Zihnin Arka Sokakları

"Ve en sonunda göreceğin aşk, verdiğin aşka eşit olacaktır." - The Beatles (The End) 🎵🐝💕🌻🌍🐾

15 Şubat 2021 Pazartesi

İki Yeni Albüm ve Bir Kar Yağışı


Nihayet Ankara'mız kar yüzü gördü. Doya doya. Eskiden ben çocukken Ankara'da kardan geçilmezdi. Belki bugün gençler iki karış kar görünce "perişan olduk" diye heyecanlandıyorlardır. Ama zamanında gerçekten kar yağar, kaldırımlarda bata çıka yürürdük. Hele bir gece Güniz Sokak'ta yaşadığım kar battı çıktılarımı unutmuyorum. Doksanlar sonu herhalde. Tam tarih veremiyorum, zira hafızam artık yanıtlmaya başladı. Bir aile yemeği için sokaktayım. Tabii o zaman cep telefonu falan da yok. Bir kez önceden planlanmış. O yemek yenecek. Aslında hiçbir zaman sevemedim böyle aile yemeklerini. Çünkü genelde sidik yarışından öteye geçemiyor; ama işte insanın üzemeyeceği ve yarım ağız da olsa bu etkinlikten hoşlandığını belirtmesi gereken insanlar oluyor hayatlarında. Neyse. İlerliyorum. Sokakta göz gözü görmüyor. Nasıl kar. Neredeyse dizlerime geliyor. Bir şekilde artık perperişan vaziyette binaya varıyorum. Paltolar çıkarılıyor. Öpüşmeler bilmemneler. Yemek yeniyor. Sonra tatsız bir kavga yaşanıyor. Herkes evlerine dağılıyor. Arabası olanlar daha da zorda. Biz yürüyoruz. Evimiz yürüme mesafesinde. O günden sonra o denli kar yağışında kaldığımı hatırlamıyorum. 2012 yılında bir kez yolda kalıp arabayı bırakmak suretiyle yürümüşlüğüm vardı. Onun harici esaslı bir kar anım yok. Bu eser hepimizin. Küresel iklim değişikliği tepemizde dikilmiş, gözlerini devirmekte.

* * *


Still Corners albüm çıkarmış. Haberim yoktu bundan. Öğrenince sevindim. Kar yağışını izlerken (gece ne kadar anlaşılırsa artık) albümü dinledim usul usul. Yani.. Bu grubun çok daha iyi anlarına tanıklık ettik. Potansiyellerini, sınırlarını biliyorum. Dolayısıyla The Last Exit'i sevdiğim söylenemez. Elbette içinde güzel şarkılar var ama genel itibariyle ortalama bir çalışma. Bana bu grubu önerir misin Zihin deseler bu albümlerini önermezdim. Fakat karda kışta dinlenir. Efil efil bir yaz esintisi. Dreampop albümlerinin en "kötü"sü bile benim nazarımda dinleniyor.

Bunları Dinlemek Lazım: White Sands, It's Voodoo



Sia
bitti. Bunu artık birilerinin dillendirmesi gerekiyor (zamanında söyledik). Kendisini eskiden çok severdik. Çok iyi işlere imza atardı. Fakat cevheri tüketti. Music, sadece kendi diskografisinin en kötü işi olmakla kalmıyor, bir yandan da bu yılın şimdiden en kötü albümleri arasındaki yerini alıyor. Ben hep söyledim. Pop işine hiç girmemeliydi. Çünkü buna yatkınlığı yok. İyi bir şarkı sözü yazarı olabilir. Ver sözünü Rihanna'ya okusun. Ver Aguilera'ya söylesin. Sen neden kalkıp okuyorsun? Para para. Başka bir açıklaması yok. Anlamsız peruk ısrarı ve birtakım tercihleri de eklenince bu kervana kendisinin adını duymak bile yüzümün buruşmasına yetiyor. Oysa ben 2009 civarında onun şarkılarıyla yatar kalkardım. Bu blogun kurulduğu günlerde onun şarkılarıydı sığınağım. Şimdi acı bir hatıra. Music? Bütün albüm radyolarda çalınsın ve saniyesine unutulsun diye kurgulanmış şarkılardan ibaret. Popun en ucuz popu.

