Zihnin Arka Sokakları

"Ve en sonunda göreceğin aşk, verdiğin aşka eşit olacaktır." - The Beatles (The End) 🎵🐝💕🌻🌍🐾

25 Eylül 2020 Cuma

Rolling Stone ve Politik Doğruculuk Çılgınlığı

Açık konuşayım, Rolling Stone dergisi ilk gençlik dönemlerimde beni etkileyen ve müzik anlamında besleyen bir dergiydi. Fakat son on yılda, dergi o kadar politik bir noktaya hapsoldu ki.. Bir de şimdi bu denkleme "politik doğruculuk" safsatasını ekleyin, tam çekilmez bir hal aldı. Derginin çok meşhur bazı listeleri vardır. Tüm zamanların bilmemkaç şarkısı, şarkı sözü yazarı, albümü şeklinde gider. En çok sevilenlerden biri olan "500 En İyi Albüm" listesini güncellemişler. Ve tahmin edin? Evet, bugünün politik hesaplaşmalarının bir yansımasıyla karşılaşıyoruz. Kadınlar ama özellikle de siyahiler öncelenmiş.

Benim ne kadınlarla ne de siyahilerle bir sorunum olmadığını bahsetmeme bile gerek yok, burayı takip edenler az çok hayat görüşümü biliyordur ama bu zıvanadan çıkmış linç kültüründe artık bu uyarıyı bile yapmak gerekiyor. Sonra serseri mayın gibi dolaşan "sosyal adalet savaşçıları"nın çıkıp abuk subuk ithamlarını dinlemek istemiyorum. Şimdi işin müzik boyutunu konuşalım.

Listede güzel albümler var. Yüzde yetmişine itirazım da yok. Ama iki temel eleştirim var.

İlki ve en önemli olanı, bu sıralama acaba böyle mi olmak zorundaydı? Örneğin.. Bir numarada Marvin Gaye var. Eyvallah. What's Going On çok önemli bir albümdür. Politiktir. Ve değil ilk 500, ilk 100 albüm sıralamasında bile yer almalıdır. Buna kuşku yok. Ama bir numara... Ondan emin değilim. Polis şiddetinin medyada sıklıkla yer aldığı Amerika'da bu tercihin bilinçli olduğu aşikar. Geçiyoruz... Dört numara, Stevie Wonder ve Songs in the Key of Life albümü. Yine köşetaşı bir albüm, itiraz yok. Fakat Wonder'ın çok daha iyi albümleri var mı, var. Peki neden bu albüm? Yine siyahi bir öfkenin ürünü olduğundan. Kendisi o yıllarda Amerikan yönetminden duyduğu rahatsızlığı dile getiriyor ve müziği bırakıp Gana'ya taşınarak engelli çocuklarla çalışacağını ifade ediyordu. Peki kendisi bunu gerçekleştirdi mi, hayır. Sonra sonra sonra... Nevermind, Rumours... Tamam.

O da ne? On numarada yine siyahi, politik ve feminist bir albüm. Lauryn Hill imzalı. Doksanların en önemli albümlerinden biri olan The Miseducation of Lauryn Hill. R&B dünyasına bomba gibi düşmüştü bu albüm, hatırlıyoruz. Ama herhangi bir Beatles albümünden daha mı etki yarattı? Çok açıktır ki hayır. Sonra listeyi aşağı kaydırdıkça görüyoruz ki algoritma şöyle ilerliyor, 1-2 beyaz sanatçı (ama bugünün Demokrat Parti destekçisi), sonra siyahi bir şarkıcı. Özellikle de hip-hop türünde. Ardından göze batmasın diye klasik şeyler, Beatles'lar, Jimi Hendrix'ler, Patti Smith'ler, Miles Davis'ler. Hoop yine güncel siyahi öfke sanatçıları.

Beyoncé mesela. Allah aşkınıza, Beyoncé'nin Lemonade albümünü dinleyeniniz var mı? Benim gibi blog yazmıyorsanız veya kendisine ilginiz yoksa kim dinledi? Kim neyinden etkilendi? Ortalamanın üstü bir albümdü. Üç buçuk puan vermiştim. Fakat kendisi otuzlu sıralarda. Daha David Bowie'nin Ziggy'sine gelmedik. Madonna yok. Tina Turner yok. Dişe dokunur neredeyse kimse yok.

