Zihnin Arka Sokakları

"Ve en sonunda göreceğin aşk, verdiğin aşka eşit olacaktır." - The Beatles (The End) 🎵🐝💕🌻🌍🐾

6 Temmuz 2020 Pazartesi

Besteciye Veda

Pazar sabahları dedemle TRT'de gösterilen kovboy filmlerini izlerdik. Ayrı evlerde olsak bile. Telefonda konuşurduk. Veya ilk buluşmamızda bana o filmi anlatırdı. Dedem ilk müzik ve film eleştirmenimdi hayatımdaki. Spagetti Western türünün zirvesi Sergio Leone filmleriyle herhalde birçoğumuz o kuşak sayesinde tanışmıştı. Sergio Leone'nin filmlerinde çalan müzikleri bir defa dinleyen bir daha unutamaz. Çünkü altında Ennio Morricone imzası vardı. Morricone öyle bir adam ki, yaptığı besteleri duyduğunuz an "işte bu Morricone" dersiniz tereddüt etmeden. Öylesine karakterli ama eşsiz işlerdi hepsi de. Korku filmleri, Westernler, Brian De Palma filmleri, Tarantino filmleri... onun müzikleri hep bizlerleydi. Müziğinin karakteristiği "büyük" oluşuydu. Ucuz bir abartıdan bahsetmiyorum. Ama onun bestelerinde hep bir büyüklük hissedilir. Her şey daha kocamandır. Benim için müzik her daim öncelikli olsa da sinemaya sevgimi de yabana atmamak lazım. Benim çok sevdiğim filmlerin de çoğunun altında onun imzası var. Ve bugün, büyük besteci 91 yaşında son selamını verdi. Buruk bir veda oldu. Sorsanız senin için tüm zamanların en büyük film bestecisi kimdir diye cevabım Morricone olurdu. Hala da öyle. Pino Donaggio ve John Williams peşinden gelir. Ne diyelim, iyi geceler bayım. Yattığın yerde huzur bul.

Bir korku filmi ancak bu kadar duygusal olabilirdi. Morricone besteleri sayesinde.


4 yorum:

  1. Ah çok üzüldüm, yaratıcı ve güzel insanlar kaç yaşında giderse gitsin erken ölüm bence. Bu vesileyle bir anımı anlatayım, ruhuna da bir selam yollamış oluruz. "The Good, The Bad And The Ugly"yi izlediğimde ergendim. Sonraları defalarca TV'de izlendi tabii. Bu TV tekrarlarından birinde 6-7 yaşlarındaki oğlum da ilk kez izledi filmi ve çok sevdi, hele de müziğine bayıldı. Ertesi gün oynamak için bahçeye indi, arkasından da üst katta oturan, ondan iki yaş büyük, biraz haşarı ama çok sevimli Ali gitti yanına. Aradan biraz zaman geçti aşağıdan gelen seslerle balkona çıktığımda gördüğüm manzara şuydu; Ali elindeki kalın ipi incir ağacına bağlamış kendini asmaya çalışıyor, benim oğlan da aşağıdan "naranaranaaa naa nanaa" diye filmin müziğini söylüyor. Aklım başımdan çıktı, bağrış çağrış uzaklaştırdım bunları, oğlumu eve çağırdım, "yahu" dedim, "deli misin, ya gerçekten assaydı kendini ne yapardın?" Cevap: "Müziği keserdim". Ah Morricone toprağın bol, anını yaşatanlar çok olsun...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de sabah sabah şaşırdım, üzüldüm. İleri yaşına rağmen hala üretici olması ve sağlıklı görünmesi yanıltıyor insanı. Doldu dolu doksan yıl. Ne güzel söylemişsiniz yaratıcı ve güzel insanlar hakkında.

      Kim bilir benim çocukluk anılarımda neler vardır :) Cevaba bayıldım ayrıca ama neyse ki kötü bir şey olmamış.

      Sil
  2. Hafızalarımıza imzasını atanlardan... Ne güzel bir şeydir bu.

    YanıtlaSil