Bunları Dinlemek Lazım: Eye to Eye, Together



* * *

Neyse. Ömrümüz yeterse yılsonu listem için bu yıl düzenli albüm dinlememeleri yapıyorum. Şimdiden kallavi bir liste olmaya aday. Umarım daha iyi albümler dinler, çok daha zengin ve doyurucu bir liste çıkarabilirim. Kışa en güzel yakışan grup Sigur Ros'tur elbette. Kalın çoraplarınızın içlerinde kalın :)

8 yorum:

  1. Sigur Ros, tam çalışma müziği oldu bana! Çok teşekkürler..
    Fakat şu karlı gece kavgası ne müthiş bir hikâye olurdu, tiyatro oyunu hatta! (Deliriyor muyum??? Tiyatro kokusuna dair özlemden???)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bunu duyduğuma sevindim :))

      Gerçekten sesli düşününce bana da çok ilginç geldi :D Le dieu du carnage'ı hatırlatan bir anım. Tiyatro özlemim benim de son günlerde zirve yaptı. Online gösterimler ve eski kayıtlarla yetiniyoruz :/

      Sil
  2. Ben size karlı bir anı anlatayım ama gülmeyin ve kimseye söylemeyin, evrak-ı metrukemi açacağım zira :))) Lise sondayım, üniversiteye hazırlık kursuna gidiyorum. Yenimahalle'de oturuyoruz, kurs Kızılay'da. Bitişik apartmanda bir genç var, çaktırmadan bakışıyoruz falan. Neyse yine böyle bir kurs günü otobüsten indim, eve giden hafif yokuş bir caddede yürüyorum. Her yer kar, yerler buz. Tam caddenin ortasına geldim ne göreyim, bizim bakışmalı arkadaş önden önden gidiyor. Nerden baksan kafada kavak yelleri, yaş 17, ayy hızlanayım da önüne geçeyim dedim. Demez olaydım, tam hizaladım ki vıjjjjt, güm. iki seksen boyluboyunca uzandım caddeye. Hayatımda böyle utanmadım. Nasıl toparlandım, nasıl kaçtım oradan bilmiyorum. o oldu bir daha o yana bile bakamadım mahcubiyetten. Yaa işte milattan önce platonik aşklar buzda düşerek nihayet buluyordu :))))) Bundan ala kar öyküsü mü olur :)))))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eyvahlar olsun :)) Gerçekten de esaslı bir kar anısıymış. Düşme kısmını okurken güldüm maalesef çünkü düşene gülme huyu vardır hepimizde. Bazen kendime de gülerim. Millet bakar neye gülüyor bu diye :)) Bir gün başka bir kar anımı daha paylaşayım. Sevdim bu işi :))

      Sil
  3. Bu arada ^Babamı Kim Öldürdü?" oyununun online gösterimini izlediniz mi, izlemediyseniz aman kaçırmayın. 27 sinde Moda Sahne'de, muhteşemdi...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Seyretmedim ve merak etmeye başladım şimdiden. Bilet bakınayım en iyisi. Teşekkür ederim :) AST'de izlemek istediğim ama bir türlü gidemediğim Bir Valize Ne Sığar Ki oyunu da online olarak izlenebiliyor.

      Sil
    2. Ben AST ın oyununu AST sahnede izledim ama AST'ın cemazüyelevvelini, o zamanki oyuncularını ve oyunlarını bilen biri olarak bir parça hayal kırıklığı oldu. Bir Yeşim Dorman vardı içlerinde eskilerden, onu da 18 yaşındayken Nereye Payidar'da izlemiştim ilk (yaşıtız biz onunla)Çok yetenekli olduğunu düşünmüştüm ama "Bir Valize"de izleyince yetenekten ziyade eşlikçi oyuncuların gücüydü galiba diye düşündüm ama yine de izleyin AST'a katkısı olur. Oyunu da o kadar kötülemeyim, ben eski oyunlarla kıyaslayarak yazdım :)

      Sil
    3. Yakın çevremden de benzer şeyler duydum. Ama AST'nin yüzü suyu hürmetine yine de şansımı deneyeceğim :) İnsan ister istemez eski güzel oyunlarla karşılaştırıyor. Benim son yıllardaki gözde tiyatom Tatbikat Sahnesi'nde de vasat bir oyun izlediğimde eskileri hatırlayıp "ah şunun tadını bulamadım" diyorum :) Tatbikat demişken.. umarım eski oyunlarının bir kaydı kuydu vardır da bizlerle Sartre'ın seyredemediğim Mezarsız Ölüler oyununu paylaşırlar.

      Sil