Zihnin Arka Sokakları

"Ve en sonunda göreceğin aşk, verdiğin aşka eşit olacaktır." - The Beatles (The End) 🎵🐝💕🌻🌍🐾

27 Ocak 2021 Çarşamba

Bir İhtiyarın Güncesi

Başlık elbette Tanizaki'nin Çılgın Bir İhtiyarın Güncesi kitabına göndermeydi. Çünkü kendisi, Nazlı Kar roman ile birlikte masamdan bana kaş göz yapıyorlar. "Oku bizi lanet olası herif" diyorlar. Anlıyorum. Tanizaki, sanırım en beğendiğim Japon yazar olabilir. Mişima ve (Ryu) Murakami'yle birlikte. Daha önce bahsetmiş olabilirim. Ama yinelemekte fayda var. Çok sürükleyici bir kalem. De Sade etkisi deseniz var. Poe'nun gölgesi yine hissediliyor. Ziyadesiyle "çılgın" bir yazar. Japon toplumu üstüne (ve daha birçok konu üstüne) kaleme aldığı enfes Gölgeye Övgü kitabını çok beğenmiştim. Başyapıt diyebilirim. Japon tuvaletleri üstüne uzun uzun sayfalarca anlatımları mevcut. Ama gelin görün ki, ben hala kitap okuyamıyorum. Odaklanma sorunum hala sürüyor. Jules Verne ile şansımı deniyorum. Ki en az kafa yoran kitaplarından seçiyorum, yok. Jules Verne bile kafamı toplayamadı. Oysa ben çok sevmiyor muydum? Palavra kitapları hariç çok seviyorum. Yirminci Yüzyılda Paris kitabı gözdemdir. Tekrar başa dönersek, güncel Japon yazarlardan Banana Yoshimoto'yu da çok seviyorum. Trans annenin yaşadıklarını anlattığı kısa fakat duygular şelale romanı Mutfak'ı yıllar önce okumuş ve bayılmıştım. Kitabı bir arkadaşa hediye vermemiş olsaydım meraklısına postalardım. Kitaplar okunmak için varlar. Evimin bir köşesinde durmasının anlamı yok. Kışın çoğunlukla Japon edebiyatı, yazın kafa çalıştıran yazarlar (Mann, Hesse, vs.) ve sonbaharda Stephen King ile Ray Bradbury kitaplarını okumayı tercih ediyorum. Hava durumuyla alakalı.

Yağmur var bugün. Mutluyum. Çünkü hayatımdaki en güzel anlar çoğunlukla yağmurlu günlerde gerçekleşti. Her yeni yağmurda "acaba bugün bana ne getirecek" diye heyecanlanıyorum. Bugünden bana kalan o temiz, serin esintiydi. Yağmur sonrası gelen toprak kokusunu ve serin esintiyi çok severim. Kar insanı olsam da Ankara'nın ayazı bazen çekilmiyor. Geçen hafta resmen donuyorduk. Bugün keyifliyiz.

Son zamanlarda Beatles şarkıları çalarak geçiriyorum akşamlarımı. Keşke şöyle sesim olsa da salgın sonrası Beatles tribute grubu kurarak bugünleri değerlendirebilsem. Nerede. Anca kendim çalıyorum kendim dinliyorum. Gitarla akustik akşamlar. Bu gece hangisini çalsam, önerisi olan? All Together Now? Tomorrow Never Knows? Şu şarkıyı bir deneyin, çalması da eşlik etmesi de keyif. En iyi şarkısı olmasa da eşlik etmesi en tatlı şarkıları.

Geceleri hiçbir şey yapmıyorum. Yalnızım ve Youtube izliyorum. Kitap okumak varken... İleride bir gün bu zamanları "kayıp" olarak nitelendireceğim. Adım gibi eminim. Neden okumadın, neden fırsatın varken kendini zorlamadın diyeceğim. Ama olmayınca olmuyor. Çok deniyorum. Youtube'ta da kaydadeğer şeyler izlesem içim yanmayacak. Nerede sinema kanalı, muhabbet var, ben oradayım. Muhabbeti özlemişim. Ama muhabbetin telefon üstünde yapılanı değil, diz dize olanı. Yağmur dedik, Ankara'da en çok sevdiğim şey, Kızılay Coffee Lab'in balkonlarından birine arkadaşınla oturmak ve saatlerce yağmur altında kahve eşliğinde lak lak yapmak. Böyle zevklerimiz var bizim de, ne yapalım.

