Zihnin Arka Sokakları

"Ve en sonunda göreceğin aşk, verdiğin aşka eşit olacaktır." - The Beatles (The End) 🎵🐝💕🌻🌍🐾

2 Mart 2022 Çarşamba

Gergiev Hadisesi ve Faşizm Üzerine


Sanatçıların kendilerini ne şekilde konumlandıracakları tamamen kendi insiyatifindedir.
Ne demek istiyorum?
Kafka, içe dönüktü. Joan Baez ise tam bir aktivist.
Dünyadaki yaşananlara Kafka'dan büyük sözler duymayı hangimiz bekleyebilirdi?
Oysa Joan Baez çıkar sokağa ve gitarını çalar.
Bu tercih sanatçınındır.
Kimisi bireyci filmler çeker (Lars von Trier), kimisi toplumsal gerçekçi (Rosselini).
Barış zamanı sanatçılar aktivizme veya politik bir tavır almaya bence zorlanmamalı.
Herkes kendi sanatı kendi doğrularıyla yoğurmalı.
İlle de belirli bir ideolojinin borazanlığını yapmamalılar.
Ancak iş savaşa gelince herkes gibi sanatçıların da barıştan yana ağırlıklarını koymaları gerekir.
Savaşın olduğu, masum kanı döküldüğü bir yerde susmak gibi bir seçenek olamaz.
Münih Filarmoni Şef'i Gergiev, suskunluğundan ötürü apar topar atıldı.
Birtakım çevreler bunu "ırkçılık" diye nitelendirdi, hayır!
Gergiev, sıradan birisi değil.
Alelade bir Rus sanatçı değil.
Kendisi yıllardan beri bugünkü savaşı başlatan zatın propaganda araçlığına soyunmuş bir kişi.
Yani bugün Kiev'de, Odessa'da ve her yerde akan kanın bir yerde sorumlusu.
Benim sözlerime değer vermiyor olabilirsiniz.
Öyleyse Serhan Bali (Andante)'nin tweetlerini okuyun.
Gergiev masum değildir, sanat yapmasına izin verilmemeli.
Fakat şunu hemen eklemeliyim.
İnternette dolaşan bazı iddialar var.
Rus kökenli akademisyenlerin zorlandığı, öğrencilerin kısıtlandığı şeklinde.
(Hatta bazı restoranlar müşterileri kabul bile etmiyormuş)
Tüm bunların karşısında durmalı.
Çünkü bu savaşı Rus halkı başlatmadı.
Aksine, her şeyi göze alıp günlerdir kendince pasifist gösteriler yapan şerefli binlercesi var.
Bu savaşı "bir" kişi başlattı; ama Rusya halkları bitirebilir.
Avrupa'da veya herhangi bir yerde bu insanlara haksızlık etmeyin.
Bugün restoranınıza almadığınız bir Rus'un onurunu kırmaya hakkınız yok.
Yanlışı yanlışla doğrulayamazsınız.
Avrupa'nın bazı medya organlarında duyduklarımız da akıldışı.
Ölenlerin ten ve göz renginden bahsedip, orası "Doğu ülkesi" değil deniyor.
Biz tabii şaşırmıyoruz.
Senelerdir Yemen'de, Suriye'de ve daha birçok yerde ölen "Doğulu"lara ses çıkarmayanlara..
Oysa bu bir insanlık savaşı.
Kiev'de bugün halk Ukrayna için değil aynı zamanda da insanlık onuru için savaşıyor, direniyor!
Evlerinden sürülen Batı Şeria halkı,
Cuntaya karşı çıkan Myanmar'lılar hepsi de bir büyük insanlığın parçası.
Ve maalesef "faşizm" insanlığın damarlarında sinsice dolaşmakta.

* * *

2018, Kiev.
Maidan'ın oralarda işim var.
Madem saat gelmemiş, meydanı biraz gezeyim diyorum.
Güz ve kış soğuğu kapıda.
Heykelin altındaki sergiye bakarken yanıma bir genç kız yanaşıyor.
Kendi dilinde konuşuyor, anlamıyorum.
Yabancı olduğumu anlayınca dil değiştiriyor ve bana oradaki resimleri anlatıyor.
Heykelin dibinde birçok pano var, üzerlerinde Donbas'tan kareler.
(Aklıma hemen o bölgede vurulan araçların sergilendiği açıkhava sergisi geliveriyor)
Kız, savaşın Doğu Ukrayna'da hala sürdüğüne dair detaylar veriyor.
Tabii dünya medyasında bunları pek duymuyoruz.
Atatoprağım Kırım'ı bile işgal ettiklerinde "medeni" dünyadan pek ses çıkmamıştı.
Yine şaşırmıyoruz.
Ayrılmadan benden imza vermem isteniyor, Rus işgalini durdurmaya.
Yüzüm ekşiyor çünkü dünya tarihinde hiçbir savaş bir imzayla on imzayla önlenemedi.
Savaş makinesi bir kez dönmeye başlarsa onu çiçeklerle temennilerle durdurmak zor.
Bugün buradayız.
O genç kız nerede, ne halde, hiç bilmiyorum.

