Hep de böyle oluyor. Yazacak şey oluyor, yeterli şevk olmuyor, öylece kalıyor.
Hayatın kendisi bir çelişkiler bütünü değil mi zaten? Kurcalamıyorum.
İyisi mi serbest düşüş olsun.
Geçenlerde arkadaşlar ile buluştum. Lise tayfası. Saolsunlar beni de çağırırlar. Severler.
Bir masa dolusu erkek düşünün. Öyle. Ben okeye dönüyorum filan. Hayal etmesi zor.
Ne kalp çalabiliyorum ne de taş. Okeyde de yeniliyorum.
Günlerdir terlik arıyorum fellik fellik. Yok.
Koskoca başkentimizde renkli, figürlü terlik bulunamamakta.
Eskiden Simpsons terlikleri vardı mesela. Ne de güzellerdi.
Ben solgun, ölü renklerle bezenmiş o emekli terliklerinden giymek istemiyorum dostlar.
Ayaklarım üşümese hiç giymek istemezdim. Fakat komşu taşındı. Ayaklarım buz kesmekte.
Kadın terliklerinde de hayat yok. Üşenmedim baktım.
Ya beden bulamıyorsunuz ya da model. Tüylü terlikleri alamam, kedi var.
Yoksa karizmatik bulmadığımdan değil. Otuzlarında hala evlenmemiş birisini kim ne yapsın?
Beni seven terliğimle sevsin.
Kentpark'ta Japon menşeili ürünler satan bir dükkan açılmış. Nihayet gezdim.
Allah'ım tam üşengeçlere göre şeyler satılıyor. Banyo ürünlerinden aldım.
Son günlerde diş macunlarına verdiğim paranın haddi hesabı yok.
Yılsonu indirimleri var diye kullandığım markadan kucak dolusu aldım, sakladım bir kenarda.
Mandalorian'ı izlemek istiyorum hem. Star Wars'tan umudum kalmasa da, kim bilir.
Rogue One gibi bir babayiğit çıkar da kalbimi fetheder yine. Ne filmdi. Ağlamadık mı sonunda?
Kitap yeminimi hala tutamamaktayım. Alıyorum mütemadiyen. Okuyorum da,
Fakat bitmiyor. Bitmez de. Okuduğum, okumadığım kitaplar benden sonra ne olacak?
Bunu düşünüyorum son günlerde. Bağışlayacağım bir kütüphane bulmak lazım.
Şokopop'un dosyalarını izliyorum. Dizilere ayıracak zamanım yok.
Fakat konu "kavga, polemik, basitlik, skandal" olunca izletiyor.
Televizyonumun ses ayarlarında bir problem var. Zaten çok izlediğim de yok.
Ama arada geceleri Zuhal Topal seyrederken sesleri duyamamak üzüyor.
Kaynanalar birbirini yerken daha çok ses gelmeli (puanım üç).
Bir ara tamire götürürüm. Daha hoparlörü de götüremedim. Tembel Zihin. Terliksi Zihin.
Bütün paramı mutfak alışverişine gömüyorum. Durduramıyorum.
Çok bir şey aldığımı sanmayın. Fakat bir şekilde doksanların faks furyası gibi çıkıyor faturalar.
Böyle böyle.
Kedi maması, kuru bakliyat, sebze, meyve, kurutulmuş sebze, baharat, sabun. Bu yani.
Veganlıkla ilgili kafam çok karışık. Bir ara konuşabiliriz.
Omar Souleyman'ın Björk'e yaptığı düğün temalı Crystalline remixi geldi aklıma. Neydi ya o!
Yallah yallah.
Kar niye yağmıyor ya, bilen varsa hemen söylesin.
Şubat sonunda Ankara'da iki mühim konser var. İlki New Model Army (oha cidden).
Diğeri de yeni nesil şarkıcılarımızdan Lin Pesto. Maskeli olan.
Biraz dreampop biraz synthpop. Oh. Gevşer gideriz. Gelsenize?
Ben orada olacağım. Tanımadan, şans eseri, yan yana dans etmiş oluruz belki?
"Herkes herkesle dostmuş gibi..."
Ah Bıçakçı, ah Ankara. Ne geliyorsa başımıza sevmekten geliyor.
aaa ben zuhal topal'ı internetten izliyorum, reklamsız? sonra da instağram sayfasından yorumları okuyorum, "en güzel el işleri için sayfama bekliyorum kızlar" gibi yorumlar da var.
YanıtlaSilKaçırdığım bölümleri oradan izliyorum :D Ahahaha yorumlara kalbim dayanmaz. Bu hafta Havva teyze hakkından geldi milletin.
SilTerlikli yorum yazacağım. Ben de arayıp durdum, ben de tüylü alamıyorum çünkü bir haftada korkunç bir şeye dönüşüyor. Sonunda pes edip crocs aldım, içi muflonlu kışlık crocs. O muflonlar tabii giydikçe ezildi büzüldü biraz. Ama plastik olduğu için üzerine köpenk tüyü yapışmıyor, sıcak tutmasına da 10 üzerinden 8 veriyorum. Zaten çoban çorabı gibi çoraplar giyiyorum.
YanıtlaSilÇirkin ama terlikler. Allah biliyor çirkin.
"Doksanların faks furyası gibi fatura"ya benim kadar gülen tüm komşulara selam yollayarak gidiyorum :D
Eskiden patikler vardı, anneannem falan örerdi. Ne güzel bir icatmış! Sene olmuş 2020, terlik bulamıyoruz. Tutmadığım takımların dükkanlarına bile girdim. Yeter ki bulayım diye. Ama nerde... Crocsa bakayım. Ev hayvanı güzel şey ama terlik seçiminde sert bir kıstas oluveriyorlar ahaha :D
SilAhahaha :D Gerçekten inanılmaz faturalar. Ve ben hala barbunya yiyemedim -_-
O terlikler aramayı bıraktığınız an karşınıza çıkacak ;)
YanıtlaSilBana da öyle geliyor. Zira aşk gibi bir şeye dönüştü bu terlik araması. Ne zaman ki aramaktan vazgeçeceğim, karşılaşacağız :D
SilYa ne tatlı bir yazı olmuş, acayip keyif aldım :)
YanıtlaSilNe mutlu bana :) İnşallah şu aramalarımın sonu da mutlu sonla biter :D Tüm takipçilerime sesleniyorum, Ankara hudutlarında güzel bir terlik gördüğünüzde lokasyonu paylaşırsanız bahtiyar olacağım ahahaha.
Sil