Zihnin Arka Sokakları

"Ve en sonunda göreceğin aşk, verdiğin aşka eşit olacaktır." - The Beatles (The End) 🎵🐝💕🌻🌍🐾

29 Kasım 2021 Pazartesi

Bir Zihin Belgeseli


Her şey değişiyor. Hiçbir şey duraksamıyor.
Müzik zevkimiz de evriliyor. Dün dinlediğimizi bugün beğenmiyoruz.
Şunu farkettim ki ben de kendi çapımda müzikal evrimden nasibimi almışım.
Hafızamı tazeliyorum.
İlk hatırladığım yıllara dönersek pop müzik dinliyordum. İşte yaş 5-6.
İlkokul ve kısmen ortaokulu da olabilecek en pop şekilde geçirdim.
Pişman değilim. Pop müziğin en iyi olduğu yıllar.
Posterlerim var. Madonna, Kim Wilde, Michael Jackson ve Cyndi Lauper.
Gazetelerden (evet o yıllarda kağıt gazeteler vardı) resimler keser yanlarına eklerdim.
Müzik yazıları olurdu mesela.
Kalan ortaokul yıllarımda ilk dönem duyduğum folk rock ve klasik rock'a yöneliyorum.
(Joan Baez, dinlediğimi hatırladığım ilk şarkıcıdır.
Babamın arabasında kasetini dinlemiştim.
O zamanlar İngilizce bilmediğimden ne dediğini anlamamış
Ama sesinin gücünden etkilenmiştim)
Bu genre'a tekrardan üniversite yıllarımda döneceğim....
Liseye geçerken glam rock ile tanıştım.
T.Rex, Lou Reed, David Bowie, New York Dolls, Elton John yeni titanlarım.
Öyle hızlı glamciyim ki saçlarımı boyatmak istiyorum. Fakat olamıyor.
Bugünün tabiriyle "bullying" çok yaygın.
Zaten yeterince ötekiyim. Bir de boyamayla işler çığrından çıkabilir.
Ne garip ki o yıllarda bullying'ten nasibimi alsam da,
Bana o günleri burnumdan getirenler zamanla yakın çevremde yerlerini aldılar.
Utanmışlar mıdır, bilinmez. Sormadım.
Ama zamanla herkesin kendileri gibi olmak zorunda olmadığını anlamışlardır.
Bugün bensiz yapamıyorlar. Kaderin cilvesi.
(Lou Reed, Madonna ve Bowie her zaman gölgeleriyle destek oluyor)
Lise bitiyor ve ben artık 18'ime yaklaşıyorum. Psychedelic rock ile tanışıyorum.
Yeni tanrılar Janis Joplin, Grace Slick, Sly Stone, Jimi Hendrix gibiler.
Woodstock izliyorum. Ufkum genişliyor.
Hippi oluyorum. Eh, zaten dünden meyilliyiz.
Gardırobum hazır. Sadece birkaç takı gerekiyor.
Zihin yine anakronik. Yine gündemdışı kalıveriyor.
Evde The Who dinliyor (bu yüzden Almost Famous beni her seferinde vuruyor).
"Teeeeenage wastelaaaaaand"
Acid Queen'le hatırlanmaya başlıyorum arkadaşlar arasında. Gayri resmi lakabım oluyor.
(Tina nasıl okur ama o şarkıyı fiuuu)
Zaman geçiyor...
Kısa bir dönem progressive rock'la sevişiyoruz ama ilişkiye dönmüyor.
Üniversiteyi olabilecek en klasik gruplarla tamamlıyorum.
Hala The Rolling Stones seviyorum mesela. Beatles, Led Zeppelin...
Dil öğrenmenin getirisi,
Folk müziğe odaklanıyorum. Rock şairleriyle tanışıyorum.
En büyüklerine vuruluyorum. Bob Dylan'lar, Patti Smith'ler, Leonard Cohen'lar, Neil Young'lar.
Hepsine bir mabet yapıyorum kafamın içinde.
Mezuniyetin hemen ertesinde 20'lerin umutsuzluğunda yüzerken
Dreampop, coldwave, gothic rock, shoegaze limanlarına sığınıyorum.
Yine çevremde kimselerin dinlemediği gruplarla huzur buluyorum.
The Cure, Cocteau Twins, Slowdive ve nicesi.
Uzun sürüyor bu dönem. Hatta bitmiyor.
Beach House, Chromatics, M83 gibi görece yeni gruplar da eklemleniyor.
30'lara da bu sularda giriyorum.
Bugün en çok dinlediğim türler arasında dreampop ve türevleri.
Bu hayatımın kısa bir özeti aslında.
Tüm saydıklarımın yanında hayatıma dönemsel gir-çık yapan punk rock ve metali unutmamalı.
Gündelik hayatımda sık dinlemesem bile kimi dönemler özlüyorum.
Ramones, Dead Kennedys, Judas Priest, Black Sabbath, Overkill, Scorpions, Megadeth,
Deep Purple, Motörhead, Iron Maiden, The Clash, Accept, UFO
ve Misfits ağırlıkta.
Bir de her şeyin üstünde, zamandan bağımsız, mekandan bağımsız, gruplar oldu,
Placebo, U2, New Order, The Velvet Underground, R.E.M., Fleetwood Mac gibi.
Hep benimle.
Hep benim için.
Bir kere bile of dedirtmediler.
Elvis Presley. Galaksinin görüp görebileceği en büyük yıldız!
Muhakkak ki unuttuğum şeyler vardır. Ama kabaca müzikal yolculuğum böyle.
Dönem dönem incelemeye çalıştım.
40'larımı görürsem beni neler bekler acaba?
Merak ediyorum; çünkü bugünlerde hiç olmadığı kadar genç müzisyenlere ilgiliyim.
Lorde, Lana Del Rey, Miley Cyrus ve tatlı belam Billie Eilish gibi.
Dönüşüyoruz. Değişiyoruz.
Evrim burada.