* * *

Ertesi yaz yine şehirdeyim.
Khreshchatyy Parkı'nın hemen karşısındaki Avrupa Meydanı'nda Nato bayrakları sallanıyor.
Nato'nun ellinci yılı.
Batı'ya karşı bir umut bağlı.
Fakat o gün düşünüyorum, yıllardır bekledikleri işgal geldiğinde yanlarında olacaklar mı?

* * *

2022, Kiev.
İkinci evim olarak gördüğüm ve sık sık uğradığım şehir işgal altında.
Her gün korkunç haberler geliyor.
Üzerinde mutlu mesut dolaştığım sokaklar ya boş, ya barikatlarla bezenmiş.
Bende her daim en güzel anılarla yer alan bu güzel şehir sessiz.
Direniş için bekliyor.
Denecek şey çok.
Söz bitti artık.
Ama'lı cümlelere yer yok.
Çocukların metro istasyonlarına sığındığı, bombaların sivilleri öldürdüğü bir günde
"Fakat"lı cümlelere yer yok.
O haklı bu haklı yok!
Her kim savunmasız insanlara silah doğrultuyorsa onun karşısındayız, bitti.
"Yok o lider şunu yapmış", "yok falanca birlik bunu demiş".
Geçin.
Destek amaçlı aydınlatmalarınız, profil fotoğraflarınız, siyasi analizleriniz...
Onlar da bu gerçeği değiştirmiyor.
Kiev işgal altında ve direniyor.
Ne Ukrayna halkı ne Rusya halkları bunu haketmiyor.
Geldiğimiz noktada nükleer silahlardan bahsediliyor.
Hiçbirimizin aklı almıyor.
Oysa ki çok basit...
Ya insanlıktan yanasınızdır, ya değilsinizdir #SavaşaHayır

4 yorum:

  1. Her sözcüğüne sonuna kadar katıldığım bir yazı. Hislerime tercüman.
    Masum insanların öldürüldüğü her olay tepkiyi hak ediyor. Büyük şehirlerin dışında kalan Rus halkının olan bitenden haberi yokmuş biliyorsun değil mi? "Putin" yapmaz diyorlarmış. Dolayısıyla kendi halkı bu savaşı durdurmakta yetersiz kalacak. Ancak dünyaya açılabilen bir kısım halk işin farkında ve protestosunda.
    Hepimiz olan bitenden etkileniyoruz ancak "İkinci Evim" diyorsan ayrıca neler hissettiğini tahmin edebiliyorum. Her şey çok üzücü. Ve #SavaşaHayır

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yaşına bakmadan direnen, kendince savaşı kabullenmeyen, sesini çıkaran Rusları gördükçe gururlanıyorum. Öyle bir ülkede böylesi bir zamanda ses çıkarmak cesaret ister. Fakat Avrupa'da olanları gördükçe utanıyorum. Her yeni gün yeni bir utanç. Göz göre göre gelen savaşı engelle(y)emediler. Baktılar ki Ukrayna direniyor üç beş yardım gönderip akıllarınca tarihin doğru tarafında saf tuttular. Midem bulanıyor sadece. Yazık.

      Bu yaz da Kiev'de olacaktım. Hazırdı. Biletler vs. Bugün ise konuşulan şu "acaba Kiev ne zaman düşecek"... İnanamıyorum. Odessa'da meydana yığılan kum torbalarıyla cephe kurulmasına, Kiev'deki Maidan'ın barikatlarla çevrelenmesine, Mariupol'ün yerle bir olmasına.

      Sil
  2. belki bu diyeceğime şaşıracaksın ,ama ben işten atılmasını doğru bulmuyorum. savaş hiçbir zaman kabul edilebilir bir şey değil kesinlikle az çok düşüncelerimi tahmin ediyorsundur ancak bir insan savaşı karşıt değil diye sanatının engellenmesi de savaş kadar kötü . Sanat özel bir alandır diğer beşeri bilimler gibi değildir hiçbir sınırlamayı kaldırmaz kabullenmeyi ve içselleştirmeyi öğretir bize .
    umuyorum bu günler bir an önce geride kalır ..

    YanıtlaSil