Yine Simple Minds albümü yine koca bir zafer. Adamlar otuz senedir kalitelerini düşürmemeyi başarıyor. Her yeni albümde grup rüştünü ıspatlıyor. 1980'lerin kafasında müziğe atılan ama 2010'ların sound'una da karakterini yedirebilen yetenekli bir grup.
Vaktiyle U2 ile karşılaştırılırdı. Seksenlerde Simple Minds yarışı alırken doksanlı yıllarda oyum U2'dan yanadır. Fakat iki binlerin sonuyla bu yarışı yine Simple Minds burun farkıyla götürmekte. Bir koltukta rock müziği öbür yandaysa dansı taşımak her baba yiğidin harcı değil. New wave ve punk ruhunu da kaybetmiyorlar bu sırada. Vay ki ne vay. Bir albümün kapağında Simple Minds yazıyorsa hiç tereddüt etmeden alın ve dinleyin derim.
2018 model yeni Simple Minds oyuncağımızın ismi Walk Between Worlds. Andy Gillespie'nin gruptan ayrılmasından sonra çıkan ilk albüm kadroda bazı büyük değişikliklere de rastlamak mümkün. Mesela grubun davulcusu Mel Gaynor, bu albümün ardından grubu tamamen bıraktı. Peter JohnVettese tekrardan döndü.
Umarım bir gün kendilerini sahnede izleyebilirim. Konserine gitmek istediğim on gruptan biridir.
Şarkı şarkı yazmak istemiyorum. Özellikle dinlerken keyfi siz dinleyicilere bırakma taraftarıyım. Ama önerdiğim şarkılardan başlamak keyfinizi taçlandıracaktır.
Bunları Dinlemek Lazım: Magic, Summer, Walk Between Worlds, Sense Of Discovery
U2 demişşsin ama ben küçük, çoook küçükken Simple Minds ve Simply Red'i karıştırırdım. Favorim Simply Red idi ama :))
YanıtlaSilDinlenecekler arasında eklendi. Teşekkürler
Simply Red hiç dinlemedim doğru düzgün desem ? Ödev olsun bana hemen.
Sil