Peki bu kadar uzun bir yazıyı neden yazdım?
İlginç.
İnsan bazı şarkıları hiç unutamıyor.
Gecenin bu saatinde rastgele T.Rex dinlerken bir anda şarkıya eşlik ettiğimi farkettim.
Kıçım başım ayrı oynuyor. Ağzım sözleri eksiksiz şekilde mırıldanıyor.
Ama nasıl olur... Yıllardır dinlemiyorum!
Olur öyle :)

16 yorum:

  1. çok güzel yazmışsın eline sağlık ama eksik kısmı şu ki bu süreç içerisinde çok fazla insanın hayatına dokunup onların müzikal yaşantılarına çok büyük katkıların oldu. nasıl bu kadar eminim çünkü canlı örneği olarak karşında duruyorum :) o yüzdeeen 10 yıldır blog aleminde biri olarak teşekkürlerimi sunuyorum sana iyi ki hepsini dinlemişsin de böyle güzel bir blog ortaya çıkmış :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne mutlu bana öyleyse :) Canımın sıkıldığı bir gün kendim için açtığım blogun bir şekilde böyle güzel interaktif bir şeye dönüşmesi gerçekten beklenmedik ama bir o kadar mutluluk verici. Çünkü konu müzik olunca seviyorum konuşmayı. Şimdi bile birisi gelse yanıma bir iki müziğe dair şey söyleyse muhabbete dönüşüverir. Rahat duramam. Yorum için çok teşekkür ederim; çok mutluyum.

      Sil
  2. 40'lara bence indie ve jazz etkisi eklenecek :) Ama dur bakalım sen hep şaşırtırsın okuyucularını!
    Geçen gün arabada Enjoy the silence çalarken ben de şunu düşündüm şaşırarak, ilk aldığım kasetti, tamamen kendi isteğim ve beğenime göre ilk sevdiğim parçaydı ve aradan 30 sene geçtiği halde hala nerde duysam çok seviyorum.. Eşime diyeyim de cenazemde çalsın diyesim geldi nedense :))) Ay töbe töbe. Bir ömür bir şarkıyla hatta dediğin gibi bir tarzla bile geçmiyor elbet ama bazı "temeller" kalıyor sanırım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. En büyük korkum caz sevmek :D Hahahaha. 50'sine gelip böyle bir kenara çekilerek diğer müzikleri küçümseyip Miles dinleyen birine dönüşmek istemiyorum. O yaşımda hala güncelliğini korursa Eilish dinlemeyi yeğliyorum :) "Temeller" gerçekten silinmiyor. Hani ciddi bir beyin hasarı almazsam Lou Reed'i unutabileceğimi zannetmiyorum.