Punk müziğin köşetaşlarından Ramones, anca kırk yedi numarada. Oysa punk'ı ana akıma taşıyan en önemli Amerikan punk müzik albümlerinden biridir. Sex Pistols'a daha gelmedik. Blondie listenin sonlarında. Eğer yanlış görmediysem, Led Zeppelin'den en yüksek sırayı "IV" albümü kapmış. O da elli sekiz numarada.

Listenin ikinci sıkıntısı, fazlasıyla yeni albümlerin ve isimlerin oldukça üst sıralarda yer alması. Kusura bakmayın ama tarih, zamanla neyin ne olduğunu yazar. Tüm listeyi fosillerle doldurmalılar demiyorum ama Allah aşkınıza 2017, hatta 2018 çıkışlı bir albümün, tarihe geçip geçmediğini nasıl ölçebiliriz? Bana kalırsa 2010'dan sonraki albümlerin hiçbirine yer verilmemeliydi. Adamlar gitmişler, Lana Del Rey'in son albümünü koymuşlar. Sonra bakıyorsun yine Billie Eilish. Yahu daha geçen sene çıkardı bu kız ilk albümünü? Ne ara sindirdik? Evet, çok başarılı bir albüm oldu. Ben sevmesem de geniş kitleler benimsedi. Ama yani.. on sene sonra kaç kişi dinleyecek? Ben size müzik tarihinden onlarca örnek verebilirim. Çıktığı yıl, ortalığı yıkan, ama birkaç sene içinde tamamen unutulan. Dolayısıyla eski albümlerin bu tarz listelere daha çok ağırlıklarını hissettirmeleri bence çok doğal.

Listeye göre, Lil Wayne ve Beyoncé, Madonna'dan daha etkili albümler yapmışlar. Cyndi Lauper'ın çıkış albümü, Madonna'nın listede bulunan üç albümünün de üzerinde (buna herhalde Cyndi bile gülüyordur). Madonna'ya ayıp olmasın diye bir albümünü "best of"tan seçmişler (best of ve canlı konser albümlerinin böyle bir listede ne işi var?). Taylor Swift'in Red albümü doksan dokuz numarada, seksenlerin en büyük on pop albümünden biri Like a Prayer, üç yüz otuz üç numarada!

Bakın, bu çok tehlikeli. Benim siyahi vatandaşlık hakları hareketiyle alıp veremediğim yok. Polis şiddeti, ırk ayrımcılığı hepsi tartışılması gerek. Ama bunun yeri müzik listeleri midir? Eğer siz, böylesi geniş çaplı ("tüm zamanlar"ı kapsayan) bir listeyi güncel meselelerle zehirlerseniz ileride bunun sonuçları olur. Tut ki devran döndü, sanat dünyası Cumhuriyetçi veya daha sağ bir kanatın eline geçti. Ne olacak? İlk on Ted Nugent albümleri, Kid Rock albümleriyle mi dolacak? Bu olmaz. Kabul edilebilir değil. Politik albüm kaydetmek, o günün şiddetini ölümsüzleştirip tarihe not düşmek haysiyetli bir iştir. Dylan mesela. Dylan'ın altmışlarda yaptığı protest şarkılar neden unutulmazdır? Çünkü o günün sıcağını hala dinleyene hissettirir. Fakat bunun yeri sanat eserinin içidir. Listeler değil. Floyd'un öldürülüşü hakkında yapılacak her türlü şarkıya tamam, ama bunun intikamını burada alamazsınız.