Japonya demişken. Biliyorsunuz Japonya'ya tatil için gitme planım vardı 2020'de. Olimpiyat zamanında! Rezervasyonlar yapıldı, uçak biletleri alındı. Sonrası malum. Pandemi zart zurt. İptal. Açıkçası bu turun iptalinde en çok yandığım noktalardan biri Hiroşima'daki otelimdi. Çünkü müthiş bir manzarası vardı. Boğa burcunun bütün ağırlığı ile keyfine düşkün biri olduğum için o geceyi heyecanla bekliyordum. Şu banyo keyfinden mahrum kaldım (tık). Tokyo'daki otelim de Gecenin Dibi romanına evsahipliği yapan oteldi (Keio Plaza). Böyle ufak tefek şımarıklıkları seviyorum, okuduğum bir kitapta veya izlediğim bir filmde dikkatimi çeken yerleri görmek veya mümkünse oralarda konaklamak güzel geliyor. Onun yerine Lost in Translation'ı tekrar izleyip iki damla gözyaşı ile Japonya özlemimi dindirdim. Japonya size de çok melankolik geliyor mu? Yetmişleri en verimli geçiren ülkeler Japonya, Fransa ve Amerika olmalı... müzik açısından.

8 yorum:

  1. ahahahaha kitaplar okumak için varlar ama kitapları mevsime göre okumak gerek öyle mi :D hiç bu açıdan düşünmemiştim düşünmek değil de planlamak diyeyim pek planlı bir insan değilim zaten . o değil de youtube izleyici olarak değil de video üreticisi olarak katılsan ne güzel olur . z kuşağının senin gibilerden öğrenecek çok şeyi var ;)
    sen ne zamandır gitar çalıyorsunn bir kayıt bu güzelim blog arkadaşlarınla paylaşmayı düşünmez misin :)
    gain'i de tavsiye ederim bu arada, ist sokaklarında kaybolmayı seviyordun sanki istanbul apartmanları diye 8-10 dk bir program yapmışlar güzel beğendim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Plandan ziyade böyle hissettiriyorlar :) Yazın cayır cayırlığında King okumak istemem. Hava biraz bulutlu, yağmurlu olacak :)) Japonlar neden kışa kalıyor? Bilmiyorum ama yoğun kar ve melankoli içerdiklerinden dolayıdır :)

      Aman şimdi başımıza icat çıkarmayalım :D Youtube içerik üretimi bambaşka bişi. Tadında bırakalım :p Burası kafi. Gitar kaydını ise burada paylaşabilirim. O okey :)

      Sil
  2. Ama kitabın yeri ayrıııı :)

    YanıtlaSil
  3. 2020'deki Japonya planını bilmiyordum. Ben mi kaçırdım? Çok fena olmuş ama ya. Üzüldüm. Neyse, planlar yine yapılır. Japonya'yı görmedim. Pahalı bir ülke diye ilk sıralara almadık ama bir gün görmek isterim. Uçak yolculuklarını çoook özledim:)
    Gölgeye Övgü'yü ilk siparişime ekleyebilirim bu arada.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bahsetmemiş de olabilirim. 1 yıldır nerede, kiminle, ne konuştum hepsi birbirine girdi :D Ben de ciddi bir fedakarlık yapıp 2020'de tek gezi planlamış ve bütçemden kısmıştım. Neyse. 2023'ten önce Uzakdoğu zor gibi :/

      Sil
  4. yahu, güney koreyi bir nebze kabul edebiliyorum da, çin, japon o kültürdeki insanların konuşması çok kulağıma batıyor resmen benim, yazın bir oyun çıkmıştı youtube da herkes oynadı hiç izleyemedim cidden rahatsız ediyor belki bunu aşmamı sağlayabilecek bir içerik biliyorsunuzdur? :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Açıkçası ben çocukluktan beri Japonları ve Japoncayı ilgi çekici buluyorum :) Hatta bir ara başlangıç seviyesinde dillerine giriş de yapmıştım. O yüzden pek bir fikrim yok. Oldum olası seviyorum (Çince konusunda ben de benzer fikirdeyim). Fakat şöyle yapabilirsiniz, yukarıdaki gibi nostaljik Japon şarkılarını dinleyerek kulak dolgunluğu oluşturulabilir :)) Yine güzel filmleri vardır. Ozu ve Kurosawa gibi devlerden başlanabilir. Anime kültürüm çok zayıf. Pek tercih etmiyorum. O yüzden o taraftan bir öneri getiremiyorum.

      Sil