Zihnin Arka Sokakları

"Ve en sonunda göreceğin aşk, verdiğin aşka eşit olacaktır." - The Beatles (The End) 🎵🐝💕🌻🌍🐾

13 Kasım 2022 Pazar

Bono'yla Bir Gece

Geçen ay önüme düşen bir haber heyecanlandırdı: "Bono biletleri satışta".
Dedim neler oluyor öyle..
Kurcalayınca bir kitap turnesi olduğu farkettim.
Koşturarak bilet arandım. Önler ateş pahası gene.
Neyse ortalardan bir yer bulabildim.
Zaten ertesine tükendi. Peynir ekmek gibi sattı diyebilirim.
Sonra biraz detaylarına baktım. Şarkılı anılı ortaya karışık bir şeyler yazıyor.
Dedim budur. Hem müzik dinleyeceğiz.. Hem yaşamını dinleyeceğiz.
Elbette U2 konseri olması tercihim ama böyle kısıtlı olan özel geceler kıymetli.
Günler geçti.
Tarih 6 Kasım.
Pazar.
Ne zaman evden çıksam diye düşünüyorum.
Bir taraftan hayallerdeyim, ya konser öncesi genelde yaptığı gibi girerken hayranlarını selamlarsa.
Ulan düş yola Zihin ne kaybedersin diyip havanın sıcaklığına güvenerek yola koyuldum.
Alacakaranlık zamanı mekanın orda oldum.
Kimsecikler yok. Dedim hayırlara vesile..
Şöyle bir dolaşayım. Yan sokak boş.
"Nerede insanlar?"
Üşenmeyip inince sokağı bir de ne göreyim.. oradalar.
Parmaklıkların arkasında.
Bono'yu bekliyorlar.
Polisler korumalar dikilmiş.
Kaçırdım korkusuyla hızlanıyorum.
Daha soluklanamadan siyah jip yanaşıyor.. ORADA.
Yıllarca hayatımın bir parçası olan adam orada.
Bir yandan kameraya çekiyorum.
Bir yandan inceliyorum.
Yaşlanmış.
"Sesimi koruyorum" diye ekliyor. Herkese gülümseyip içeriye gidiyor.
Sıraya birazdan giriyoruz.
Telefonlarımızı kilitliyorlar.
Yasak.
Kullanmak isteyenler çıkacak.
Elimize Bono kitabı tutuşturuyorlar.
Herkes kalın kalın biyografiyi okuyor.
Telefonsuz yaşanabiliyor.


Zemin sarı beyaz.
Bono'nun hayatından bazı kesitler yazıyor.
Dublin, Nietzsche, Elvis...
Sahnede yalnızca 4 sandalye 1 masa.
Arkada klavye çello arp.
Bono'nun sevdiği şarkılar çalıyor.
Isınıyoruz.
Ray of Light, Ruby Tuesday, Empire State of Mind, Heartbreak Hotel, When Doves Cry.
Başlıyor...
"Bu Orpheus ile Eurydice'n hikayesidir, eşimin beni nasıl benden kurtardığının hikayesidir."
Girişte tam olarak böyle diyor Bono ve yaşamı başlıyor. Yavaş adımlarla yaklaşıyor sahneye.
Arka fonda kendi çizimleri.
Gökdelenler yükselirken
City of Blinding Lights olabilecek en akustik haliyle söyleniyor.
Herkes ayakta selamlıyor alkışlarla.
En sevdiğim beş şarkısından biri olduğu düşünülürse ben de fazlasıyla heyecanlanıyorum.
Hele bugün.

"Ateşböceklerinin ışıltısıyla bir şehir
Göklerde bizim gibiler için reklamlar"



Yıllarca stadtları dolduran ve kitleleri coşturan bu adamı içe dönük bir gecede izlemek ilginç.
Evet orada yine kendisi. Renkli gözlüğü ve zıpırlığıyla.
Ama olgunluk örtüsüyle.
Vertigo'yla gençliğin ilk zamanlarına götürüyor hepimizi.
Latinalar İspanyolca sözlere eşlik ediyor.
2000'lerde çıktığı o günü hatırlıyorum.

"Işıklar sönüyor, karanlık vakti.
Balta girmemiş bir orman kafan, kalbine söz geçiremiyorsun.
Düşündüğünden de derin bir his."


Girmeden önce söz veriyorum, With Or Without You sırasında direneceğim, atlatacağım.
İlişkilerinin zamanla aldığı şekli anlatırken dalgalar vuruyor..
Çello eşliğinde şarkı da bana vuruyor.
Maskenin yanlarından gözyaşları süzülüyor.


Ramones'u anıyoruz. Grubu etkileyişini.
Glad to See You Go şarkısını mırıldanıyor. Bağırıyor. Çığırıyor.
Sonra grubun din-gelenek punk çatışmasını anlatıyor.
Menajerini Churchill'e benzetiyor.
Elemanları anlatıyor. Gençlik hallerini.
Out of Control, Stories for Boys, I Will Follow dokunuşlarıyla.
Annesinin ölümünü anlattığı dakikalar üzüyor.
Kendisini en son sağlılıyken cenazede gördüğünü anlatıyor.
Kendi babasının kapandığı tabutunun tepesinde.
Sessizlik.
Bono annesinin çizimini gösteriyor.
Iris (Hold Me Close) kuplesini okurken.
Sonra kısmen daha neşeli anılar.
Pavarotti taklidi.
İlk yıllar.
Konserler.
Sunday Bloody Sunday, Pride (In the Name of Love) söyleniyor hep bir ağızdan.
Where the Streets Have No Name!
Bizlerin paralarıyla çok iyi bir hayat sürdüğünü söyleyip Desire diyor.
Beuatiful Day'le bitiriyor.
En son kısımda
Başından beri babasının onu kabullenemeyişinden dert yanan o çocuğun
Kansere yakalandığını duyduğunda neler hissettiğine şahitlik ediyoruz.
Herkes o ana kadar güler eğlenirken bu haberi duyunca iç çekiyor binlerce kişi.
Ve acısını köşesinden paylaşıyoruz.
Onu "affediyor".. klasik müzik seven o aksi ihtiyara selam ederek bir opera parçasıyla.
Bono'nun bu kadar içten bir şey söylediğini duymadım.
Çıkışta herkes bu performansı konuşuyor.
Sesini nasıl kullandığını.
Enstrumansız.
Sade bir ağıda dönüşüyor Torna a Surriento.

"Lütfen ama terketme, bana bu işkenceyi yaşatma..."



Selam olsun Bosna'ya!

Kulaklığımdan City of Blinding Lights açıp ışıklı gökdelenlerin arasında ilerliyorum.

En çok sevdiğim on U2 şarkısını bırakayım şuraya:

1) Love is Blindness
2) Where the Streets Have No Name
3) City of Blinding Lights
4) Love is All We Have Left
5) The First Time
6) Moment of Surrender
7) Bullet the Blue Sky
8) Please
9) Every Breaking Wave
10) The Unforgettable Fire

4 yorum:

  1. Sen var ya sen!!!!! Çok nadir kıskanırım ama kıskandım :))) Sefan olsun, okumak bile yetti... Bono'yu çok severim, bazen sinirlensem de, yine bağışlarım çok severim.. Çok sevindim bu deneyimi yaşamana!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne kadar sinirlensek de kıyamıyoruz :) Yaptığı yapmadığı, açıklamaları, hepsini unutuverdim.

      Sil
  2. Ne hoş bir deneyim. İyi ki yakalamışsın:)

    YanıtlaSil