İlla şu sanatçılar ilk onu, yirmiyi işgal edecek diye bir şey yok ama müzik tarihi diye de bir şey var. Beğenelim beğenmeyelim, son elli yılda sektörün büyük dilimini beyaz erkekler yedi. Dolayısıyla da belirli bir döneme kadar olan tüm unutulmaz albümler onların imalatı oldu. Bu "maalesef " böyle. Ne zamanki Little Richard gibi, James Brown gibi kahramanlar çıktı, siyahilerin de önü açıldı. Ne zamanki Tina Turner'lar, Madonna'lar çıktı, kadınların önü açıldı. Budur. Aksini iddia etmek müzik tarihine ihanettir. Frank Sinatra nerede? İlk ellide bir tane Sinatra albümü olmaz mı? Siyasi görüşü korkunç zırvalıklar içeren birisi; aynı sofrada oturmam bile. Ama doğruya doğru, o adam bir şeyleri değiştirdi. İşin inceliği burada. Listeleri yaparken önyargı ve ajandalarınızı bir kenara koymalısınız. The Smiths... Yine yok. The Queen is Dead diplerde. Morrissey'e her Allah'ın günü küfrediyoruz, faşist diye. Ama bu herif seksenli yıllarda büyük bir atılım yaptı. Bu gerçeği kimse değiştiremez. Britpopçu tipler onun şarkılarından fırladı.

Lafı fazla uzatmayayım. Zaten liste uzun. Merak eden şuradan bakabilir detaylıca. Tek tek irdelesem, sabahı ederiz.

Kimse kusura bakmasın, bu politik doğruculuk furyası çığrından çıktı. Bunu nihayet sol aydınlar da anlamaya başladı. Özellikle de Avrupa'da. Bu sürekli elde meşale, linç hali, gerçekten bir zamanlar engellenen, baskılanan, zulmedilen insanlar için bir adalet sağlaması mı yoksa başka bir şeylerin aracı mı onu zaman gösterecek. Bence bu, ifade özgürlüğünün önünde bir engel halini aldı. Eğer bir müzik listesi hazırlarken, ilk onda bir tane bile siyahi sanatçı veya kadın sanatçı koymuyorsa o kişiyi topa mı tutacağız? Bu mudur?

Hippiler henüz suçlanmazken aradan paylaşalım. Sonra çiçek çocuklara da bir kulp bulursunuz siz.

4 yorum:

  1. "En iyi albüm" kategorisi bana kalırsa en başından çok gerzek bir kategori. Ne bileyim mesela Aaliyah ile Kiss'in aynı listede rekabet etmesi tuhaf değil mi? Neden "iyi" albümler bunlar?

    Bende hiç merak uyandırmıyor böyle listeler. 453. sırada Nine Inch Nails var Pretty Hate Machine ile, 452 Diana Ross and the Supremes. Daha fazla bakmadan kapattım sayfayı. "En iyi Motown albümleri" listesi olsaydı, okurdum, şarkıları açar dinlerdim, sanatçıları gugıllardım. Ya da "90'ların en iyi albümleri" listesi olsaydı, bir yandan grunge patlarken diğer yanda hiphop camiasında ne oluyormuş diye merak eder okurdum.

    Ayrıca ne siyah harekete ne de kadın hareketine gerçekten faydası var bu girişimlerin, tam bir dostlar alışverişte görsün listesi olmuş. Kadın müzisyenlerin sesini yükseltmenin yolları var, 500 albümlük listeye yakaladığını serpiştirmek o yollardan biri değil. Mesela kaç kadın major albüm şirketleriyle anlaşıyor bir senede, o arada kaç erkek anlaşma imzalıyor? Kadınlar ne kadar kazanıyor? Kadın davulcu, kadın gitarist kaç tane? Neden göremiyoruz kadın müzisyenleri erkekleri gördüğümüz kadar? Albüm şirketlerinde üst düzey çalışan kaç kadın var?

    Bu 500 albümlük listenin % kaçı Amerikalı ve İngiliz plak şirketlerinden çıkma albümlerden oluşuyor? Arada bir Fela Kuti gördüm allah için, representing Nijerya, ki yani o kadar meşhur ki benim bile haberim var Fela Kuti'den. Ama o da Amerika'da çıkmış ve şarkılar İngilizce. Rolling Stone buradan başlasın bence politik doğruculuğa.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynısını düşündüm. Mesela ben asla hiphop albümlerin listeye girmesini yadırgamıyorum ama o albümlere gelene kadar genel müzik dinleyicisini çok daha etkileyen albümler vardır. Veya Alicia Keys'ler, Eilish'ler.. Bunları bence ayrı listelerde yarıştırmalı. Atıyorum son on yılın en iyi albümleri listesi olsa hiç sesim çıkmaz. Ama Diana Ross gibi "diva üzeri diva" birisi listesonu olurken Beyoncé'nin yedi sülalesini listeye taşımak komik oluyor. Sonuçta o ve onun gibiler Diana'yla Motown ahalisine çok şey borçlular.

