Bu defa şarkıyı önden veriyorum.
Rüyamda turistlere bir müzenin girişini gösteriyordum. Nedense müzeye giden yollar çok karışıkmış ve yabancı misafirler de sürekli yanlış sokağa giriyormuş falan filan. Böyle matrak bir bilinçaltı ile yaşıyorum dostlar, ne yaparsınız.
Yerli dizi izlemeyeli asırlar oldu herhalde fakat Öğretmen dizisine takılıyorum son günlerde. Hem kadrosu iyi (Serhat Kılıç, İlker Kaleli, Şerif Erol ve Serkan Keskin var daha ne?) hem de fazla reklam verilmeden gösteriliyor. Evde sebzeleri yıkarken açıyorum, geceyarısına kadar eşlikçim oluyor her çarşamba. Bir Japon dizisinden uyarlamaymış. Aldığım his, fazla uzun soluklu bir proje olmayacağı (senaryoyu eğer sündüreceklerse o başka) ama ismi unutulmazlar arasında olacak. Bizim dakikalarca birbirinin yüzüne baka baka suratını eskittiği dizi anlayışından kısmen uzakta. Tabii iki buçuk saati doldurmak için o numaralardan da faydalanmak zorunda kaldığı oluyor ama bölümlerin çoğu "ilerliyor".
Sonra bir animeye başladım (uzun zamandır dizi izlemeyen biri için radikal bir karar!). Bungou Stray Dogs. Enteresan bir dizi. Hayatta kimsesi kalmamış, yetiştirme yurdundan da kovulmuş bir genç, yiyecek parası kalmadığı için sokaktan geçecek ilk kişinin cüzdanını çalmayı planlarlar. Fakat gördüğü ilk kişi, nehrin içinde boğulan bir adamdır. Onu kurtarırken cüzdanının olup olmadığını kontrol etmez. Suda çıkardığı kişi ünlü Japon edebiyatçı Osamu Dazai'dir (kendisi gerçek hayatında nehre atlayarak intihar etmişti eşi ile birlikte). Çocuk, hayatını kurtardığı (?) Osamu'nun yardım teklifini kabul eder ve yazarın çalıştığı dedektiflikli ajansına katılır. Dizi boyunca birçok geleneksel Japon yazar ve dünya yazarları konuk oyuncu olarak hayali bir şekilde yer alıyor. F.Scott Fitzgerald, Junichiro Tanizaki, Natsume Soseki, John Steinbeck, H.P.Lovecraft, Mark Twain, Edgar Allen Poe bunlardan bazıları.
Tam aşık olacaktım, salgın patladı. Bunu da yazdım bir kenara sevgili evren. Telefon üstünden yürütmeye çalışıyoruz, ama ne kadar da gider bu durum bilemiyorum. Hem evde oturmaktan kilo alma ihtimalim de var. Gerçek kozmik korku budur sayın Lovecraft. Sokak günlerimiz tekrar başladığında beğenilmezsem sorumlusu koronadır. Hippi bile olamadın sen.
Şu çocukları da bir izleyemedim.
Kendinize iyi bakın. Ev diskonuzda tek başınıza veya sevdiğinizle dansa devam.
Her gece muhakkak Covid19'la ilgili rüya görüyorum. Çeşit çeşit :) Güya paniklemeyenlerden biriyim:) Bilinçaltı işte.
YanıtlaSilBen de yerli dizi izlemediğim halde Öğretmen'e başladım. Aynen Japon dizisi olduğu için ilgimi çekti. Onun gibi başlayıp biter umarım. Senelere yayarlarsa bırakırım:)
Dogs kesinlikle ilgimi çekti. Yapabilirsem bakayım.
Ve aşk konusu... Evde genç olduğu için "Ya millet nasıl aşık olacak, nasıl ilişki yürütecek" deyip duruyordum:) O aklıma geldi:) Şu durumlar bir an öce bitse keşke...
Ben rüyalarımda Roma sokaklarında geziyorum. Hepten gitti kafam :)
SilŞimdilik "korona günlerinde skype üstü aşk" yaşıyoruz. Göreceğiz nasıl nihayete erecek :D En az hasarla üstesinden gelebilmemiz dileğiyle.
Öğretmen’e ben de sardım. Umuyorum orijinali gibi kısa süreli olarak tadında bırakırlar :)
YanıtlaSilOrtak dileğimiz :)))))
SilBen de izliyorum Öğretmen'i. Unutulmaz olacağına kesinlikle katılıyorum, yerli yapım standartlarının fersah fersah üstünde çünkü.
YanıtlaSilPaylaştığın animeyi Lovecraft'in adını görünce direkt izleme listeme aldım :) Çok bölümü de yokmuş, en kısa zamanda izlerim ben bunu. Teşekkürler.
Son olarak korona günlerinde aşk da anca telefondan oluyor tabii :)
Aman maşallah diyelim :) Umarım yapımcılar buraları okuyordur da bu kalite çizgisini hiç bozmazlar.
SilŞu günlerde biraz Lovecraft okusam fena olmaz. Gerim gerim o_O