olacaktır. Samimiyet gereksiniminden. Fakat bazı isimlerin de "uçan kaçan" bir şeyler yapması beklenir. O büyüklük hissini veren birileri ne yazık ki çıkmadı. Bu stadyum ve sahne kültürü yavaş yavaş yerini düz konserlere bırakacak gibi. Düz desem de yabancı konserler günün sonunda yine bir albenisi ile gelecektir ama 2020'lerde Kiss'in yaptıklarını, Michael Jackson'ın yaptıklarını pek göremeyeceğiz. Bu bir kayıp mıdır, tartışılır. Ama ben müziğin eğlence yönüyle de ilgileniyorum. U2'nun sahnelerinde teknolojiye yer vermesi beni daima heyecanlandırmıştır. Düz led bir ekran koyup pekala iki saat boyunca şarkılarını söyleyebilirlerdi. Ama bunun yerine daima "mucitlik" peşinde koştular.

Placebo yine sözünü tutmadı ve yılın ilk aylarında çıkarmayı vaadettiği albümden ne haber var ne bir paylaşım. Resmen karambol. Keza on üç yıldır "ha çıktı ha çıkacak" diye bizleri uyutan The Cure'dan da ses yok. İhtiyaçları var mı peki? Bir yeni albüm daha çıkarmak onlara ne katar? Açıkçası bu gruplar rüştünü ispatlayalı yüz sene olduğu için yan gelip yatabilirler de ama ben her şeye rağmen sonuç kötü bile olsa yeni bir şeylerini dinlemek isterim. Her grup veya isim için bu kadar bonkör davranmam ama bazıları ne yaparsa yapsın başımın üstünde. Elbette güzel albümler yapmaları tercihim.

Sabırsızlıkla beklediğim Godspeed You! Black Emperor'un yeni albümü G_d's Pee at State's End!'in çıkmasına az bir süre kaldı. Muhtemelen çıktığı gün satın alır dinler masabaşına geçerim. Ya da biraz daha demlenmeye bırakırım. Öyle yazarım. Ama bir GYBE yazısı bekleyiniz.

Daha yeni albümü soğumadan Lana Del Rey'in yaz aylarında bir tane daha albüm çıkaracağı duyruldu. Ne diyelim, kolaylıklar versin.

Öyleyse son şarkımız Thom Yorke'dan gelsin. Kendi elleriyle mikslediği ve adeta baştan kurgulanan Creep'in yeni hali burada.



Jessica Walter'ı kaybetmişiz. Laf olsun diye söylemiyorum ama üzüldüm. Çünkü benim bu hayatta en çok güldüğüm oyuncuların başında geliyordu. Hatta en komiğiydi bile diyebilirim. Arrested Development'ı izleyerek geçti yıllarımız. Elli defa da izlesem her defasında Lucille Bluth'a güldüm. Şimdi videosunu paylaşacağım ve yine güleceğim. Öyle matrak bir karakter daha gelmez ekranlara. Zor. Arrested Development gibi bir dizi, Jessica Walter gibi bir oyuncu kolay bulunmuyor. Huzurla uyusun. Ne mutlu ki uykusunda acı çekmeden göçüp gitmiş...

Kadehler ona!

4 yorum:

  1. Aaa, Jessica Walter'ı bilmiyordum. Üzüldüm.
    Stadyum konserleri pandemiden mi bilmem ama ekonomik sebeplerden dolayı düzenlenmeyecektir diye düşünüyorum. Ekonomik anlamda iyi bir dönemde değiliz, bir süre daha iyi olmayacak gibi. Globa anlamda değişim vs.diyorlar ya, bakalım neler olacak?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben kalıcı bir stadyum konserlerine veda öngörüyorum maalesef. Dünya ekonomileri toparlansa da, hastalık yenilse de bence bugün pek bir geçerlilikleri kalmadı. En fazla 15 sene ömür biçiyorum (o bile fazla olabilir). Dediğim gibi bunda yeni dinleyici alışkanlıkları etkili oldu. Cebinde parası olsa da benzer grupları dinleyen insanları elli bin bandında toparlamak çok güç (ki bu insanların çoğu artık hayranı oldukları grupların ne albümlerini alıyor ne de ürünlerini). Hem bu trendin giderek şovdan müzik icrasına evrildiği düşünüldüğünde geleceği bu açıdan pek iyi göremiyorum :(

      Global eko-politik bir değişim öngörmüyorum, yeri gelmişken araya sıkıştırayım :D Kimileri bir senedir "kapitalizm öldü" diyip duruyor ama ölen kalan yok. Karşısında alternatif sunan, umut vaadeden bir sistem de bulunmadığından bugün için hala kapitalizmi güçlü görüyorum. Tüm o korumacı, popülist, milliyetçi yükseliş bile günün sonunda eriyor globalleşmenin içinde. Fakat yeni bir fikri iklime gidildiği kesin bence.

      Sil
  2. tek kelime ile BA YIL DIM . 30 nisana kadar nasıl bekleyeceğim bilmiyorum destroy us diyerek gerçekten yok ettiler bizi :)

    gösterişin her türlüsüne karşıyım ya tabiki sahne sanatları gösterişsiz olmaz da ne bileyim belki dinlediğim müzik türünden olsa gerek stadyum konseri olmasa da ben eksikliğini hissetmem gibi geliyor. bilemedim diğer yandan müzik yapmak kolaylaştı birçok insan evinde stüdyo kurup bir şeyler tıngırtabiliyor ama ne kadarı orijinal o tartışılır işte o noktada dinleyicilere çok iş düşüyor . müzisyenler sıyrılıp bir dünya devi olmaya çalışsa da rakipleri çok fazla bu kadar kalabalıkta en nadide en orijinaller sadece kolaylıkla sıyrılabiliyor billie eilish mesela o genç yaşına rağmen pop müziğine rağmen hayranlıkla takip ediyorum güzel işler başarıyor.
    the cure albüm mü çıkaracakmış hiç duymamıştım daha dün wish albümünü loopa almıştım :) çıktığında senden öğreniriz zaten :)

    gybe yayınladığı kısa bir şey var dinledin mi umarım yeni albümü o kısa videoya benzemez hiç beğenmedim merak içindeyim .god is astronaut 'ta yeni albüm çıkarmıştı o da iyi değildi pandemi dönemi melankolikler için iyi bir etki yapacağına ters etki yarattı sanırım :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şarkıyı kime önerdiysen mahvoldu :D Günlerdir dinliyor herkes. Bu güzel dönüşü almak sevindirdi.

      Ben her zaman türe göre yorum yapmaktan yanayım :) Pop ve hard rock gibi müzikler şov kaldırıyor. Madonna ve MJ gibileri büyük yapan şey şovlarıydı günün sonunda. Keza Alice Cooper'ı, Rolling Stones'u, Iron Maiden'ı da. Ama mesela Lana Del Rey gibi birinin şov yapmasına gerek yok. Eilish için de aynısı geçerli. Konseptlerine uymaz. Ben her şekilde zevk alıyorum. İster şov yapsınlar isterse akustik set. Önemli olan güzel zaman geçirmek ve geriye hatırlanası bir şeyler bırakabilmek.

      Sil