Zihnin Arka Sokakları

"Ve en sonunda göreceğin aşk, verdiğin aşka eşit olacaktır." - The Beatles (The End) 🎵🐝💕🌻🌍🐾

20 Haziran 2021 Pazar

Dizi


Yapımcılığını Doctor Who'dan hatırladığımız Russell T.Davies'in üstlendiği It's a Sin, herhalde son yılların en çok reklamı yapılan ve hakkında olumlu yorum toplayan dizilerinin başında geliyor. Beş bölümlük bu kısa dizinin neden bu denli sevildiğini anlayabiliyorum, fakat izledikten sonra benim zihnimde ve yüreğimde çok da hatrı sayılır bir yer edinemedi. Yaklaşık bir senedir dizi izlemeyen biri için beş bölümün bitmek bilmez gibi hissettirmesi bir tuhaf.

1981 ile 1991 yılları arasında dünyayı kasıp kavuran AIDS pandemisinin gölgesinde yaşayan bir grup gencin yaşadıklarını konu alan It's a Sin, çok değerli bir işe girişse de (dizinin tutmasından sonra ülke çapında HIV testlerine rağbet artmış) süresinin kısıtlı olmasından ötürü karakter yaratımında ve dramatik yapıyı oturtmada ciddi sıkıntılar yaşıyor. Karakterlerin neredeyse hepsi üstünkörü yazılmış; öyle ki, bir karakter öldüğünde normalde üzülmeniz gerekirken o etkiyi yaratamıyor. "Tüh" diyip kafanızı çeviriyorsunuz. Oysa ki böylesi hassas bir konuyu çok daha iyi işlemeleri gerekirdi. Hem olaylar o kadar süratli gelişiyor ki ne neden oluyor bilen yok.

Dizinin başrolünde herhalde son yıllarda en çok gıcık olduğum şarkıcıların başında gelen ve neden bu kadar ünlü olduğunu anlayamadığım Years & Years solisti Olly Alexander var. Her ne kadar kendisini gördüğüm her karede istisnasız bana hafakanlar bassa da garip bir şekilde kendisinin oyunculuğunu beğendim. En azından şarkıcılık yapmak yerine bence oyunculukta devam etmesi hepimizin hayrına gibi. Konuk oyunculardan bazıları ise, Stephen Fry ve Neil Patrick Harris.

Herhalde bu maratonun tek güzel yanı müzikleriydi. Çok iyi seçilmiş. Öyle ki diziyi izlemeseniz de bir şey kaybetmezsiniz diyebilirim; ama soundtrack'ine muhakkak kulak kesilmekte fayda var. Seksenlerin en keyifli pop, disco, hi-nrg, new-wave, rock şarkılarından derlenmiş. Kimler yok ki? Joy Division (Love Will Tear Us Apart), Blondie (Call Me), Bronski Beat (Smalltown Boy), Orchestral Manoeuvres In The Dark (Enola Gay), Soft Cell (Tainted Love), Divine (You Think You're A Man), Kim Wilde (Kids in America), Laura Branigan (Gloria), Queen (Who Wants to Live Forever), Sylvester & Patrick Cowley (Do You Wanna Funk?), Culture Club (Karma Chameleon), Wham! (Freedom), Eurythmics (Sweet Dreams Are Made of This), R.E.M. (Everybody Hurts), Pet Shop Boys (It's a Sin), Belinda Carlisle (Heaven is a Place on Earth), Kate Bush (Running Up That Hill A Deal with God),... Hayır. Müzik seçimini bana yaptırmadılar.

Peki bu diziyi ilk nerede duydun derseniz? Elton John ile sevimsiz oğlanın BRIT törenlerindeki düeti sayesinde. Emin olun bu cover, dizinin kendisine bedel. Yıllardır Elton John'dan It's a Sin dinlemek istiyordum.



Covid pandemisini bir buçuk senedir iliklerimize kadar yaşıyoruz. Ama bir pandemi var ki otuz küsür senedir bizimle. Kırk milyona yakın insanın canını aldığı tahmin ediliyor. Düne göre bugün daha iyi durumda olmamıza rağmen tehlike sürüyor. Bilinçli olmak önemli (bu konuda bir film/dizi izlemek isteyenlere 120 BPM'i öneririm-zamanınız boşa gitmez). Dolayısıyla bu savruk dizi bir nebze olsun duyarlılık yaratabildiyse burada susmak düşüyor bize.


4 yorum:

  1. It’s a sin cover’ı olmamış. Sedece Elton John söyleseymiş güzel olurmuş hakikaten... şarkıya giren kim? Hiç çıkaramadım sesinden ama bi tuhaf olmuş, piyanoyla başlıyor, sanki unplugged yapacakmış gibi vokal de yavan ve ruhsuz; sonra birden çakma seksenler soundu sanki atari oyunu müziği gibi bişeyler... ayrıca Elton Johnla tınlamıyorlar bile. Ahhh nerde canım pet shop boys. Çok severdim çok. Ondan bi tuhaf geldi bana.
    Diziyi güzel gömmüşsünüz Zihin Beyciğim hiç seyredesim gelmedi bu yazınızın üstüne. Zaten şiştik covid pandemisinden hiv de eksik kalsın başka mevzu mu yok değil mi ama?
    Yine profilimi seçtirmedi yorum şeysi ama tahmin edebileceğiniz üzre Drifter ben 🙋🏻‍♀️

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şarkıya giren parazit Olly çocuk :D Ben de sadece Elton'ı dinlemek isterdim. Gerçekten sesine yakışacağını düşünüyorum. Kimbilir ileride belki solo halini çıkarır. Bu veleti şuan İngiliz müzik camiası felaket koruyor. Kylie Minogue'undan Pet Shop Boys'una, herkesin himayesi altında. Ne esprisi var bir ben anlayamadım herhalde :))

      Yani bu diziyi vicdanen savunanları anlayabilirim ama işin sanatsal tarafından bakmak gerekirse dümdüz kötü :D 10 senelik bir dilimi sadece 5 bölümde anlatmak, 45'er dakikalık ortalama sürelerle, imkansız bir iş. Haldır huldur HIV yayılıyor. Sapır sapır insanlar ölüyor. Ama bir durup noluyor anlatan yok. Seyirciye ayıp olmasın diye benim dizide tek sevdiğim karakterin hastalığı kimden aldığını bile ayaküstü 10 saniyede göstermişler. Saolun ya.

      Sil
  2. Halston'da da benzer tema işlen(memiş)ti, yani ortada bir şey var ama nedeni nasılı yok.. O dizide Ewan'ın oyunculuğu fakat mükemmel. Bir de giriş şarkısı tabii Enjoy the silence :)) Neyse ki ona harcamışım zamanımı diye düşündüm, en azından Olly'ye maruz kalmadım (hislerim tamamen aynı!)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynısını birçok kişiden duydum ve Halston'ı da askıya aldım :D Bu dizide de herhalde şöyle olmuş, tüm parayı Olly ve soundtracklere ayırmışlar. Senariste para kalmayınca "olduğu kadar" demişler ahahahaha. Bu kadar savruk, bu kadar özensiz bir dizi epeydir görmedim. Dahası 2021 yılında neden dizilerde hala kadınlar yok sayılıyor? LGBTQ+ görünürlüğü ve HIV/AIDS farkındalığı amaçlayan bir dizide kadın karakterler çok az ve biri hariç hepsi yan rollerde. Başroldeki kadın da elbette straight. Yine meydan erkeklere ayrılmış durumda. Bunu da sevmedim.

      Sil