Son Harika

Neredeyse her şey kötüye gidiyor ama ne gam ! Elvis benimle. Kral ölmedi; tatilden geri döndü.

Doğma büyüme Elvis hayranıyım, bilinen bir gerçek ve çocukluğumdan beri kendisine özendim her zaman. Okula giderken saçlarımı onun gibi yapardım. Sanki onun gibi yakışıklıydım. Şarkılarını söylerdim biricik odamda. Sesim onun gibi güzel değidi elbette. Fakat çocukluk bu ya, kıskanırdım. Taklit ederdim. Bütün güzel özellikler belki de ondaydı. Harika bir sesi, müthiş çekici fiziği ve özgür sahnesi. Biliyorum sıkıldınız, yüz sekseninci defa aynısını belki söyledim, Elvis gibisi hiç olmadı. Tüm zamanların en büyük şarkıcısıydı bana göre. Kraldı. Memphis'in kralı. Rock 'n' roll'un kralı.

Konu Elvis sevgisiyse bendeki saplantı derecesindeydi. Hala da öyle. Nerede albümlerini görsem heyecanlanıyorum. Çocukluğumu hatırlıyorum. Ergenliğimi. Dünü. Şimdiyi ve sonrasını. Adamın yüzünde benim hayatım saklı gibi. İlginç değil mi tüm bu dediklerim ? Elvis öldüğünde bu dünyada değildim. Şans belki de, çünkü büyük ihtimalle hastanelere düşerdim kederimden. Hani Bruce Springsteen, patron bey, ne demişti, "Elvis bedenleri özgürleştirdi, Bob Dylan'sa zihinleri." Ne büyük laf ama ! İsabetli de. Bugün sahne şovu denen şey varsa, kuşkusuz Elvis'e borçluyuz. Döneminde herkes mikrofon başına toplanıp smokinle şarkı söylerken o deri ceketiyle dans ediyordu. Sonra krallığını ilan edercesine işlemeli, taşlı kostümlere geçti.

Bu yazı acaba nereye gidiyor derseniz, hemen söylüyorum. Elvis Presley'nin müstakbel eşi Priscilla, kocasının en büyük düşlerinden birini yerine getirdi ve Kraliyet Filarmoni Orkestrası'yla beraber şarkıları yeniden hayat buldu If I Can Dream ve The Wonder of You albümlerinde. Çalışmalardan ilki, 2015'in son aylarında satışa çıktı ve yılın sonunda benim "en iyiler" listemde olacak. The Wonder of You da Kasım 2016'da raflardaki yerini aldı nihayet. Klasik müzik sevmeme rağmen orkestral düzenlemeler genelde yurtdışında da burada da şişiriliyor maalesef. Nice büyük şarkıcı bu proje sevdası yüzünden madara olmuştur kim bilir. Fakat sonunda "işte" dediğim bir iş çıktı ve ne güzeldir ki bu işin de arkasında merhumun sesi var. Yattığı yerden beni tekrardan kendine hayran bıraktı. Ustaca hazırlanmış ve parçalar tam damak lezzetime göre seçilmiş adeta. Yıl sonunda ilk albümü detaylıca konuşacağım ve puanımı vereceğim. Şimdilik sürpriz olsun takipçilerime. Fakat beğendiğim düzenlemeleri paylaşmak istiyorum hemen.

If I Can Dream (2015)

Bunları Dinlemek Lazım: Can't Help Falling In Love, Burning Love, You've Lost That Lovin' Feelin', Bridge Over Troubled Water, And the Grass Won't Pay No Mind, In the Ghetto, An American Trilogy, If I Can Dream

The Wonder of You (2016)

 

Bunları Dinlemek Lazım: A Big Hunk o' Love, Suspicious Minds, Amazing Grace, Kentucky Rain, Memories, The Wonder of You, I Just Can't Help Believin'

Görkemli düzenlemesi ve sözlerinin mevcut duruma çok uyması nedeniyle ilk dinleyişte sevinç gözyaşları dökmeme neden olan If I Can Dream'i paylaşıp gecenin karanlığına gömülüyorum. Kaç gündür bu şarkıyla hayata bağlandım. Adam bir kez daha yanımda. Büyüksün Elvis.

 "Bir yerlerde ışığın daha parlak yanıyor olması lazım
Kuşlar olmalı, daha mavi bir gökyüzünde uçabilen
Daha iyi bir yer hayal edebilsem, tüm kardeşlerimin el ele rahatlıkla yürüyebileceği
Neden peki söyleyin, ah niçin, düşlerim neden gerçekleşmiyor ki !

Bir zaman barış ve anlayış olmalı

Vaadin yaman rüzgarları, süpürüp gidecek, şüpheyi ve korkuyu

Daha sıcak bir güneş hayal edebilsem, umudun herkesin tepesinde parıldadığı 

Söyleyin bana neden, ah neden, aman neden bu güneş yüzünü göstermiyor ?

Hepimiz bulutun içinde kaybolduk, çok fazla yağmurla beraber

Dünyanın içinde hapis kaldık, acılarla yoğrulan

Hayal etme yetisi olduğu müddetçe, 

İnsan ruhunu kurtuluşa erdirebilir ve kanatlanır"