      Sil
  3. Zihin Dede sen kaç doğumlusun ayıptır sorması :P
    Hem ayrıca bir Ankaralı olarak senin nasıl bir punk evren olmaz ya? Ankara Punk? Sokak Köpekleri?
    Blue Jean posterleri deyip kaçıyorum ayrıca.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dikkatinizi çekerim, punk müzikle ara ara yolumun kesiştiğini belirtiyorum, tamamen dönemsel mekansal :p Yoksa Ankara'da punk'tan kaçmak ne demek? Burası Joe Strummer'ın memleketi ya :D Hiçbir şey olmadıysa bile o adam doğdu.

      BJ sevgimizi kimse sorgulamasın..

      Sil
  4. Ben de mi yazsam senden ilham alıp diye düşünüyordum ama New Kids On The Block'tan bahsetmem gerekeceği için vazgeçtim 🙄

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ahahaha :D Ben ne gruplar var yazamadım. Yumuşak geçiş yaptım. O glam yılları biraz eşelesek perişan olurum. Keza metal gruplarını da :D Twisted Sisters hayranı olan kaç kişiyiz? Vallahi yüzüm yok.

      Beach Boys ve Four Seasons sevdiğini hatırlıyorum. Bak o gruplarda yalnız değilim :)

      Sil
    2. Ayy Frankie Valli! Ne zamandır dinlemedim, yarın şömine çatırtısına ekleyeyim. Beach Boys'u da en son dün akşam dinledik ya, nasıl olabiliyor allahım ahhahhha :D

      Twisted Sister deyince, Sharknado'ları seyrettin mi? Ben galiba Dee Snider'ın oynadığını seyredicem, dayanamıyorum artık.

      Sil
    3. Sharknado'da Dee mi varmış?? Aaaaaaa. Tam adamını bulmuşlar :D Ahahaha sinirim bozuldu. Valla şu günlerde izlenebilir cidden. Ben artık ciddi hiçbir şey görmek duymak istemiyorum. We're not gonna take it.

      Sil
  5. 40'larını görürsen mi? Yahu niye dedelik taslayıp duruyorsun o zaman? Böyle şeyler söyleyip durduğun için seni takip etmeye başladığımdan beri gözümde 20'lerinden başlayıp en son 60'lara kadar tırmandın. Yani ben 21 yaşındayım ama evet biz de çocukluğumuzda gazeteden resim keserdik inanılmaz bir şekilde 🙄🙄 Seni uzunca bir azarlamak isterdim ama büyüklerime saygılı olmak adına kendimi tutuyorum 🙃 Sadece kendinden antika olarak bahsetmeyi bırakmanı rica edip gideceğim teşekkürler ve iyi günler <3

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yeni kuşaklara göre 30 ve üstü dede kabul ediliyor :( Oysa ben hala kısmen genç olduğum konusunda ısrarcıyım. Konserlerde azıcık yorulmaya başlasam da :D 80'ler sonunda doğmak bugünden bakınca antikalık gibi duruyor valla. Ne Reagan kaldı ne Prince. Neyse yine de 20'lerde görmenize sevindim :) En azından ruhum orada kaldı.

      Sil
  6. Sizi hemen takibe aldım, belirli bir serüveni anlatan insanlara bayılıyorum. Elbette bu tek başına yeterli olmuyor her zaman. Rock ile sevişip ilişkiye geçememe durumu ve kıç baş ayrı şarkıya edilen eşlik alıntıları beni çok mutlu etti. Samimi itirafları ve alışılmışın dışında olan abartısız serseri üslubu seviyorum. Böyle bir isim vermiş bulundum, nahif serserilik.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hoşgeldiniiz :) Müzik olmasa ne yapardık bilmiyorum.

      Sil