      Dediğine 100% katılıyorum. Sezer Hanım'ın bahsettiği Oscar düzenlemeleri de aynı şeyi düşündürtmüştü bana. Bu şekilde kadınlara, siyahilere veya başka insanlara ne kadar fayda sağlanıyor? Emin değilim. Tam aksine listelerde ve gecelerde, kadınlar hala listeyi/geceyi renklendiren bir "süs" olarak görülüyor, araya serpiştiriliyor. Dediğin gibi birçoğu hala erkeklerden az kazanıyor. Bu neden konuşulumuyor?

      Bir de son dediğin çok önemli. Yazıma eklemeyi unutmuşum; aynısını konuştuk gece arkadaşla. Neden sadece İngilizce? Bu dünyada çok devrimci farklı lisanlarda albümlerde var. Fairuz nerede? Frankofon şarkıcılar? Latin dünyası? Kime göre iyi neye göre iyi. Sen eğer "tüm zamanlar" gibi devasa kapsayıcılıkta bir halt yiyeceksen o zaman ona göre davranmalısın. Bu yüzden de blogumda hiçbir zaman bu kadar geniş bir liste yapmıyorum. En fazla kapsamı daraltıp "en iyi 50 melankolik albüm" tadında niş listeler yapıyorum. Hadi İngilizce evrensel dil diye yutturdular bize, yahu nerede İngiliz gruplar? Nerede Avusturalyalı şarkıcılar? 90% Amerikan. Beyazıyla siyahisiyle.

      Sil
  2. Politik doğruculuk konusunda Orhun'u dinler gibi oldum ki ne benim ne de onun insan ayırma gibi bir durumu olamaz. Politik doğruculuk adına abartılı davranışlarda bulunurken birçok şeyi değersizleştirmeye başladılar. Bu hiç iyi değil. Son Oscar düzenlemelerini gördün mü? Çok saçma. İşini iyi yapsan da belli kriterlere uymuyorsan geçerli olmayacaksın. Ne yapılmaya çalışıyor anlamıyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Benim bu meselede en çok rahatsızlık duyduğum şey bu açıklamaları yapmak zorunda bırakılmamız. Zorla insanlara "ama.."lı açıklamalar yaptırtıyorlar. Pardon da kimin haddine düşüyor bizleri yargılamak? Benim bir şeyi beğenmeyip eleştirmek en doğal hakkım. Bunun yolu yordamı vardır. Her eleştiriyi faşizm çuvalına sokacaksak bunun sonu nereye varacak? Gerçekten üzülüyorum açıklama yapmak zorunda bırakılmamıza.

      Kilit noktaya değinmişsiniz, "değersizleştirmek". 60'ların ve 70'lerin kadın ve eşcinsel hareketlerine bakıyorum, hepsi de ateş gibi. Şimdikilere bakıyorum karikatürize. Ve kimseye de bir fayda sağlamıyor. James Baldwin yaşasa, Valerie Solanas mezardan kalksa suratlarına tükürürdü bunların. Ne biçim iş..

      Akademi zaten zırdeli. Ekip çalışanlarında kontenjana gidilmesi ve handikaplı bireyleri öne çıkarmaları güzel bir şey ama en iyi film kategorisindeki koşullar tam saçmalık. Bir film (ve ekibi) iyiyse, iyidir. Siyahi olmaları, kötü bir filmi iyi yapmaz. Veya tam aksi.

      Bunun sonu nereye varacak merak ediyorum. Ama dünyaçapında artık birilerinin ses yükseltmesi lazım. Faşizmi savuşturacağız derken kendileri faşizan bir düzen kurma yolunda.

      Sil