Patlayan Balonlar, Sönen Aşklar ve Robotlar

Bir haftadır internet alemini sarsan bir dizi var. Love, Death & Robots isminde.
Birkaç senedir hiç dizi izlemiyorum. Game of Thrones ve Stranger Things'in bitmesini bekliyorum.
Onlara da başlamamış olsaydım hiç seyretmezdim. Bir defa oldu artık.
Dizi perhizimi çok konuşulan diziyle bozayım, biraz da kafam boşalsın istedim, pişman oldum.
Antoloji olması sebebiyle konu bütünlüğü de olmaz, keyifle izlerim derken hem de.
Kocaman bir balon arkadaşlar. Hiçbir derinliği veya seyir keyfi yok.
Doğrudur, animasyon teknikleri gelişmiş, fakat ben ne yapabilirim?
İzlerken eğer bir mesaj veremiyorsa ve en kötüsü seyrederken zevk vermiyorsa.
Bana tam bir güç gösterisi geldi.
"Ne kadar gelişmiş bir dizi çekiyoruz" mesajı bağırıyor.
Çünkü aynen söylediğim gibi işçilik önemsenmiş.
Gerisi yok.
Epey şişirilmiş.
Netflix'in son zamanlardaki dokunulmazlığı da canımı sıkıyor.
"Netflix yaptıysa iyidir abi" gibi bir kural yaratıldı.
Oysa onlar değil mi Black Mirror'ı madara edenler?
Kim tercih eder dizinin son evrilen halini?
Düpedüz batırdılar.
Bu dizi de tamamen şiddet, bilimkurgu ve cinsellik ile pazarlandı.
Neymiş yetişkinler içinmiş dizi.
İki kanlı sahne koy, bir iki tane de cinsel organ sahnesi. Tamam, çok havalı diziyiz.
Cinselliğe dair bir şeyler izleyecek olsam seyredecek şeyler var, bunu izlemem.
Distopya izleyecek olsam ve geleceğin kurgulanmasını düşlesem düzinelerce bilimkurgu filmi var.
Korkunç bir şeyler arasam gider korku filmi izlerim yorulmadan.
Bu dizi hepsinden bir demet koymaya çalışmış.
Ama ortada son yılların en anlamsız projesi filizlenmiş.
Dizi ve film işlerine yeni başlayan gençler sevebilir.
Ama bizim gibi eski kaşarlara uymuyor. Sıkıcı.
The Witness ve When the Yogurt Took Over bölümleri güzeldi. Kalanlar vasat ve altı.
İyi haftasonları. Müzik candır.