Tunalı'daki Dost kitabevi kapanmış. Üzülmedim desem yalan olur. Zira bir vakit oraya çok yakın bir evde yaşıyordum. Sürekli uğrardım. Hatta bir ara da kedisi vardı. Minderinde uyurdu. Bazen dolanırdı. Tombalak bişiydi. Bugün ise ne kedi var ne kitabevinin kendisi. Aldığım konser biletlerini, kitapları ve tüm anıları kafamın bir kenarında saklıyorum. Güzel zamanlardı onlar. Bir eksildik dostlar. Sürekli zarardayız. Nostalji yapmaya başladım giderek. Yaşlanıyor muyuz ?
Konser demişken, Tom Jones geliyormuş Antalya'ya, lakin 810 lira bilet fiyatı. Tek fiyat hem. Olduramam. Giden herkese keyifli seyirler şimdiden.
Deniz kenarını özledim. Su çekiyor beni. Oturmak. Sadece oturmak, durmak. İstesem bile hiç duramıyorum. Kafa çalışıyor. Açma kapama tuşu da yok sanırım ? Bir süreliğine kapatabilsek. Kara insanı olmayı başaramadım. Susuz kaldıkça mutsuzlaşıyorum. En iyisi susuz bırakmayın siz beni.
Ankara'da yazın gerçekten yapacak bir şey yok. Seğmenler diyebilirsiniz ama gerçekten son hali içler acısı olmuş. Çocukluğumun Seğmenler'i değil. Yuvarlanılacak çimenlik aranıyor. Nokta.
Kilo vermeye devam ediyorum. Artık benden çıktı süreç. Durmadan kilo kaybı yaşıyorum. Nefes almadan kıyafet değiştiriyorum şuan. Dün aldığım bugün omuzlarımdan düşüveriyor. Hayreti mucip şey. Eskisi kadar da yiyemiyorum. Nihayet yılın ikinci dondurmasını akşam yedim.
Grateful Dead candır.
Camları ne kadar silersem sileyim yine lekeli bir yeri kalıyor. Nefret edilesi.
Galeano'nun dediği gibi, "herkesin kolunda bir saati var; fakat kimsenin zamanı yok."
Karaoke gecesi düzenlemek istiyorum burada. Çağıracağım kimse yok şuan. Herkes şehirdışında. Şansımı kediyle denerim öyleyse.
Limonata yapmak için fileyle limon satın aldım. Hala elim varmadı. Çürümese bari dolapta.
Mutluyum.
Nazan Öncel'in Durum Şarkıları iyi olmuş.
Kuşlar da gitmiş.
Herakleitos'a bazen hak veriyor gibiyim.
Bol bol yeni albümler dinliyorum. Hepsini olmasa bile çoğunu yakında yazacağım. Sevgiler.
İstanbul'u en çok o maviliği için seviyorum ben de... Yoksa katlanması zor.
YanıtlaSilZengin olsam mutlaka İstanbul'da yaşardım. Keyif sürülesi bir şehir çünkü. Fakat parası olana. Mütevazi insanlara göre bir şehir değil kesinlikle. Hoş, yüklü param olsa kent içi yaşamı mı seçerdim yoksa kırlara bayırlara mı vururdum direksiyonu o şüpheli :))
SilTom Jones ha? Gençliğimin ilahı, müthiş sestir hala, Delilah ile kurdum tüm hayallerimi ben ergenken :) Ama 810 lira servet yahu, bir aylık mutfak giderim. Tom Jones bile alamaz o parayı benden :)
YanıtlaSilO sürekli zayıflama halinden bana da kısmet olsa keşke, 6 aylık diyetin rekoltesi 8 kilo, bezdim.
Ankara hakikaten çöl kadar kuru yazın, etkinlik sıfır. Haziran sonuna kadar Küçük Tiyatro nöbetçiymiş, bir bilet bulup aldım, Antalya'yı nasıl aramazsın demeyeceğim o sıcakta etkinlik bile çekilmiyor zira. Ha deniz başka ama onu da mümkünse baharlarda alayım :)
Dost'a ben de üzüldüm ama ben ilk üzüntümü Konur'daki kapanınca yaşamıştım, benim anılarım da orada zira. Ne diyelim Karanfil'dekine uzun ömür.
Selamlar, sevgiler Zihin kardeş...
Delilah şarkısının anısı çoktur bende. Aylarca plağını bulmaya çalışmıştım bir vakitler. Fakat dediğiniz gibi bir servet. O paraya ben kaç aylık kültür/sanat ihtiyacımı gideririm. Hatta üstüne koyar tatile çıkarım :) Ayvalık'ı özledim son günlerde.
Silİki haftada 4 kilo vermişim. Neden bilemiyorum. Yazın getirdiği bir sürüngenlik, yememe hissi, bezginlik midir artık.
Konser bakıyorum Ankara'da fakat yok. Belki Armada'daki Cem Adrian konserine giderim diyorum. Lakin oranın da ambiyansı yok. Tam yol kenarında :(
Denize girmek için en güzel mevsim bence sonbahar. Serin olacak ayağımıza değen dingin su.
Öbür şubesine de üzülmüştüm ama ne yalan söyleyeyim fazla alışveriş yapmamıştım. Tunalı'daki bana daha yakındı çünkü. Kedisi de vardı :) İmge'nin hali üzücü. Umarım onu da kaybetmeyiz yakında. Tek şubesi var. Giderse eğer Kızılay'da devasa bir boşluk olur. Kitapçılara sahip çıkmalı. Sırf bu yüzden bile hala Dost, Arkadaş ve İmge'ye gidiyorum. İnternetten daha ucuza kitap temin edileceğini bilirken.
Sevgiler Leylak Hanım.